Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '06

 
Kategori
Fotoğraf
 

Bu fener şimdi yok

Bu fener şimdi yok
 

Fotoğraf çekerken o anın bir kez daha yaşanamayacağını düşündüğüm için fotoğraflara çok değer veririm. Hele fotoğraftakiler yoksa artık... İnebolu limanındaki büyük mendirekteki feneri anlatacağım, 125 yıldır tamamlanmadığı söylendiği için medyamızın haber yapmayı sevdiği İnebolu limanındaki feneri... Benim bildiğim dönemlerde liman inşaatı iki kez bitmişti ve her ikisinde de mendireğin sonuna fenerin en estetik şekilde yerleştirilmesi için yuvarlak bir mini meydan yapılmıştı. Mendireğin uzatılması gerektiğinde o yuvarlak alan yıkılmış ve tamamlanınca bir benzeri yapılmıştı. Çok severdim bu fenerde fotoğraflar çekmeyi. Yaklaşık çeyrek asırdır bu fotoğraflarda gördüğümüz gibi değişmeden durdu. Geçen yıl yıkıldı, artık o fener yok. (1)

İnebolu limanının mendireği canayakın bir mendirekti. Yalnızca gemilerin yanaşması, yükleme, boşaltma amaçlarıyla değil, insanların da rahatça dolaşmasına olanak verecek, balıkçıların oltalarını en kolay atabilecekleri şekilde tasarlanmıştı. Birkaç yıl önce uluslararası güvenlik kodları bahane edilerek girişe bir nizamiye yapıldı ve bu mendirekte İneboluluların dolaşması yasaklandı. Ya uyarılmayı göze alıp gireceksiniz ya da uzaktan seyredeceksiniz.

Ellili yılların başında liman inşaatı başladığında büyükbabam orada işe girmiş. İş bulmanın mutluluğuyla o sırada doğan oğluna Hayri adını vermiş. Hayırlı bir haberle geldiği için. Mendireğin girişinde duvarında kocaman harflerle 1951-1952 yazılarını gördüğümde Hayri amcam gelir aklıma. O zamanlarda kullanılanlar dikdörtgen prizma şeklinde çok büyük bloklar. Her birinin üzerinde kalıba döküldüğü tarih betona yazılmış. Yetmişlerde yapılan bloklar yeni bir teknolojiydi. Dört bacaklı büyük blokların adını bir türlü öğrenemedim, uzay gemilerine benzetirdim onları. Limanın dışında birbirine geçerek oldukça güvenli bir engel oluştururlar Karadeniz’in hırçın dalgalarına karşı. Düz bloklar oltalarıyla limana gelen balıkçılar için kullanışlı alanlar oluşturur, yeni bloklarda dolaşmak cesaret ister, ayağınız kayıp düşüverirsiniz.

Mendireğin limanın dışına bakan tarafında yüksek bir duvar vardır. Bu duvarın üzerine fenerin yanından beton merdivenlerle çıkılırdı, şimdi o merdivenler de yıkıldı. Duvarın kalınlığı yukarıya doğru azalır ve üste iki kişinin yanyana yürüyebileceği bir yol vardır. Yükseklik korkunuz yoksa güzel bir yürüme yoludur, yasak olmadığı zamanlarda çıkar yürürdük. Yürüdükçe daraldığını hissederdim, iki kişi yürünmez olur ve tek sıra yürürdük. Dalgalar, iki taraftaki deniz, bir tarafta ufuk çizgisi, uzaklarda dağlar üzerinde yemyeşil ağaçlarla o kadar büyük bir dünya içinde olurdum ki, o yol daralıverirdi, oysa genişliği hep aynıydı,

Fenerin orada bir incir ağacı büyümüştü blokların arasında. Meyve vermezdi ama yemyeşil heybetli bir ağaç olarak görünürdü yaz aylarında. Sonbaharda yaprakları dökülünce öldü sanırdım ama ertesi bahar yine sanki bağırırdı olanca sesiyle “Burası Karadeniz, yeşeririm her yıl” diye.

Bu yıl liman inşaatı bitecek diyor haberlerde. Oraya aynı feneri istiyorum, yıkılanın aynısını. Fotoğraflarını çektiğimde “nerede o eski fenerler” demeyeceğim bir fener. Bir de incir ağacı büyütelim fenerin yanında.

(1) TRT’nin telegününde dolaşırken 193. sayfada her rastladığımda iyi ki çekmişim o fotoğrafları diyorum. Arızalı seyir yardımcıları başlığı olan sayfada İnebolu Burnu Feneri 415848N 334548E koordinatlarıyla sürekli duruyor.

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..