Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

RMZSM Meliha Karaoğlu

http://blog.milliyet.com.tr/meliha63

12 Ocak '08

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Bölümler ve üniversiteler

Etrafımda o kadar öğrenci var ki! Üniversite, lise, ilköğretim ayrıca 3 gruba giren çocuğum da! Onlarsız günüm yok. Kasdettiğim sıkıntı yada çözüm arayan konular, oldu ve olmaya devam ediyor. Çok kalıplaşmış bir söz vardır ya "küçükken dertleri küçük, büyüdükçe dertleri de büyüyor" ben hep hayal ederdim, "kızım 20
yaşına geldiğinde oğlum 17 ne güzel, ufaklığımda 11 nerde o günler" diye iç geçirirdim!

Uzun yolculuklarda ben miniklerle uğraşırken çocukları büyümüş insanları görür özenirdim. Hasretle bu günleri beklerdim. Hele birde okuyan üniversiteli, liseli çocularsa gıpta ederdim.

Evet bu hayallerin olması için ömür geçmesi gerektiğini unutarak o günlere geldim. Çok şükür! Gelin görün ki tabiri caizse unumu elemiş olamadım. Çocukların yemeklerini kendileri yemesi, banyolarını kendileri yapması, okula dersaneye rahat gönderebiliyor olmam, eskisi kadar sık hastalanmıyor olmaları.... Büyümüş ve bana ihtiyaçları olmadığını göstermiyor.

Şimdi ki koşuşturmam onların başarılı birer eğitim almaları ve DIŞARIDAKİ TEHLİKELERE KARŞI MÜCADELE EDEBİLMEYİ ÖĞRENMELERİ, yaşama, çeveye duyarlı bireyler olarak toplum hayatına girmeleri.

Benim yaş ortalamamda olup da lise ve üniversite hayatına girecek çocukları olanlarda gördüğüm en büyük hata gencin bölüm seçmesindeki baskı. Nedense hep bizim olmak isteyip te olamadığımız bölümler ya da meslekler dayatılır... Halbuki bizlerin rolü burada çocuğumuzun o ana kadar gözlemlediğimiz yetenekleri ile olmak istediği mesleği ve seçenekleri arasında bütün alternatifleri önüne sermek iyice inceleyip seçimine saygı duymak olmalıdır. Ve hepimizde bunu biliriz, ama dürtülerimize neden mani olamayız!

Genç bir yeri kazanıp yerleşince çoook uzaklarda iken, bizler her zamanki günlük hayatımıza devam ederken, o, zorla yazdırdığımız bölümün derslerini hangi şevk ve istekle okuyacak ve başarılı olacak bir DÜŞÜNELİM Mİ? Elbette hepimizin çabası onların kazancı bol, hemen iş bulabilecekleri birer meslek sahibi olmaları. Ben
o dönüm noktasında televizyonda Sinan Çetin beyle yapılan bir röportaj dinledim ve seyrettim. Sinan bey aynen şöyle dedi "Ben dünyada en çok sevdiğim işi, uğraşıyı zevkle yapıyorum. İnanılmaz, bana üste para veriyorlar." İşte şifre bu olmalı. İnsanın yaşamdaki en büyük amacı mutlu olmak değilmi? Çocuklarımıza
bütün seçenekleri sunalım yapmak istedikler işleri yapabilme mutluluğundan onları mahrum etmeyelim. O zaman başarı gelir, başarılı insanda zaten hayatını geçindirebilir.

 
Toplam blog
: 41
: 1151
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1963 Doğumlu  ununu elemiş eleğini asmak üzere...3 (kimine göre pırlanta) çocuk yetiştirmiş denil..