Cami israfı var!

Bana göre son yılların en önemli çıkışı Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanından geldi. Sayın Bakan “Türkiye’de cami israfı var” dedi. Kralın çıplak olduğunu en yetkili ağızdan duymuş olduk.

Türkiye’de bazı konulara değinmek zordur. Katı kuralları ve tabuları olan şark kültürünün içimize işlemiş olmasından kaynaklansa gerek, çoğu zaman düşündüklerimizi söylemekte zorlanırız. Hangimiz ülkemizde cami sayısının abartılı boyutlarda olduğunu düşünmedik ki? Ama bunu her ortamda söylemek, her baba yiğidin harcı değildir. İşin ucunda dinsizlikle suçlanmak da var!

İşte Sayın Yazıcıoğlu’nun da başına benzer şeyler gelmiş. Tabii Diyanetten Sorumlu Bakanı dinsizlikle suçlayacak halleri yok ama onu da “O kadar kilise var, ses çıkarmıyorsunuz da cami mi gözünüze batıyor” şeklinde ki sözlerle eleştirmişler. Yazıcıoğlu, hayırseverlerin ihtiyaca göre hayır yapmaları gerektiğini belirtiyor ve sözlerine sağlık ocağı, okul yaptırmanın da sevap olduğunu ekliyor. Doğru söze ne denir?

Bu işe bir el atmanın zamanı gerçekten gelmişti. Aynı mahallede, belki aynı sokakta birkaç cami olabildiğini görüyoruz. Her tarikat kendi cemaatini toplamak üzere, gerekli olup olmadığını düşünmeksizin cami yaptırıyor. Bazı yerlerde camiler Nurcuların cami, Süleymancıların cami, Nakşibendi cemaati mensuplarının yaptırdığı cami şeklinde sıra sıra dizilebiliyor. Teşbihte hata olmaz Ali’nin yeri, Hüseyin’in kahvehanesi gibi…

Devlet, nasıl ki hastane, okul ve sağlık ocaklarının yapımını planlıyorsa, cami ihtiyacı olan yerleri de tespit edip hayırseverleri oralara cami yapmaya yönlendirmelidir. Hayırsever vatandaş, ihtiyaç okul ise okul, hastane ise hastane, cami ise cami yaptırmalıdır. Gereksiz yere cami yaptırmak, hayır olmak bir tarafa, milli servetin israfı olur.