Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '09

 
Kategori
Trafik
 

Bütün yolları trafiğe kapatın

Çarşıya her çıktığımda aynı manzarayla karşılaşıyorum ve her seferinde sinirlerim yıpranıyor. Üstelik her şeyin normal olduğu edasıyla davranınca insanlar, insanın isyan edesi geliyor.

İnsanların yürümesi için yapılmış kaldırımlar esnaf tarafından işgal edilmiş. Yetmemiş devletin kurumları da işgal etmiş. Elektrik ve telefon kutuları, direkler, duraklar derken ortada kaldırım falan kalmamış.

Geniş kaldırımlar da zaten oto park niyetine kullanılıyor. Sözde yayaların güvenli yürümesi adına yapılan (!) kaldırımlar, ortadan kaldırılmış gibi.

Kaldırımların kenarları da otomobiller tarafından işgal edilmiş. Yani siz bir şekilde yolun ortasında yürümeye zorlanıyorsunuz. Orda da tehlike kol geziyor tabi. Arabalar vızır vızır…

Daha önce bu duruma 8 yıl yaşadığım İstanbul’da da karşılaşmıştım. Orada trafik buraya oranla daha kalabalık… şehirde… ama problem aynı.

Daha önce sevgili Hocam Doğan Cüceloğlu’nun “Mış Gibi Yaşamlar” kitabında bahsettiği gibi; her şeyde olduğu gibi bu konuda da durum “mış gibi”…

Sürücüler de bu duruma başka bir şekilde bakıyorlar. Sanki yolun ortasında kimse yokmuş gibi sürüyorlar arabalarını. Yolun ortasında yürüyen insanların onların gözünde bir değeri yok gibi…

Hatta yolun ortasında bir arkadaşı tarafından durdurulan otomobil sürücüleri, hiç sıkılmadan sohbet edebiliyorlar. Arkasında bekleyen ve korna çalan kişiler umurunda olmuyor kimisinin. Hatta patladın mı? Diye tepki de gösteriyorlar…

Bir de dört yolun ortasında yolcu alan ve ya indiren servis araçları var. Onlara göre zaten yol onların…

Buraya kadar anlattığım bıçağın bir yüzü. Diğer yüzü de şöyle;

Henüz bir aracımız olmadı ama bisiklet var çok şükür. Bisikletle çarşıya bir işimi halletmek üzere çıkıyorum:

Eyvah! Bu da ne? İyi ki, otomobil sürmüyorum. Yoksa deli olur insan.

Yayalar yolun ortasında, evinin bahçesinde gezer gibi yürüyorlar. Arkalarından, yanlarından geçen ya da geçmeye çalışan otomobillerin varlıklarından haberleri yokmuş gibi, çalan kornaları duymuyormuş gibi rahatlar. Hiç istiflerini bozmuyorlar.

Yolun ortasında grup oluşturarak sohbet eden insanlara ne yapıyorsunuz diye soru sorsanız;

- Ya ne olsun işte. Sohbet etmeye çalışıyoruz. Ama ayaktayız. Bir masa ve sandalyelerimiz olsaydı daha iyi olacaktı.

Cevabını alma ihtimaliniz var. Yani bu raddeye gelmiş durumdayız.

Bana gelince, bisikletin üstünde trafik kurallarına uymak gibi, bir hataya düşen (!) bu zavallı insanı hiç görmüyorlar bile…

Velhasıl’ı kelam; konuya hangi taraftan bakarsanız bakın durum vahim. Kuralsızlık kural haline gelmiş. Kimsenin bundan şikayet ettiği falan yok. Herkes hayatından memnun, herşey normal !…

Sürücüler de, yayalar da, kaldırımları işgal edenler de, bisiklet sürücüsü ben de kendimize göre haklıyız. Geriye bir de trafiği düzenlemekle görevli kişi ve kurumlar kalıyor. Eminim onlara gidip anlatsan bu durumu, onlarda size dert yanacaklar. Yani onlar da haklılar…

Peki kim mi haksız? Ona da siz karar verin. Ya da hiç kafanızı yormayın. Bırakın!!! Böyle gelmiiişşşş. Böyle gideceeeek.

Ağrı - 2009

 
Toplam blog
: 5
: 400
Kayıt tarihi
: 20.08.09
 
 

1998 yılında Anadolu Ticaret Meslek Lsesinden mezun olduktan sonra, Ağrı'da yerel gazetede başlamış ..