Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Şubat '08

 
Kategori
Mizah
 

Çekici

Çekici
 

İki adam ile iki bayan, yol kenarına park edip gittikleri otomobillerinin yanına geldiklerinde, araçlarının ekipler tarafından çekiciye bağlandığını gördüler.
Remzi- Allaah! araba gidiyor, koşun hadi! Durun bi dakka memur bey!
Komser- Hoşgeldiin, durduk! Buyur bakalım.
Remzi- Sayın komiserim, suçumuz ney? Hatalı mı park olmuş?
Komser- Yok canıım, hatalı olur mu hiç? Zahmet edip kenara yanaşmışsınız. Şöyle yolun az daha ortasına dursaydınız daha münasip olurdu hani.
1. kadın- Komser bey, nereye gidiyor arabamız?
Komser- Valla artık bakıciiz. Şimdi bu kadar kıymetli bir aracı öyle sağa-sola götürmek olmaz. Merak etmeyin, ehemmiyetine uygun bir park buluruz. Dalga mı geçiyorsun sen kadın? Bittabiy ki trafik parkına!
Remzi- ma komserim, biz acile hasta getirmiştik. Hanımları da, hani belki refakatçi lazım olur belki diye ş'eettiydik. Gelgelelim, hasta ağırlaşıncık arabayı hemen buraya koyduk yani.
Komser- Evet, neyse canım biz de acil servis sayılırız, bakın otonuzu acilen götürüyoruz. Yahu, şu kocaman "Park Yapılmaz" işaretini nasıl görmezsiniz kardeşim? Fazla uzatmayın, bakın camide cenaze var. Biraz hörmet edin, her kafadan bir ses çıkıyor yav!. Hüdayii, oğlum bağladın mı aracı? Hadi çabuk ol!
2. Adam Naci-Sayın komserim, bakın ne ulvi bir örnek verdiniz bize. Hakkaten çok içlendim, işte şu cenaze insana neler düşündürüyor. Aah, ah! Ölümlü Dünya sonuçta. Ne diyor adam: "Bir tek kalbi kırdın ise o kıdığın namaz değil"
Komser- Bak seen! Hüdayi duydun mu beyefendiyi? Ulan bu sözükimin söylediğini bil, söz arabanı bırakıcam! Hadi bakalım altın künyeli filozof seni! On saniye süren var, biir..

