Bu yıl Muğla'da Basın Gecesi Cavit Aker adına yapıldı.

Cavit Aker ödülünü yazar- araştırmacı  Hamdi Topçuoğlu almıştır.

(Cavit Aker kimdir? 1889 Ula doğumludur. İstanbul Harp Okulu mezunudur. Çanakkale Savaşına Jandarma Teğmen olarak katılır. 1919 Fethiye Jandarma Komutanıdır. Sonraki yıllarda CHP'nin yayın organı Muğla'da Halk Gazetesi'nin başyazarlığını üstlenir. 1932'de Muğla Halk evi Başkanlığını 10 yıl sürdürür. Ula'dan Telgrafçı Fuat Ahmet beyin kızı Remziye ile evlidir. Kızı cavidan Evren, Aydın'ın ilk Cumhuriyet eczacısı Ziya Evren'in eşidir. 28 Mayıs 1961 tarihinde Aydın'da kızının yanındayken vefat eder. Cenazesi Kurtuluş Savaşı kahramanlarına yapılan askeri törenle Aydın Telli Dede mezarlığında toprağa verilir.)

Muğla topraklarının bereketi insanını üretken, verimli  kılmıştır. Muğla’da yaşayan herkes sanki Muğla’ya katkıda bulunmaktadır.

Muğla böylesine geniş coğrafyanın ve üzerinde yaşayan insanının ekinidir.

Muğla’ya büyük katkılarını sunan bir Muğlalı Ünal Türkeş ağabeyimdir. Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olarak, gerekse de Muğla Devrim gazetesi ile Muğla’yı her yönüyle hayata geçiren bir değerli tarihçimiz, büyüğümüzdür.

Arşivi ise  tüm ülkeye ekol ve kaynaktır. Kimler geçmiyor ki o Devrim’in ekolünden? Kimler Muğla’ya koşmuyor ki?

O nedenle geçen yazılarımdan birinde şöyle demiştim; Ünal Türkeş ağabeyimin arşivi gelecekte bir vakıf veya kuruluş olarak Muğla’da hayata geçirilmelidir. Muğla’ya hizmet edilecekse işte ilk başta bu arşivi  hayata geçirmek, geleceğe taşımak, sahip çıkmak gerekir. İnşallah bunu herkes görev olarak duyar ve hayata geçirmek için kolları sıvarlar.

Ne demişti Şadan hocam; Muğla yansa Muğla’yı küllerinden çıkartır, Ünal Türkeş dostum.

Ünal ağabey canlı tanık olduğumuz, bu konuda şanslı olduğumuz bir devrin tanığıdır, diye düşünmekteyim.

Yüksek bilgisi ve belgesi ile o Muğla’yı hayata geçirmektedir, çünkü.

Muğla Gazeteciler Cemiyeti görevin de  üstün  duygu, düşüncelerle  Muğla topraklarından fışkıran  bilgi ve birikimiyle, tarihi, siyaseti, kültürüyle suyun kollarından tüm ülkeye kaynak  olarak gitmektedir.

Bir devrin ekolü. Bir devrin  yanan meşalesi. Ve bir devrin tanığı, canlı tarih işte orada duruyor gidin, görün, konuşun. Muğla’nın köklerini hayata geçirmiştir ,o.

Her geçen gün onu anlayan durmadan çoğalmaktadır, git gide çoğalacaktır da.

Biraz da bu yıl yapılan Basın Gecesi’nden  söz etmeliyim. Her yıl emek veriliyor, emeğe saygı var bu program da hep.

Tüm çevreden gelen Gazeteciler yerel , görsel, yazılı basın bir araya geliyor, bazen belki daha çok zevkli geçiyor, bazen biraz durağan.

Ama tüm basın o geceye gelmek için hazırlanıyor. O gecede her gazete, dergi tüm katılanlara dağıtılmak, verilmek, anlatmak için  veriliyor.  Kimileri siyaset, kimileri, basın, kimileri yazılarını, kimileri şiirlerini, kimileri ise Muğla’yı konuşuyor.

Basın gecesi bu  sene 7 Eylül tarihinde gerçekleşebildi. Gecede tüm emekçiler ödüllerini aldılar, bir kıymet, bir düşüncedir.

Şu Karabağlar’ın Keyfoturağında yapıldı. Ancak bu kez tek farkı şuydu; Sevgili  Melda Türkeş ablamın gecede olamayışı idi.

Herkesin bildiği gibi bir operasyon geçirmişti, dinlenmesi gerekliydi.  Devrim’i dinleyen, anlayan , büyük desteklerini koyan Melda ablaya tekrar bu yazımla büyük geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Onunla dertleşmeyi, konuşmayı özlüyoruz. Öylesine anıları, duyguları vardır ki!!!

Muğla Basın Gecesi’nde  benim için biraz sürpriz oldu diyebilirim. Yerkesik Zeytinköy Zey-Der derneği kurulmuştur bir –kaç yıl önce. Başkanı Muharrem beyin bir plaketi oldu. Ünal Türkeş ağabeyime üstün hizmet ödülü.

Teşekkürler, yöremin kıvancı olarak anladım, mutlu oldum.

Zey-Der’e başarılar diliyorum, dernekler hep yaşamalı. Onlar yerelimizin  en önemli  varlıkları , parçaları.

Bir basın gecesi 2013 Eylül’ünde gelip geçti. Tüm Basının emekçilerine sevgilerimi yolluyorum.

Ve Ünal ağabeye teşekkürlerimizi iletiyoruz…