Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '08

 
Kategori
Özel Günler
 

Bugün 5 Ocak. Adana'nın Kurtuluş Günü.

Bugün 5 Ocak. Adana'nın Kurtuluş Günü.
 

Adana Demirspor (23.01.1972)


Ülkemizin düşman işgalinden kurtarıldığı günler; şehir, ilçe ve beldelerde ayrı tarihlerde "Kurtuluş Günü" olarak kutlanır. Kent yaşamına bir coşku, bir heyecan katar böyle günler. Düşünüyorum da nerede o eski "9 Eylül İzmir'in Kurtuluş Günü" törenleri? Bambaşkaydı. İzmir, İzmir değil Ege olurdu. Ege; törenleri ve etkinlikleri izlemeye gelirdi 9 Eylül sabahının ilk ışıklarıyla beraber. Gündüz başlayan coşku gece fuarda devam ederdi, geç vakitlere dek.

İkibinsekize girdik. Yeni yılda tekrar başlıyoruz bu coşku ve heyecanları yaşamaya. Mersin yaşadı 3 Ocakta, bugün sıra Adana'da.

Askerliğimi bu güzel şehirde, Adana'da yerine getirmiş olmam nedeniyle bu coşku ve heyecanı bir kez yaşadım. Her ne kadar, birbirimizden çok uzak kalsak da, kalbim hep oradaydı. 5 Ocak'ları ve yaklaşık onsekiz ay süren beraberliğimizde yaşadığım güzel ve mutlu günleri unutmadım. Adana'ya ve Adana'lılara olan saygım ve sevgim bu yüzden. Bugün yaşanan mutluluğu Adana'lı dost ve arkadaşlarımla paylaşıyorum.

Bir İzmir'li olarak; doğup büyüdüğüm, yaşadığım, sevdiğim, mutlu olduğum kentimden uzun bir süre ayrı kalmaya nedense gönlüm pek elvermiyor. İzmir'i fazla seviyor olabilirim. Başka bir şehirde uzun bir süre ne çalışmayı ne de yaşamayı istedim. Sadece askerlik hizmetim nedeniyle kentimden ayrı kaldım. Ondokuz ay. Bir ay erken dönmek için izin bile kullanmadım.

Şüphesiz askerlik görevini yerine getiren her Türk gencinin memleketine dönüp sevenlerine kavuştuktan sonra askerlik anılarını anlatması doğaldır. Ayrıca Türk erkeklerinin büyük bir kısmı da askerlik anılarını anlatmaya bayılır:

"Bizim bölükte bir Başçavuş vardı..."

"Hiç unutmam bir gün nöbetteyken..."

"Bu resimde ayakta duranlardan, sağdan ikinci ben. O zamanlar çakı gibiydim..."

benzeri cümlelerle başlayan öykü ve anılar bazen ilgi uyandırır, anlatanın :) şive ve efektlerle olaya ayrı bir renk, heyecan katması ile zevkle dinlenirdi. Bazen aynı şeyleri dinledikçe de "Yeter artık, ezberledik :)) yahu, gına geldi" de denirdi. Ne olursa olsun anılar güzeldir. Dileğim askere giden her Türk gencinin bu kutsal görevini kazasız belasız tamamlayıp sevenlerine, sevdiklerine anlatacağı güzel anılarla dönmesidir.

Askerliğimin bitiminde hemen iş hayatına başlamam, yorucu ve yoğun bir çalışmanın sürdüğü sektörde çalışmamın yanısıra kısa bir süre sonra ... falan filan derken askerlik anılarımı anlatacak ne zaman vardı ne de mekan. Çok sonraları çocuklarımla, dost ve arkadaşlarımla beraber olduğumda ufak tefek maceralarımı, anılarımı anlatmışımdır.

Arkadaşlarımın bir çoğunun askerlik anılarını dinlediğimde, sanki askerlik yapmamışım gibi gelmiştir bana. Hele ki içlerinde 1974 Kıbrıs Barış harekatına katılanlar, gazi olanlar, sınır boylarında karda-kışta nöbet tutanlar, eğitim alanlarında sabah ayazında, öğlenin kaynar sıcağında, çavuş talimgahlarında yeni Mehmetçikler yetiştirenler, sabah sporu ile güne başlayanlar... ve daha ne zor koşullarda görev yapanların olduğunu öğrendikçe.

Ben de anlatmak istesem "Anlatacak neyin var, sanki askerlik yaptın. Adana'da, şehir içinde istediğin gibi gez, istediği yere gir-çık, maçları, sinemalarda filmleri bedava izle, oh ne alâ" diye takılır ve beni sustururlardı.

Dediklerinin hepsi doğruydu. Siz de bunları duyup Adana'yı haraca :) bağladığımı sanmayın. Görev gereğiydi yaptıklarım. Ama bazıları da sevdiğim, beğendiğim, kendimce gururlandığım işlerdi. Görev dışı.

İki yıl sonra Adana'ya gittim. Günü birliğine. Özlem gidermekti amacım. Günümü askerlik yaptığım yerde, Adana Demirspor kulübü ile komşu olduğumuz gardaki küçük birliğimde asker arkadaşlarımla birlikte geçirdim. Komutanım, diğer subay ve astsubaylar hep değişmişti. Askerlerin hepsi de benden sonra gelmişlerdi. Yani beni tanıyan kimse yoktu. Beni mutlu eden askerlerin söylediği bir kaç cümle idi:

- "Burda hala senden bahsediyoruz. İzmir'li bir yazıcımız varmış diyoruz. Mektuplarımızı senin sayende ücret ödemeden gönderiyoruz, görevli olarak maçlara gidiyoruz, hem izliyoruz hem de para alıyoruz, senle aynı dönemde askerlik yapmak isterdik."

Arkadaşlarımın anlattığı nitelikte bir askerlik yapmadım. Kırk gün kadar Isparta'da :) Helen'siz geçen günlerimi anlattığım acemilik döneminden sonra Adana'ya geldiğimi "Er mektubu görülmüştür" başlıklı blogumda anlatmıştım. Yeri geldiğinde askerlik anılarımı, yaptıklarımı ve en önemlisi Adana ile olan dostluğumu size de anlatırım, ama bugün değil.

Farklı bir şehirde, Adana'da. Farklı bir ortamda, 12 Mart'ların getirdiği sıkıntılar ve sıkıyönetimin sürdüğü bir dönemde. Farklı bir yaşam, askerlik.

Bugün 5 Ocak, Adana'nın kurtuluş günü.

Bu mutluluğu çok önceleri yaşamıştım, Adana'lılarla birlikte. Bir kez daha paylaşıyorum.


ADANA DEMİRSPOR'UN TARİHİ KADROSU: 23 Ocak 1972

AYAKTAKİLER : Atilla (Kaptan) - Burhan - Fatih Terim - Bilal- Dursun -Bektaş - Suphi

OTURANLAR : Doğan - Ahmet - Kayhan - Salim

Fotoğrafları büyük boyutta görmek için, tıklayın:

http://picasaweb.google.com.tr/ilyasbayram35/AdanaDemirspor1972#
 
Toplam blog
: 240
: 2494
Kayıt tarihi
: 13.04.07
 
 

6 Mayıs, bir Hıdırellez günü "Merhaba dünya" demişim. Geçen elli küsur yıl. Bir şarkı vardır Osma..