Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hayatta keşke dememek için

Hayatta keşke dememek için
 

Hayatı keşkelerle yaşama!


Hayatımız boyunca kaçırdığımız pek çok fırsatlar vardır. Kaçan fırsatların arkasından “keşke “diyerek ağlamak yerine yapılan hatalardan dersler çıkarmak ve aynı hataların tekrarlanmasını önlemek gerekir.


Kız kardeşini kanserden kaybeden bir arkadaşımla, aramızdan ayrılan sevdiğimiz insanlar için yapamadıklarımızdan, pişmanlıklarımızdan bahsederek hayatımızdaki keşkeler üzerine dertleşiyorduk. Arkadaşım gözleri dolmuş halde derin bir iç çekişiyle hikayesini anlatmaya başladı.


-Kız kardeşim onkoloji kliniğinde hastalığı kanser nedeniyle tedavi oluyordu. Kız kardeşimin tedavisi süresince yanında olmaya çalışıyordum. Yine bir gün alışveriş dönüşü kızımla birlikte kız kardeşimin yanına gittik. Sohbet sırasında kızım için bahçıvan modeli bir kot pantolon beğenip aldığımı söyledim. Çıkarıp gösterdim. Kız kardeşim, kızım için aldığım pantolonu çok beğenmişti. Giymek istedi ama kızım izin vermedi. Başkasının giydiği giysiyi kendisinin giymeyeceğini söyledi. Kardeşim üzülmüştü ama belli etmemeye çalışmıştı. Kızımın çocukça yaklaşımı nedeniyle kardeşimin isteğini o an yerine getirmedik. Ben kendisine aynı pantolondan alacağımı söyledim. Ama daha sonra bir türlü o mağazada aynı pantolonu bulup almak kısmet olmadı. Aradan kısa bir süre geçti. Kız kardeşimin hastalığı ilerledi. Hastaneye yatırdık.Yapılan tedaviler sonuç vermedi. Hastalığı daha da ilerledi ve ağırlaştı Bir süre sonrada kaybettik.

Kız kardeşim, hayatımda pişman olduğum ve hep keşke diyeceğim buruk bir anı bırakarak aramızdan ayrılmıştı. Ölümünden sonra acısını hep hissettik yüreğimizin en derinliklerinde.

“Keşke kızım için aldığım o pantolonu ona verseydim. Şuan; Kızımın pantolonu giymesine izin vermediği anda yüzünde oluşan o hüzün yerine, giydiği zaman oluşacak sevincini yüzündeki mutluluğu hatırlasaydım.”


Bu hüzünlü hikaye beni de çok duygulandırmıştı. Hayatımdaki keşkelerin en derin iz bırakanlardan birini hatırlatmıştı yine.

Toplumumuzun yapısının bize sunduğu kalıba uygun olarak utangaç, ürkek, içine kapanık, saygılı, cesaretten yoksun yetiştirilmemiz nedeniyle bizler sevdiklerimize sevgimizi açık açık göstermekten hep kaçınmışızdır. Duygularımızı bastırmışızdır. Babamın, annemin beni ve diğer çocuklarını sevdiğini bildiğim halde bizlere sarıldıklarını seni seviyorum dediklerini pek hatırlamıyorum. Onlarında aynı şekilde yetiştirildiğine inanıyorum. Onlara kızamıyorum. Bende oğluma sarılıp, anneme babama sevdiklerime sarılıp seni seviyorum demekte hep zorlandım. Ama onları çok sevdim ve seviyorum.


Oysa sevdiklerine gerektiği yer ve zaman da sevgiyi belli etmek “Seviyorum” demek sevenler arasında bağı artırır, kayıpları azaltır. Sevgi ihtiyaçtır, sevgiyi hissedememek veya gösterememek bir eksikliktir, yaşamınızda derin bir boşluktur.


Kızımın beyin tümöründen rahatsız olduğunu öğrendiğim ve ameliyat sonrası hastane koridorlarında beklediğim sıralarda kızımı çok sevdiğimi ancak ona sarılıp seni seviyorum diyemediğimin farkına vardım. Ona sık sık sarılıp seni seviyorum demek istedim. Bunu birkaç kez başarabildim. Sevgimizi bu şekilde göstermekten kaçınmaya alıştırılmıştık. Kızımın ölümünden sonra hala “Keşke ona sık sık sarılıp seni seviyorum diyebilseydim.”diyerek içimdeki eksilmeyen acıyı hissederek pişmanlığımı tekrarlıyorum.


Hatalarımızdan dersler çıkarabiliyor muyuz? Aynı hataları tekrarlamaktan ve yeni keşkelere zemin hazırlamaktan ne kadar kaçınabiliyoruz? Bu soruyu hepimizin kendi kendimize sormamız gerektiğine inanıyorum.

 
Toplam blog
: 27
: 2362
Kayıt tarihi
: 06.10.08
 
 

1960 ANKARA doğumluyum. Evliyim. İki çocuk babasıyım. 1979 yılında Zırhlı Birlikler Assubay sınıf..