Cehalet cesarettir

Ortaokuldan sonra üniversiteye başlayanınız oldu mu hiç?

Okumayı üç yaşında öğreneniniz? <ı>Belki vardır diye şunu iki yapalım!

Doğuştan araba kullanmayı bilen varsa lütfen el kaldırsın?

Size bedava uçak verseler, karşılığında sadece kullanmanızı isteseler?

“Çocuk oyuncağı” deyip dener misiniz?

Biri bana ayda on bin dolar verse ve “bu saatten sonra berbersin sadece saç keseceksin” dese, para ne kadar cazip olursa olsun, beceremem... Kıvıramam yahu!

Tango yapamam, tanker kullanamam, yedi yıldızlı bir otelin baş aşçısı olamam...

“Dünyanın en güzel Alman bayanını yemeğe götür, biraz da eğlendir” deseler... Almanca bilmediğim için teklifin üzerine atlayamam...

<ı>Kadın Türkçe biliyordur diye şansımı deneyebilirim belki...(!)

<ı>

&&&

“Cehalet cesarettir” diye bir laf var...

İlk kimin ağzından çıktıysa, <ı>araştırdım bulamadım önünde saygı ile eğiliyorum...

Uçan kuşun kanadını kırmamak lazım ama ya kuş avcıya doğru uçuyorsa!

&&&

Uçaktan paraşütle atladınız mı hiç?

Ben de atlamadım, dolayısı ile yedek paraşütü ile iniş yapmış birinin havada neler hissettiğini bilmem mümkün değil, öyle değil mi?

Bilmediğim bir şeyi dillendirmem, anlatmam mümkün mü?

Demek ki insan sadece bildiklerini, yaşadıklarını ve hissettiklerini anlatabiliyor...

Dinleyen bulunduğu sürece hayaller ve istekler de anlatılabilir...

Günümüzde başka insanların hayallerini dinleyecek kişi sayısı yok denecek kadar az, o başka!

&&&

Söylemeye çalıştığım kişi sırf kendine güveniyor diye, daha önce yapmadığı, bilmediği işlere soyunur ve denize girerse, çıktıktan sonra elbiselerini plajda bulamaması ve mayosu ile eve dönmesi normaldir...

Mayosunu çıkartıp başının üzerinde iki defa çevirip arkadaşlarına fırlattıktan sonra kaybettiyse!

Ben olsam hava kararıp plajda kimse kalmayana kadar sudan çıkmaz, o süre boyunca da evdekilere ne diyeceğimi düşünürdüm...

“ Elbiselerin nerede?”

“ Çaldırdım!”

“ Ya mayon?”

“ Yiğidin malı meydandadır!”

<ı>Peh! Açıklamaya bak!

Yiğidin malı meydandadır ama mabadı da açıktadır!

&&&

Ah gitar da çalamıyorum ben... Gitarım da var üstelik...

Fırçalarım, boyalarım ve bembeyaz kâğıtlarım da var ama resim de yapamıyorum...

İnsanların ağzına sakız olacak, yıllarca söylenecek şarkılar bestelemeyi de isterdim fakat yeteneğim yok işte...

Fotoğraf makinem var Ara Güler gibi fotoğraf çekemiyorum...

Ağzım, dilim var ama Yusuf Hayaloğlu gibi şiir okuyamıyorum...

Arkadaşlarım çoğu zaman anlattıklarıma gülüyor diye günün birinde “ben Cem Yılmaz’dan daha iyiyim” diye bir cümle kurarsam... İnsanlar bana katıla katıla gülmez mi?

&&&

Tecrübe; yılların insanlara neyi yapıp neyi yapamayacaklarını öğretmesidir...

Hayat; pek çok insana göre yaşayarak öğrenilir...

Peki, o zaman neden bu kadar çok kitap var?

Bizden daha fazla yaşamış insanların öğütlerini dinlemeyeceksek!

Kulaklarımız neden var?