Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '07

 
Kategori
Tarih
 

Çanakkale’yi andık umarım anlamışızdır da

Çanakkale’yi andık umarım anlamışızdır da
 

Çanakkale Zaferinin 92 yılını çeşitli etkinliklerle andık. Umarım anmakla kalmamış anlamışızdır da. Bir Milleti yok etmenin yolunun bedenini ortadan kaldırmak olmadığını bir kez daha anladı dünya. Onlar ne için savaştığını biliyordu. Bizde ne için ve yaşadığımızı bilmek zorundayız.

Çanakkale Zaferi ve Şehitler Haftasına Samsun'da bu yıl da her geçen yıldan daha fazla bir duyarlılık gösterilmesi sevindiricidir. Emeği geçenlere katılanlara yürekten teşekkür ediyorum. Gurur duyuyor insan, umutlanıyor. Bir an sisler dağılıyor. Yediden yetmişe herkesin şanlı tarihine, gurur dolu mazisine sahip çıktığını görünce işte diyorsunuz artık gözümüz ardımızda kalmaz. Bu mutluluk bize yeter. Ne kadar ıstırabınız varsa bulutlara salıyorsunuz.

Çanakkale’yi anmak güzel şey. Daha da güzeli onu anlamak. Onu anlamak için ruhlarımızda yaşamak gerekmez mi? Lütfen aşağıda okuyacağınız mektubu okumadan önce kendinizi bu mektubun yazarı Üsteğmen Zahid’ in yerine koyunuz. 92 yıl öncesine gidiniz. O anı onunla birlikte bir kez daha yaşayın ve yaşatınız.

Üsteğmen Zahid'in Vasiyetini yazdığı kısa mektubunda bakınız neler diyor; “Bu günlerde her zamankinden daha önemli muharebelere gireceğiz. Bilirsin , her muharebeye giren ölmez. Fakat eğer ben ölürsem sakın gam yeme... Beni ve seni yaratan Allah bizi nasıl dünyada birbirimize nasib etti ise , benden şehitlik rütbesini esirgemediği taktirde , elbette , ruhlarımızı da birbirine kavuşturur. Vatan yolunda şehit olursam bana ne mutlu. Ancak , sana bir vasiyetim var :
Birincisi benim için kat’iyyen ağlama...

İkincisi, eşyamın listesi ilişikte. Bunları sat , ele geçecek paradan "mihr-i muaccel" ve "mihr-i müeccel" ini al , üst tarafı ile bana bir mevlüt okut. Eğer bunlar sana borcumu ödemezse hakkını helal et ve ilk gece aramızda geçen sözü unutma..."

Ayrıca mektubun içinden kırmızı kordelaya bağlı bir de saç demeti çıkar. Saçın tazeliği bunun mini mini bir yavrunun başından kesilmiş olduğunu göstermektedir.

İşte o zaman herkes Zahid’in evli olduğunu ve Nadide isminde de bir yavrusunun varlığını öğrenir. Çünkü Zahid Üsteğmen cepheye gelirken arkasında evlad ü iyal düşüncesini de bırakmıştır. Ve savaş boyunca ne izin isteyerek evine gitmeyi düşünmüş ne de o konuda iki çift laf etmiştir.
Zahid , 9 Ocak 1916’da şehit olur.

Gümüşhane' nin Şiran ilçesinden Üsteğmen Zahid , Aziziye ilçesinin Kılıç Mehmet Bey köyünden Ahmet Efendi’nin kızı, eşi Hanife Hanım'a yazdığı ve vasiyetini bildirdiği mektubunu şu cümle ile bitirir :

“Bu vasiyetimi aldığınız zaman yüksek sesle ağlamanıza razı değilim.”
Bu ülkede Üsteğmen Zahidler hep olmuştur ve olmaya da devam edecektir.
Eski Çanakkale Valilerinden Nail Memik Bey'in yazdığı dörtlüğe bir bakalım şimdi;
Bir Kahraman tabur ve Yahya Çavuş'tular;
Tam üç alayla, burda, gönülden vuruştular...
Düşman, tümen sanırdı bu şahlanmış erleri,
Allah'ı arzu ettiler; Akşam kavuştular.

Hoşça kalın.

 
Toplam blog
: 574
: 922
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Samsun Yazarlar Derneği (Kurucu) Başkanı. 12 kitabı neşredildi. Türk Güreşinin Sembol ismi Yaşar ..