Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '10

 
Kategori
İzmir
 

Boşnak piknikçiler, hem sele kapıldılar, hem eğlendiler.

Boşnak piknikçiler, hem sele kapıldılar, hem eğlendiler.
 

Islak kömür piknikde daha iyi yanıyor.


İzmirli Boşnak’lar, geleneksel “ teferic” günlerini, Manisa yolundaki Karaçam piknik yerinde toplanarak kutlarken, şiddetli yağmur altında da kıllarını kıpırdatmadan doyasıya pikniğin tadını çıkardılar.

Dünyanın her yerindeki Boşnaklar bu ” teferic” günlerinde, yılda 1-2 kez bir araya gelerek, şenlikli festival düzenlerler. Boşnaklar, yeni dostları ile tanışıp, kaynaşırlar bu günlerinde. Bir bütün olur herkes. Bir zirvedir bu.

Ne armudun sapı, ne üzümün çöpü demezler. Bir ellerinde cımbız da olsa, elindeki aynaya bakarak, dünyayı umursamazlar. Onda; dostluğun, içtenliğin, güzelliğin, mertliğin izlerini görürler. İyi vakit geçirip yeni insanlar tanımak isterler. Herkes mutlu olsun, vakitleri hoş olsun isterler o gün. Bir nevi baharı kutlamadır yaptıkları.

Öyle ki, pikniğe Adana’dan, Sakarya’dan, Balıkesir’den ve diğer illerden otobüslerle Boşnak Dernekleri yöneticileri katıldı.

Kimler yoktu kimler. Bosna-Hersek Fahri Konsolosu ve Karşıyaka Belediyesi eski Belediye Başkanı Kemal Baysak, Karadağ Parlamentosu Meclis Başkan Vekili Rıfat Rastador, Karadağ Türkiye Büyükelçisi Ramo Braliç, Sırbistan Fahri Konsolosu Metin Akdurak, Sırbistan İstanbul Konsolosluğu diplomatı Vesilje Petkoviç, Türkiye Bosna-Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı Cemal Şener, İzmir Bosna-Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Av. Şenay Biçer ve İzmir’de yaşayan Boşnaklar pikniğe katıldı.

Piknik neşeli başladı, konuklara ikramlar, akordeon ile söylenen Boşnak şarkıları eşliğinde halaylar çekildi. Piknik, neş’eyle sürerken birden yağış başladı. Bir süre yağmura aldırmayan kalabalık geçeceği umuduyla masalarının başında bekledi. Yağmur, olanca hızıyla şiddetini artırması neticesi, piknik, yarıda kesildi. Ancak yağış şiddetini arttırarak devam edince piknik alanında ilginç görüntüler oluştu. Kimileri şemsiyelerini ateşi sönmesin diye mangallarının üzerinde tutarken, kimileri masaların altlarına sakladı. Yağmurun sağanağa dönüşmesi üzerine alana gelenler ıslanmış bir vaziyette pikniği yarıda bırakıp dönmek zorunda kaldı. Ortalığı tabi bir anda kahkaha seli kapladı. Bu “ıslak pikniği bile” neş’eye çevirdiler. Etrafta mini dereler çoğalıp, gittikce sele dönüşünceye kadar dayandılar.

1950 yılı sonrası Türkiye’ye göç etmiş olan aileler, 2. dünya savaşı yıllarında Türkiye’e geldiler. Zor koşular görmüş ve yaşamış olan Boşnaklar, “yok nedir bilirler” olarak tanınır. Eskilerin kilerinde, eve yetecek bir aylık erzak bulunur.

Misafirperverdirler. Güzeldirler. Kahveyi şekeri yanında yandan çarklı içerler. Börekleri namlıdır. Nitekim de o günkü pikniklerinde Boşnak köftesi, börekleri ve baklavaları vardı. Ayrıca Tarçınlı Bosna kurabiyesi, kabakları Bosna öreği, pilavlı köfte, göbek tatlısı, muhacir böreği ve nohutlu kapçık, sofralarını süslüyordu.

Hep birlikte oyun havalarına uygun söyledikleri türkü bile matraktı. Zaten espriyi seven bir anlayışları mevcuttur ki, tam da uymuş oldu:

Keten gömlek sekiz kat / Dördünü giy, dördünü sat / Benden başka seversen / Kalkma yataklarda yat / Ay Ramo, Ramo / Ramo Ramo Tu Sevo / Bizi ayırıyorlar..”

Diğer tarafta da türküler gırla gitti tabi “Elmanın haline bak / Dön de bir dalına bak / Yaktın beni kül ettin / İnsafsız halime bak “

Boşnaklar, diğer sosyal faaliyetlerindeki panellerde, sempozyumlarda ve özel sohbetlerinde bir şeyi vurgulamak isterler daima “ Boşnaklar, Türkiye’de, azınlık olarak görülmek istemezler”

Kurtuluş savaşında Arnavut ve bütün Balkan kökenlilerin % 70’i, birlikte orduya katılmış subay kökenli kimselerdi.

Mostar dahil, Bosna Hersek’de “ Boşnak”, Müslüman slâv anlamına geliyor. Ayrıca Bosna’da herkese de Müslüman diyemiyoruz. Boşnak ayrı, Bosnalı ayrıdır. Batı âlemi Boşnaklara “Bosnalı” demektedir. Bu, yanlıştır.

Aradan yıllar geçti. Şimdi onlar, Türkiye’de mesutlar. Geleneklerini yaşatıyorlar, göğüslerini gere gere.

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..