Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '12

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Bülent Arınç olayı ve gaflar..

Bülent Arınç olayı ve gaflar..
 

Planlı, proğramlı iyi polis kötü polis oyunlarının aktörleri..


RTE, Abdullah Gül, Bülent Arınç gibi Türkiye’nin son 10 yılına damga vuranlar 1960’lı yıllardan beri Milli Görüş geleneğinden gelip, mensubu oldukları partilerin, ya Anayasa Mahkemesin’ce “Laiklik karşıtı hareketlerin odağı” olmaları yüzünden  kapatılması ya da Erbakan’ın Anti Amerikancı çizgisi ile ters düşmeleri yüzünden “gömlek değiştirerek” saf değiştirmişler, devamında  ABD’nin kurgusu ile kurulmuş olan AKP’nin önde gelenlerinden olmuşlardır.

Bu üçlününde içinde bulunduğu grubun ülkemizi getirdikleri durum ortada.

Bu konuda ne kadar yazsak, ne kadar bağırsak azdır. O konu zaten hep gündemde ve AKP’nin misyonu hakkındaki yazılanlar, çizilenler gün gibi ortada. Yandaş ve korkak medya ne kadar yazmasa ve dillendirmese de artık insanlarımız AKP’nin ne için kurulduğunu ve görevinin ne olduğunu çok iyi biliyor. Güneş balçıkla sıvanmaz çünkü ve gerçekler hiçbir zaman gizli kalmaz.

Yarın AKP gittiğinde ne dolapların döndüğünü, ABD’nin bölge politikalarının en önemli ve hararetli Eşbaşkanlarının kimler olduğunu, dolayısıyla bu 10 yıllık AKP iktidarının ülkeyi ne hale getirdiğini çok daha iyi görebileceğiz.

Şimdiden de görüyoruz zaten ve bu uyanışın en önemli göstergesi, 19 Mayıslarda, 29 Ekimlerde, 10 Kasım’larda, 23 Aralıklarda meydanlara toplanan yüz binler dir.

Neyse konumuz bu değil.

AKP kurucularından birisi olan Bülent Arınç’ın sözleri ve tavırları ile ilgili birkaç satır karalamak istedim bu gün. Aslında bu tür siyasetçilerin sözleri ve yaptıkları işler ile ilgili gündem o kadar çok değişiyorki, her gün ortaya öyle inciler çıkıyor ki bunları takip etmek ve kağıda dökmek için abartısız  7/24  bilgisayar başında oturmak gerekir. O yüzden mümkün olduğu kadar yazmaya yanaşmayıp, sinirlerimi sağlam tutmaya çalışıyorum ama sağ olsun Bülent Arınç’ın verdiği malzemeler yüzünden yazı yazmamak olmaz diye düşündüm ve Arınç’ın kırdığı potlar ve yaptığı gaflar yüzünden attığım kahkahalar nedeniyle sinirlerimin de sağlam kalacağını düşünerek  Arınç incilerinin hiç olmazsa bir kısmını  kağıda dökmeğe karar verdim.

Gerçi bu Arınç gafları hakkında daha öncede medya’da (izin verildiği ölçüde tabi) bazı yazılar çıkmıştı ama ben yinede şöyle ufak bir derlemede bulunmak istiyorum.

Belli başlı ve ibretlik Bülent Arınç olaylarının bir kısmına bakarsak;

-21 yaşındaki bir delikanlıyı 23 Nisan törenlerinde “çocuk” diye makamına oturtması,

- Yine 23 Nisan resepsiyonuna katılanların eşlimi, eşsiz mi olacak sorusuna verdiği meşhur “Şeyine şey ettiğimin şeyi” cevabı.

-“Türbanı çok abartmıyormusunuz ?, ne de olsa bir bez parçası” sorusuna , “Bayrak’ta bir bez parçası” demesi,

-Soba faciasında zehirlenen gençler için “İçeriye girildiğinde gençler yarı çıplaktı” demesi,

-KPSS skandalları için “Birkaç kişi kopya çekti diye, bütün sınavın iptal edilmesini anlayamıyorum” çıkışı,

-Kemal Kılıçdaroğlu için “Şu kadar boyuyla konuşuyor” değerlendirmesinde bulunması,

- Yine RTE için “civanım delikanlı ne hale geldi mum gibi, eridi” diyerek vıcık vıcık yağ kokan bir değerlendirmede bulunması,

-Güldal Mumcu’nun odasını basması vs.vs..

Daha önce Hürriyet’te Mehmet Y.Yılmaz  bu gaflar ile ilgili bir yazı yazmıştı. Ama Bülent Arınç bu, bu tür çıkışlarını şark kurnazlığı yaparak bir özürle geçiştirmeye çalışıyor gibi görünse de yinede bu tür gafları hiç azaltmadan artırarak sürdürdüğünü görüyoruz.

Ve bunu planlı yapıyor.

Planlı diyorum çünkü aynen RTE gibi kimlere hitap ettiğini ve kimlerin “doğru söylüyor ya, helal olsun” diyeceğini biliyor. Olayın akıllı başlı insanlar tarafından iki gün eleştirilip, sonra unutulacağını ve sadece kandırılmış kitlelerin cami sohbetlerinde kendilerine hak verilerek sürdürüleceğini biliyor. Basit Şark kurnazlığı yani..

Bülent Arınç’ın siyasette aktif olmadan önce Avukatlık yaparken Manisa’nın Saruhan İlçesinde müvekkillerini dolandırdığı ve şimdi Saruhan’a giremediği, hatta son seçimlerde bu yüzden Bursa’dan aday gösterildiği özellikle Manisa halkı tarafından bir efsane gibi dillendirildiği her kesin malumu.

