Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Boşanmıycam, süründürücem onları

Boşanmıycam, süründürücem onları
 

Odama açılan kapının aralığından elindeki pembe renkli kâğıt mendile mütemadiyen burnunu silen otuz- otuz beş yaşlarında bir kadının varlığını fark ediyorum. Telefonun diğer ucundaki kişiye bahsettiğimiz konu üzerinde bir takım yorumlarda bulunurken diğer yandan da kadını izliyorum. Tam bu sırada görüş alanıma 4-5 yaşlarında bir erkek çocuğu giriyor. Çocuk annesine sessizce bir şeyler söylüyor ve sanki biraz ısrarcı bir hali var. Sıkıntısını bastırmakta zorlanan kadın ise öfkeli bir tavırla çocuğu susturuyor…

Telefon görüşmesinin bitiminde sekreterim, kadını içeriye alıyor, çocuğu ise televizyonun bulunduğu diğer odaya. Hiç bir şey söylemeye fırsat kalmadan, göz göze geldiğimiz ilk anda kadın,

- Kocam beni boşıycakmış avukat hanım, dava açmış, o o…uyla yaşıycakmış artık, ama görecek onlar, boşanmıycam işte, nikâhımı vermiycem, süründürücem onları, tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânı, elbet gelip ayaklarıma kapanacak o kocam olacak soysuz… diye art arda döküveriyor içindekileri. Bir yandan da öfke ve ağlama nöbetine tutuluyor. Sakin olmasını, açılan davaya ilişkin dilekçe elindeyse vermesini ve olanı biteni en başından anlatmasını söylüyorum.

Kadın elindeki tebligat zarfıyla birlikte dava dilekçesini uzatırken, 17 yaşındayken kaçarak evlendiklerini, 15 yıllık evli olduklarını, 4 çocukları olduğunu en küçüğün içerdeki oğlu olduğunu, eşine saçını nasıl süpürge ettiğini ve eşinin de onu altı aydır bir başka kadınla nasıl aldattığını bir çırpıda anlatıveriyor ve tabii gerekli diğer bilgileri de…

Sonra yeniden başa dönüyor,

- Ne olursa olsun boşanmıycam, yıllarca emek edip edindiklerimi o kadına yedirmiycem, süründürücem onları, bak sonra nasıl ayaklarıma kapanacak, elbet bana geri gelecek…

Açılan davaya karşı beyanda bulunmak üzere yazılacak dilekçeye konu olacak tüm bilgiler ve deliller üzerinde konuştuktan sonra kadıncağız içini dökmüş olmanın verdiği rahatlık hissiyle giderken şunu da söylemeden edemiyor,

- Bari benden güzel bişey olsa yüreğim yanmıycak avukat hanım, kara kuru bir kadın, resmini gördüm…

Sanki gerçekten daha güzel olsa beğenecekmiş de “aaa güzel kadınmış, helal olsun kocama” diyecekmiş gibi söylemiyor mu bir de…

Kadın gittikten sonra şöyle bir düşündüm. Yıllardır bu işi yapıyorum ama hâlâ kadının sergilediği tavrı anlayabilmiş değilim.

Süründürecekmiş onları...

Yargılama sürecinde olanı biteni takip ederken, tanıklar ne söyledi, yok biri yalan söyledi, kocam bana falancayla laf gönderdi, derken sanki kendisi sürünmeyecek.

Sonunda nasılsa geri dönüp ayaklarına kapanacakmış...

İyi de bedenen yanında olsa bile ruhen bir başkasına ait olan birini sen isteyecek misin? Unutabilecek misin ihanetini, affedebilecek misin? Seninle olurken, O’nu hayal edip etmediği şüphesi kemirmeyecek mi aklını? Kaldı ki böyle bir adamın nikahında olsan ne olur Allah aşkına!!

 
Toplam blog
: 62
: 874
Kayıt tarihi
: 21.12.08
 
 

Farkında olmaya çalışıyorum; yürüdüğüm yolun, içime çektiğim havanın, gördüğümün, duyduğumun, hisset..