Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '11

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Burdur Emekli SEN'den Cumhurbaşkanına açık mektup

Burdur Emekli SEN'den Cumhurbaşkanına açık mektup
 

BURDUR EMEKLİ SEN'DEN


Değerli basın mensupları,

Milletvekili maaşlarına “kıyak” zam ile ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanına veto etmesi talebiyle YAYINLADIĞIMIZ AÇIK MEKTUP aşağıdadır. İlginize ve bilginize rica ederim.

KAYNAK HABER

28 Aralık 2011

Fatih ÖZCAN

Emekli Sen Burdur Şube Başkanı

SAYIN: ABDULLAH GÜL

T.C. CUMHURBAŞKANI

Sayın: Cumhurbaşkanı,

Malumunuz olduğu üzere, Farklı sosyal güvenlik kurumlarında geçen hizmetlerin 2829 Sayılı Kanunun 8. maddesine uygun olarak, birleştirilmesi sonucunda yaşlılık aylığı bağlandığı halde, son defa emekli sandığına bağlı çalışmayanlara 5434 sayılı Emekli Sandığı kanuna göre, Emekli Sandığına bağlı kurumlarda geçen hizmet süreleri için emekli ikramiyeleri ödenmemekteydi. Uzun süredir Türkiye’de tartışılmakta olan bu haksızlığın giderilmesi için açılan davalarda itiraz konusu uygulamanın anayasa’ya aykırı olduğu sonucuna varan mahkemeler uygulamanın iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuşlardır.

Bu başvuruları inceleyen, Anayasa Mahkemesi; 2829 sayılı Yasa'nın 12. maddesindeki “son defa emekli sandığına tabi çalışanlar ve” ibaresinden dolayı, bir kamu kurumunda Emekli Sandığına tabi çalışırken, herhangi bir nedenle ayrılıp, başka bir Sosyal Güvenlik Kurumuna (SSK, BAĞ-KUR) tabi işte çalışarak emekliye ayrılanlara, Emekli Sandığında geçmiş olan hizmetlerine karşılık ikramiye ödenmesini; anayasanın 2., 10. ve 60. maddelerine” aykırı bularak, 5 Haziran 2009 tarih ve 27249 Resmi Gazetede yayınlanan, 2009/17 sayılı kararıyla, iptal etmiş ve kararın yayımı tarihinden itibaren 1 yıl sonra yürürlüğe gireceğini karara bağlamıştı. Anayasa mahkemesinin bu kararı gereğince 5.6.2010 tarihinden itibaren hak sahiplerine ödeme yapılması gerekirken, Yürütmenin önermesi sonucu, Anayasanın 153. maddesine aykırı bir şekilde 16.6.2010 tarihinde TBMM’de kabul edilen 5997 sayılı “Bazı Kanunlarda ve 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”nun 14. maddesi ile ödemeyi engelleyici düzenleme yapılmıştı.

Anayasanın 153. maddesi ile kesin hüküm teşkil eden ve idare için uyma zorunluluğu bulunan, Anayasa Mahkemesinin 2009/17 sayılı kararının görmezden gelinmesi ve ayrıca ödemeyi engelleyici düzenleme yapılması üzerine, ana muhalefet partisi, anayasa mahkemesine başvurarak 5997 sayılı kanunun 14. maddesinin iptali istemiyle dava açmıştı.

Açılan davayı ele alan yüksek mahkeme; Anayasanın 2. maddesindeki Hukuk Devleti ilkesi ile 10. maddesindeki eşitlik ilkesini yorumladıktan sonra, Anayasa Mahkemesi’nin 5.2.2009 günlü, E.2005/40, K.2009/17 sayılı kararıyla; bir yıldan fazla 5434 sayılı Kanun kapsamında görev yaptıktan sonra başka bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olarak çalışıp, yaşlılık aylığına hak kazananlara Emekli Sandığına tabi çalışma süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemesini, Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırı bularak iptal etmiş ve 2009/17 sayılı kararında “iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine” karar verildiğini, buna göre 5.6.2009 günlü, 27249 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararın 5.6.2010 tarihinde yürürlüğe girdiğini belirterek, kesinlik hükmü vermiştir.

Malumlarınız olduğu üzere, Yürütmenin Anayasa Mahkemesinin kararlarına rağmen, hak sahibi emeklilere ödeme yapmamakta diretmesi vatandaşın devlete güvenini sarsan, devlet ile yurttaşı karşı karşıya getiren bir uygulamadır. Nitekim birçok emekli İdari Mahkemelerde dava açarak devleti mahkemeye vermiş durumdadır. Bu davalarda emekliler lehine kararlar çıkması olasılığına karşı, anayasa mahkemesi kararını uygulama zorunluluğu bulunan ve uygulamadan kaçınan Hükümetin, 14.12.2011 tarihinde TBMM Başkanlığına gönderdiği ve 23.12.2011 tarihinde TBMM’de kabul edilerek 6262 sayı ile yasalaşmış bulunan “TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN” Anayasa Mahkemesi kararları ile eşitlik ilkesine aykırı birçok düzenleme içermektedir.

