Çamlıca'daki saklı güzellik; Su Köşkü

İstanbul'un güzellikleri anlatmakla bitmez. Basit bir kenar mahallesinde bile nice saklı güzellikler vardır. Tabii bunu layıkıyla anlayabilmek ve zevkine varabilmek için sadece bakan değil görebilen gözlere sahip olmak gerekir.

İşte Küçük Çamlıca Tepesindeki Su Köşkü de bu saklı güzelliklerden birisidir. Tepeyi baştan başa kaplayan o güzelim koruluğun içinde, çok şirin bir havuzun hemen yanı başındadır. Dışarıdan bakıldığında nadide bir biblo gibidir. Ancak içine girdiğinizde sanki uzun yıllardır burada oturup kalktığınızı düşünürsünüz.

Kenarlarda minderli sedirler ve ortalarda masalar. Herşey ince bir zevkle şark kahvesi şeklinde dizayn edilmiştir.Tavandaki avizeler bile bu ince zevkin ürünüdür. Yer bulup pencere kenarlarında oturabilecek kadar şanslı iseniz, dışardaki yeşil cennete ve doğalmış gibi duran havuza takılır gider gözleriniz.

Havalar güzelse dışarıdaki masalar ve kameriyelerde .çayınızı yudumlamak ve bir fincan kahve içmekle dağılıp gitmeyecek bir hüzün düşünemiyorum.Oturduğunuz yerden etraftaki ulu ağaçları ve karşıda yükselen Büyük Çamlıca eteklerini seyre dalarken " Ah, nasıl oldu da burayı daha önce keşfedemedim " diye hayıflanırsınız.

Şimdi ben bir yandan bu satırları yazarken bir yandan da garip bir kıskançlıkla Su Köşkü'nü keşfedenlerin sayısını artmamasını diliyor gibiyim.

Artmasın ki, bir akşam vaktinin hüzün dolu büyüsünde ve soluk ışıklar altında bu saklı güzelliği doya doya yaşayayım.