Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Canım "Ben" (!)

Canım "Ben" (!)
 

Zaman zaman ya bizden kaynaklanan nedenlerle ya da karşı tarafın çabalarıyla enerjimizin tükendiğini hissederiz. Tahammül sınırlarımız hassaslaşır, incelir. Bizim açıklamakta, karşı tarafın da anlamakta zorlanabileceği durumlar yaşayabiliriz. İnsanız ne de olsa.

İşte böyle durumlarla başa çıkıp, güzel canımızı fazla sıkmayacak, üzmeyecek ve aynı zamanda da yine karşı tarafı çok fazla kırıp hırpalamayacak çözüm yolları geliştirmeliyiz.

Geliştirmezsek ne mi olur? Ne olacak o çok sevdiğimiz “ben” sinirlenir, üzülür, sıkılır, ateş olur, barut olur, patlar. Olan hem kendisine hem de karşı tarafa olur. Ne gereği var ki!

Çoğu kimse bu durumu yaşamamak ya da hafif atlatmak için kendince savunma yolları geliştirmiştir. Örneğin ortamdan uzaklaşmak da bir yoldur. Ama bence iyi bir yol değildir. Her zaman kaçmak mümkün olmuyor çünkü.

Öfkeni açığa vurabilirsin. Belki rahatlarsın. Ama patlayan öfkenin nasıl karşılanacağı konusunda garanti yoktur. Açığa vurduğun öfke kat kat katlanabilir. Üstelik yine karşı tarafı, istediğinin ötesinde yaralayabilirsin.

Peki ne yapmalı?

Hani derler ya “üç defa nefes al öyle konuş”.”Yani biraz sakinleş istemediğin sözcükler çıkmasın ağzından” gibi. Bazen üç nefeste de sakinleşemeyebiliniyor.

Bir arkadaşım örneğin çok sinirlendiğinde tane tane ve çok yavaş konuşur, anlatmak istediğini araya nokta, virgül gibi sözcükleri de koyarak gereksiz ayrıntılarla anlatmaya çalışırdı. Anlardık ki çok sinirli. Karşısında onu anlamayan birisi var.

Bazısı susar. Konuşmaz. İnsanın yüzüne dik dik bakar. Öfkesi gözlerindedir.

Yok, konuşmamak da bana göre değil. Sustukça öfkem artar çünkü.

Ne yapmalıyım da işi tatlıya bağlamalıyım? Canım “ben”i üzmemeliyim. O benim sınırlarımı zorlayan kişiye de onun anlayabileceği (ya da anlamazsa anlamasın)bir dille, kırıp dökmeden haddini bildirmeliyim?

Buldum! ( yeni bulmadım tabi canım, epey zaman oldu)

İroni.

Ne diyor sözlükler ironi için; “söylenenin tam tersinin kastedildiği ifadedir. Söylenen ya da yapılan eylem, ciddi görüntüsü altında, karşıt söylenceyi ya da eylemi, çelişki noktasına çekmeyi hedefler. Mizahtan farklı olarak, ironi daha eleştirel yaklaşır. İroni mimik, jest ve tonlama ile söylemek istenenin altını, dolaylı çizer.”

Sonra efendim, silahı kendine doğrultma.( kastedilen silah eleştiridir, yani ironinin görünen hedefi haline gelme)

Kendinle dalga geçmeye başlama.

İşe yarıyor.

Çoğu zaman, bir süre sonra söylediklerime kendim gülmeye başlıyorum. Gülünce gevşiyorum. Ben gülüp gevşeyince karşı taraf da gevşiyor. Mesaj yerini buluyor.

Garantisi yoktur ama işe yaradığını söyleyebilirim.

Tüm bunlar, bunca çaba canım “ben”i üzmemek, canını fazla sıkmamak için.

Ne yapayım kendimi çok seviyorum.

 
Toplam blog
: 156
: 2800
Kayıt tarihi
: 03.04.07
 
 

SÖZ UÇAR, YAZI KALIR. 9 Eylül Ünv. İşletme mezunu, 9 Eylül Ünv.Sosyal Bil. Ens.Sağlık Kurumla..