6262 Sayılı Kanunun Madde 1, fıkra 3 “… 2829 Sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden emeklilik, yaşlılık ya da malullük aylığı bağlananlara ise; bu Kanun veya 5510 Sayılı Kanunun geçici 4. maddesi hükümlerine tabi olarak bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda geçen çalışmalarının 1475 sayılı İş Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermiş olması şartıyla emekli ikramiyesi ödenir” denmektedir. Bu düzenleme ile 1475 sayılı İş Kanunun 14. maddesine göre iş akdi sona ermemiş, ancak zorlayıcı nedenlerle işten ayrılmak zorunda bırakılmış olanlar bu haktan yararlanamayacaklardır. Buda anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır.

Aynı madde fıkra 4 “ikinci fıkra uyarınca ödenecek emekli ikramiyesi, bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamına giren görevlerde geçen her tam fiili hizmet yılı ile sınırlı olarak ayrıldıkları tarihteki emeklilik keseneğine esas aylık tutarı üzerinden ve aylığın başlangıç tarihindeki katsayılar dikkate alınarak ödenir.” Şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile herhangi bir nedenle, devlet memurluğundan ayrılmış olanların ikramiyeleri görevden ayrıldıkları tarihteki değerleri üzerinden hesaplanıp ödenecektir.

Kanunun 2. Maddesi ile 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanuna eklenen Geçici Madde 223- “Bu maddenin yürürlük tarihinden önce, mülga 2829 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden emeklilik, yaşlılık ya da malullük aylığı bağlananlar ile hak sahiplerine, varsa açtıkları davalardan vazgeçmeleri ve bu kanunun 89 uncu maddesindeki şartların varlığı halinde aynı esas ve usuller çerçevesinde emekli ikramiyesi ödenir.” denmektedir. Bu düzenleme ile emeklilerin açtıkları davalardan vazgeçmeleri halinde ikramiyelerinin ödenmesi düzenleniyor görünse de, bu kanunun 89 uncu maddesindeki şartların varlığı halinde aynı esas ve usuller çerçevesinde emekli ikramiyesi ödenir, düzenlemesi ile yıllar önce emekli olmuş ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olan kanun maddelerinin varlığından dolayı ikramiyesini alamamış olan, emeklilere yapılacak ödeme emekli oldukları tarihteki değerleri üzerinden yapılacaktır. Bu düzenleme anayasa mahkemesinin yukarıda bahsi geçen kararlarına aykırıdır. Bununla kanunların engelleyici hükümlerinden dolayı yıllar önce alacağı ikramiyesini alamamış olan emekliler cezalandırılmaktır. Halbuki yapılması gereken, yıllar önce emekli olmuş hak sahiplerinin ikramiyelerini, emekli oldukları tarihten ödeme tarihine kadar, yasal faizleri oranında arttırmak ve bu günkü rakamlar üzerinden ödemektir.

Ayrıca 6262 Sayılı Kanunla, Milletvekilliği devam edenler ile geçmişte milletvekilliği yapmış olanlara ve emekli milletvekillerine önemli avantajlar sağlanmakta ve Bütçeye yük getirilmektedir. Örneğin 5510 Sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde aldığı emekli maaşı ile geçinemediği için, çalışan, işyeri açan veya şirket ortağı olan emeklilerden alınan %15 destek primi emekli milletvekillerinden alınmayacaktır.

Emekli Milletvekillerinin maaşlarında aşırı artışa neden olan bu kanun kamuoyunda tepkilere neden olmuş ve parlamentonun itibarini zedelemiştir.

Bütün bunların yanı sıra, ilaç başı ödeme yapılması ile muayene ücretlerinin arttırılması ve bedeli SGK tarafından karşılanacak sağlık hizmetlerinin belirlenmesinde, SGK yönetimine tanınan yetkiler hak kayıplarını arttıracak ve birçok yurttaşın hizmete ulaşmasını engelleyecektir. 

Birçok hukuksuzluğu ve eşitsizliği içinde barındırmasına rağmen, TBMM’de kabul edilen ve onaylanmak üzere, makamınıza sunulmuş bulunan 6262 sayılı kanunun makamınızdan onay alması ve bu haliyle yürürlüğe girmesi, Anayasamızın, 2. maddesindeki Hukuk Devleti ilkesi ile 10. maddesindeki eşitlik ilkesini zedeleyeceği gibi, “Anayasa Mahkemesi kararları, Resmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar” diyerek, Anayasa Mahkemesi kararlarının kesinliğini ve bağlayıcılığını ifade eden Anayasanın 153. maddesinin de ihlali anlamındadır. 

Yukarıda belirttiklerimizin yanı sıra daha birçok hukuksuzluğu içeren bu yasayı veto ederek, Anayasa’ya aykırılıkların giderilmesi talebiyle, TBMM’ye geri göndermenizi bekler saygılar sunarız.

EMEKLİ – SEN BURDUR ŞUBESİ

 
Toplam blog
: 510
: 505
Kayıt tarihi
: 04.04.08
 
 

"Cv" Dedikleri Özgeçmişim 1953 yılının karanlık günlerinde Haziran ayının 24. günü, ağaçların mey..