Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

14 Aralık '07

 
Kategori
Ekolojik Yaşam
 

Büyücü Çırağı

Büyücü Çırağı
 

Büyücünün biri, kısa bir süre için atölyesini çırağına bırakmak zorunda kalmış... Birkaç büyü yapmasını öğrenen genç çocuk, yalnız kalınca bildiklerini denemek istemiş... Zaten o sırada ortalığı temizlemesi gerektiğinden aklına, kovaya gidip su getirmesini emretmek gelmiş.

İşin güzel yanına bakın ki, kova emri alınca çeşmeye gidip su doldurmaya, sonra atölyeye gelip yere boşaltmaya başlamış. Lakin büyücü çırağı kovayı durduracak büyüyü henüz bilmiyormuş. Ustasının kitaplarında aramışsa da bir türlü bulamamış. Bu arada kova hiç durmadan çeşmeye gidip doldurduğu suları yere boşaltmaya devam ettiğinden, bir süre sonra her şey sular altında kalmış.

İşte insanoğlu da, bu öyküdeki o büyücü çırağı gibidir! Gezegeninin üzerinde öyle işlere girişmiştir ki, artık akışını durduramadığı bu olaylar dizisi belki de onu bir felakete sürükleyecektir.

İnsanoğlu, ormanları kesip, yerdeki bitki örtüsünü yok ettikten sonra, aklına estiğinde dönüş yapıp "ben ormanı her şeye yeğlerim" diyemez! Çünkü bitkiler ortadan kalktı mı yağmur suları toprağı aşındırır, alıp götürür. Sıcak ülkelerde güneşten çok çabuk etkilenen toprak nitelik değiştirir, çabucak sertleşerek, her türlü ekime elverişsiz duruma gelir.

Üstelik ağaçlarından güzel mobilyalar yapılabilecek büyük bir orman birkaç yüzyıldan evvel meydana gelmez. Eğer gelecekte çeşitli işlerde kullanmak için kesilecek hiç ağaç kalmayacaksa, bugün çok para kazanmak uğruna mümkün olduğu kadar çok ağaç kesmek ya da tümünü yok etmek, hiç de iyi bir yol değildir. Aslında bizden sonra yaşayacak insanların da kesecek ağaç bulabilmeleri için, ancak gerektiği kadar ağaç kesmek en doğrusudur.

Gelecekteki soydaşlarımızın da bizim kadar balık yiyebilmeleri için denizleri bu denli kazıyıp, balık türlerini tüketmemeliyiz. Bütün bunların en iyi çözüm yolu, insanlığın biraz daha mantıklı örgütlenmesi ve o eşsiz beynimizin ne yaptığımızı biraz daha iyi düşünmesidir. O zaman insanoğlu, yeryüzünü yağma etmeye devam eder mi dersiniz?

Atmosferin olağanüstü özelliklere sahip olduğu bilinen bir gerçek... Lakin insanoğlu onun biçimini değiştirme yolundadır! Biliyorsunuz, bitkiler havanın karbondioksitini emerek yaşarlar... Kendileri için çok gerekli olan bu gazın içerisindeki karbonu alıkoyup, oksijeni de geri atarlar. Bunun aksine insanların ve hayvanların, oksijene ihtiyaçları vardır. Nefes alırken bu oksijeni ciğerlerine çekerler ve geriye, gözlerindeki yanmadan dolayı meydana gelen karbondioksiti dışarı atarlar.

Halbuki insanlar yeryüzünde hep daha çok orman kesmekte, yeşilliklerle örtülü geniş alanları, yılın büyük bir kısmı ekilmeyen tarlalar haline getirmektedirler. Bu sebeple yeryüzünde, havadaki karbondioksiti emen yapraklar aşırı azalmaktadır. Yapılan analizler sonucunda görüldüğü gibi, havada eskisinden çok daha fazla karbondioksit bulunmasının başlıca sebebi budur.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, insanoğlu uzun zamandan beri yeraltında bulunan ve karbonlu madde olan kömürle petrolü çıkarmakta, yakıt olarak bol bol kullanmaktadır. Bu da fabrika bacalarından ve dünyada sayısı giderek artan milyonlarca otomobilin egzoz borusundan bol bol karbondioksit çıkmasına yol açmaktadır.

Kısaca, bir tarafta havanın karbondioksitini emen bitkileri azalttıkça, diğer tarafta havaya bol miktarda karbondioksit salan fabrikaları, motorlu araçları çoğaltıyoruz.

İşte bu nedenle, atmosferin bileşimi eskisinin aynı değildir. Bu durumun bizi nereye götürdüğünü acaba hiç düşünüyor muyuz? Bu gidiş bizi, sırayla gezegenimizin daha çok ısınmasına, kutuplardaki buzların erimesine, okyanuslardaki su seviyesinin yükselmesine, dolayısıyle kentlerimizin su baskınlarına uğramasına kadar götürür.

LÜTFEN YAŞADIĞIMIZ DÜNYAYI DAHA FAZLA HIRPALAMAYALIM ARTIK!

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..