Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '10

 
Kategori
Mizah
 

Bizim katillerimiz

Bizim katillerimiz
 

AKP cephesi ve bazı medya kuruluşları, Balyozu aldılar, kabul ettiler. Birileri, 2003 yılından beri, balyozun sapından tutmuş, havaya kaldırmış, indirememiş. Balyoz, öylece bekliyor. Balyoz var. Balyozcu da var, ama icraat yok. Balyozcu TSK, ithamları reddetti. Genel Kurmay Başkanı, bu bir iftiradır. Bu iftirayı Türk Silahlı Kuvvetlerine atanları, lanetliyorum, dedi. Açık yüreklilikle belirtmeliyim, lanete ben de, tüm yüreğimle katılıyorum. Türk milletinin geleneklerinde, iki ocağı vardır. Baba ocağı ve Asker Ocağı. Baba ocağına, ateş çoktan düşmüştü, Şimdi de, Asker Ocağına ateş düşürdüler. Kendi ocaklarını tüttürmek isteyenler, bu, iki mukaddes ocağı telef ediyorlar. Ana kucağı, Baba Ocağı ve Asker ocağı. Bunlardan birisinin olmaması, hayatınızda bazı şeylerin noksan kalmasına neden olabilir. Bunlar, para ile, pul ile alınacak şeyler değil. Yaşamanız gerekiyor.

Başbakan dedi ki; “Vatandaşı tehdit görmek, çağ dışıdır.” Katılıyorum, katılmasına da, iki gün önce, tekel işçisi için, “kasayı soydurtmam” dememiş miydi? Başbakana göre, tekel işçileri, kasayı soymak için eylem yapmıyorlar mıydı? Demek ki, öyle değilmiş. Ekmek kavgasının ne demek olduğunu, bir Başbakanın, bilmesi gerekiyor. Başbakan olmak, kolay bir şey değil.

AKP den önce, yaklaşık 30 yılda bir, askeri darbe görmemiz mümkündü. Sonuncusunu, 1980 de görmüştük. 2010 yılındayız, olur mu, olur. Ne demiş büyüklerimiz: “Korkulu rüya görmektense, uyanık durmak evladır.” Ha bugün, ha yarın, ha oldu, ha olacak derken, uykusuzluk sendromu yaşar olduk. Sabaha doğru, Hasan Mutlucan türküleri ile uyanırsak, halimiz nicolur?

30 yılda bir, yerine, her gün darbe, vallahi çekilir gibi değil. Allah Başbakanımıza sabır versin Bir de, Bülent Arınç ın durumu var ki, o daha vahim. Sayın Arınç ın evinin önünden, asker üniformalı biri geçmeyi versin, emniyet alarm durumuna geçiyor. Bu zamanda, devlet zevali olmak, zor şey. Yürek ister. Mesir macunu olmasa, dayanmak zor. Bu iş, devlete ilave bir ekonomik yük de getiriyor.

Haberlere göre, Başbakanlık binasına 104 ilave güvenlik kamerası yerleştirilmiş. Daha önce kaç taneydi, şimdi kaç oldu, bilmiyorum ama, bu kameraların kontrolü ve incelenmesi için de, bir sürü elemana ihtiyaç var. Uygulama tüm bakanlıklara yaygınlaştırılırsa, yaratılacak istihdam, acaba işsizliğe bir çare olabilir mi? Her musibette, bir hayır vardır, boşuna dememişler. Korku dağları bekletiyor.

Terörist ve katil Mehmet Ali Ağca ya, bir dans yarışmasında, jüri olması için, 500 bin TL teklif edilmiş. Bu adam, işlediği suçun cezasını hapis yatarak çekse de, bu onun sıfatının temizlenmesini sağlamıyor ki. Biz onu hala, Abdi İpekçinin katili olarak tanıyoruz. Ölüp gitse de, hep öyle anılacak. Bu jürü üyeliğini ona teklif edenlerin, azıcık utanmaları ve toplumun temiz insanlarına karşı saygılı olmaları gerekmiyor mu? Utanma, arlanma, diye bir şey kalmadı mı?

Bu arada, APO ne olacak. Ona teklif yapılmayacak mı? Diziler de ufak bir rol, danışmanlık falan gibi. Katillerimize sahip çıkalım. Onlar, bizim katillerimiz. Yoksulluk çekmelerini istemeyiz. 30 bin insanımızın katili, yoksulluk ve sefillik yaşamasın. Şanımıza yazık. El ek, gül bebek, bebek besleyelim ki, bebek olmanın ne demek olduğunu öğrensin.

 
Toplam blog
: 820
: 326
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Nerede, nasıl, ne zaman, umursamıyorum. Bir şekilde dünyadayım, yaşıyorum. Hayatı seviyorum. Tanr..