Kubilay’ı şehit eden gerici yobaz grubu  başındaki Derviş Mehmet’in soyundan geldiği yorumlarına karşı Bülent Arınç’ın her hangi bir yalanlamada bulunmadığı ve sessiz kaldığı da bilinmektedir.

Bülent Arınç’ın yaptığı gaflar dışında birde yukardan aldığı uyarılarla çark edişleri vardır ki, evlere şenlik..

Diyarbakır Emniyet Müdürü’nün dağdaki teröristler için söylediği “Bu ölümlere ağlamayanlar insan değildir.” Sözleri için “Bu tür Emniyet Müdürleri o bölgede daha iyi hizmet yapabilir” diyerek arka çıkan Arınç, RTE’nin bu konudaki sert çıkışının ardından “Sayın Başbakanımızın bu cümleme yönelik eleştirisi doğrudur, haklıdır” diyerek şahane bir çark etme örneği sergilediğini görüyoruz.

Yine Bülent Arınç’ın BDP’li bir kadın vekil için (Gülten Kışanak) “12 Eylül’den önce cezaevinde çok ağır ve aşağılık işkenceler görmüş, bu durumu öğrendikten sonra ben o kadın vekile hak verdim, bende olsam dağa çıkardım” açıklamasının ardından RTE’nin kaşlarını çatması üzerine, “Ben hayatımda dağa çıkmadım, çıkmamda” diyerek yine güzel bir çark ediş örneği sergilemiştir.

Aslında Bülent Arınç, RTE ve Milli Görüş çizgisinden kopup, ABD dayatması ve kurgusu ile AKP’nin kurulmasına ön ayak olarak “gömlek değiştirenlerin”1960 ve 70’li yıllarda nasıl El Kaideci, Talibancı olup, Hikmetyar’ın dizinin dibinde oturarak ABD’den referans aldıkları basında (daha doğrusu sadece Aydınlık ve Ulusal Kanal’da) yayınlandı ve halkımız bu yüzden bunların ne mal olduklarını biliyor.

Zaten Bülent Arınç katıldığı 32. gün proğramında; “Başbakan’dan korkmuyormusunuz” sorusuna, “Bu gün Başbakan yardımcısıyım, ve ona hürmette kusur etmem, ona itaat ederim,onun söylediklerinin dışına çıkmam” diyerek başbakana olan biatını kendisine karşıda bir pot kırarak itiraf etmiştir. Yine Bülent Arınç’ın Diyarbakır Emniyet Müdürü hakkındaki “Bu tür emniyet müdürleri bölgede daha iyi hizmet verir” sözlerindeki haklılık payını da teslim etmek gerekir. Çünkü; Oslo görüşmelerinde RTE’nin özel temsilcisinin, PKK ileri gelenlerine “Bölgeye sizlerle çok iyi anlaşacak, şehirlere bomba yığınakları kurmanıza tolore ile yaklaşacak yetkilileri bölgeye atadık, yine de sizi rahatsız eden yetkililer varsa söyleyin görevden alalım” sözlerine ve bu sözleri söyleten RTE’nin bölge politikalarına uygun sözlerdir Bülent Arınç’ın Diyarbakır Emniyet Müdürü için söylediği sözler.

Bazen doğru sözler ettiğinide görüyoruz Bülent Arınç'ın, katıldığı son 32. Gün Proğramında ODTÜ protestosu için " Doğu Perinçek bu gün dışarda olsaydı ODTÜ'ye gelseydi, onu alkışlarla karşılar belli bir yere oturturlardı, Yalçın Küçük'e karşı hiç birinin tepki göstereceklerini düşünmüyorum." diyerek dünyanın sayılı bilim yuvalarından birisi olan ODTÜ'nün ve ODTÜ mensuplarının devrimci ve yurtsever halk önderlerine gereken saygıyı göstereceklerini itiraf ediyor.

Konumuza dönelim.

Buradaki Şark kurnazlığı RTE’nin iyi polis, Bülent Arınç’ın kötü polis durumunda gösterilmesidir. Her iki tarafa da göz kırpmak yani. Planlı proğramlı..

-Ananı da al git,

- Sayın Öcalan aldığı kellelerin (şehitlerin) hesabını veriyor,

-Askerlik yan gelip yatma yeri değildir,

- (Obama’ya hitaben) Kahraman ABD’li askerlerin Irak’tan sağ salim çıkmaları için duacıyız,

- (Oğluna iş isteyen bir anneye hitaben) Senin oğlunda işsiz kalsın, devlet  her kese iş bulmak zorunda değildir,

- ODTÜ’lü öğretim üyelerine yazıklar olsun,

-ODTÜ’lü öğrenciler lastik yakarak, Molotof atarak polise saldırıyorlar,(Ki bu tür gibi eylemlerin aslı astarı olmadığı sonradan anlaşıldı) gibi RTE gafları yanında Bülent Arınç gaflarının hafif kaldığını söyleyebiliriz.

Bülent Arınç bu tür gaflar konusunda dersine biraz daha çalışmalı ve RTE, Hüseyin Çelik, Mehmet Metiner gibi gaf ve laf ustaları ile arasındaki farkı kapatmalıdır.  

Saygılar..

29.12.2012  

 
Toplam blog
: 243
: 760
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

1957 Kars doğumluyum. Emekliyim. Gazi Üniversitesi İİBF İşletme bölümü ön lisans mezunuyum. Yazı ..