Burçlar- fallar- tarotlar

Yeryüzündeki belki tüm insanlar neyi bilmek isterler?

Bir yıl sonrasını,

bir mevsim sonrasını,

bir ay sonrasını,

bir hafta sonrasını,

bir gün sonrasını,

bir saat sonrasını,

hatta bir dakika sonrasını kısaca geleceği bilmek isterler hem de çok merak ederler. Bundan dolayı neler yaparlar neler…

Burçları okurlar,

Falcıya giderler,

Tarot kartlarına bakarlar,

Arkadaşlara danışırlar,

Yıldızları araştırırlar,

Simgelerden ip uçları çıkarırlar,

Sonunda ne olur?

Kendisini kandırmış, etrafını yanıltmış ve derin bir hayal kırıklığına uğramış olur. Şansa, kadere, hatta kendisine bir sürü sitem (küfür dahil) gönderirler.

Geleceği kim öğrenmiş?

kim bilmiş?

kim söylemiş?

hepsi kocaman bir muamma olarak kalmıştır ve kalmaya devam edecektir.

Aksine söyleyen çıkabilir mi?

Yani ‘’benim falımdan şu olay gözüktü ve söylendiği zaman gerçekleşti’’ gibi bir söylemde bulunabilir mi?

Verebileceğim yanıt; ‘’olması gereken olmuş’’ derim.

Bana göre: neyin, kime, neyi, nasıl, ne zaman ve nerede yapılacağını bilemeyiz. Bilmek içinde çaba göstermemeliyiz.

Gelecekten sipariş olur mu?

Daha önce söylenen bir şeyden zevk alınır mı?

Örneğin; ne zaman evleneceği? Sorusunu her kim söylüyorsa söyledi. Diyelim ki doğru çıktı.

Hani bunun heyecanı?

Hani bunun beklentisi?

Hani bunun zevki?

Tek kelimeyle sıfırdır. İşin tadı ve tuzu kaçar.

Gelecekle ilgili planlar yapalım, gelecekle ilgili projeksiyonlar tutalım, gelecekle ilgili projeler çizelim ama gelecekte neyin, nasıl olacağını öğrenemeyiz.

Son sözüm: yaşam akışına kendinizi bırakın ve gelecek sıkıntısına girmeyin derim. Eğer tersini yaparsanız yaşadığınız anı elinizden kaçırırsınız.

Saygı ve sevgilerimle

Not: Bu arada burç, tarot, fal gibi işleri organize eden, hatta yurtdışında eğitim alan ve hizmet veren insanlara saygım sonsuzdur. Bunun arz-talep ilişkisi olduğunun bilincindeyim.