Naci- Aşkolsun komserim yani, biz bunu bilmiyorsak bu kutsal Vatanın her lokması gözümüze dizimize durur, sen ne diyon abi ya?
Komser- Sus lan!manyak mısın oğlum sen? Ne bağırıyon? Şurda cenaze var, gerçi yaşlı bir mefta amma olsun. Öyle Milliyetçi ayaklarıynan, konuyu dağıtamazsın. Konuştuğunu bil de konuş daima. O ulvi söz Karacaoğlan'ındır yanılmıyorsam. İyi belle de başka yerde irezil olma bari. Ha unutmadan, bu yanınızdaki hanımlar neyiniz oluyordu?
Remzi- Abi neyimiz gibi geldi size? Tabiy ki eşlerimiz. Ayrıca, o sözün sahibi mübareği hatırladım. Daha orta ikide, öğretmen on kere anlattıydı bize. Hacı Bektaş-ı Veli!
2. Kadın-Maalesef yanlış Remzi bey, O diil. Ben biliyorum, amaa.. dur az sonra hatırlarım. Vallahi biliyorum ayol!
Komser- Ne, Remzi bey ha? Lan oğlum, bu memlekette kaç tane avrat gocasına bey! diye hitabeder? Gıcık aldım, ehliyet-ruhsat galsın kimlikleri reca ediyim ben!
1. Kadın- Ne, evlilik cüzdanı mı? Evliyiz mi dediler size? Ayol bunlar bizim amca çocuklarımız komiseriim! Sizi şakacı amcamızın şakacı çocukları sizii!.. İşte böyledir bizim sülalenin çocukları. Hepsi matraktır, sizden matrak olmasınlar komserim. Ha-haaytt!
Hüdai- Yav komserim, bu gadın bir ev garısı gibi gülmüyor, bişekil bu! Götürek bunları gıcık gapdım ben!
Komser- Havadandır Hüdayi'm, havadandır. Benimde gafam bulandı da, dur bi anlıyalım. Ne de olsa biz sadece araç çekmekle yükümlüyüz. Allah başka bişiy çektirmesin, bak mesela şimdik şu iki emmi oğlunun soyadları birbirini tutmazsa çekeceklerini bir düşün bakalım.
Hüdai-Hıaahaa! Hakkaten komserim, çıkadın lan nufuslarınızı bakıyım!
Naci- (Eh be Remzi, hep sana uydum başıma gelmeyen kalmadı yav. Benim neyimeydi telekız, yandım vallaha) Memur beey! LAN'mı dediniz?. LAN, yani "Lüks Akdeniz Nakliyat" ha? Yani benim şirketim. Vallahi korktum ben sizden. Allah, Allaah! Eğer bir de ne naklettiğimi bilirseniz, artık size sözüm kalmaz. Bu kadar sezgisi güçlü bir insanın, Polis değil meditasyon dünyasının duayeni olması gerekir. Candan kutluyorum sizi beyefendi, önünüzde saygıyla eğiliyorum ne diyim?
Hüdai- Demek nakliyatçısın, ne naklettiğini bilmeyecek ne var a benim yiğidim* Tabii ki, evden eve garı nakliyatında önemli bir payın olmalı! Lüks Akdeniz Nakliyat'mış, yok deve!Nirelisin oğlum sen*
Naci- Efendim, şirketimin adından da anlaşılacağı üzere sıcak Akdeniz çocuğuyum ben. Sahi, deniz deyince sizinle bir akşam sahilde bir restoranda, nakliyat üzerine bir fikir teatisinde bulunsak diyorum Hüdai beyciğim. Fevkalade engin sezgilerinizden istifade imkanım olabilirse, bahtiyar olurum.
Komser- Ha, ha, hayyt! Ohoo! Yav Hüdayi, adam seni derya etti bıraktı netice itibarıyla. Arkadaşım, bişey desene seni kafalamaya çalışan şu densize yav!
Hüdai- Beni mi komserim? Afedersin, bir an üçün ööle dalıp gittim de.. Ne dedi şimdi bu soytarı bana? Sen açıkla, ben şimdi şurda vereyim bu utanmazın terbiyesini sayın amirim! Şurda emekliliğime bişiy galmadı, benim gibi tecribe sahibi bir memura ha?
Yani adam sana imalı yoldan rüşvet önerdi, sahilde bir yemeğe araba demek istedi. Hadi şuna iki çift laf söyle de, başka kaldırımlara yelken açalım Hüdayim!(Garibim benim, yine mutlaka kooperatifin ara senedi gelmiştir aklına. Oof, of! Dur bakıyım, babam memleketten nohut parasını yollarsa birazını Hüdayime borç vereyim.)
Hüdai- Demek sahilde yemek ha, arkadaş sen karşındakinin kim olduğunu..
Komser-(Başladı yine) Tamam Hüdai bana bırak bunları. Gelin bakıyım siz şöyle, boşuna zaman kaybettik sizin yüzünüzden. Ver koçum kimliğini, hımm! Naci Tonga, sen ver bakıyım!
Remzi- Bi dakka komserim, kartların arasında olacaktı. Şimdi bulurum..
(İleriden siren sesleri gelmektedir. Resmi plakalı araçlar, eskortlar peş peşe yaklaşmaktadır. Gelenler Japon Kültür Heyetidir. Çekicinin başındakiler o yöne dönerler)
Naci-Ahaa, bugün İçişleri Bakanı'nın teftiş gezisi vardı, banka müdürü bahsetmişti. Bunlar onlar, çok sertmiş sayın Bakan!
Komser-Hadi be manyak! Öyle olsa bizim haberimiz olurdu, bak yalan söyleme alırım ayağımın altına ha!
Naci-Yok komserim, Alman Bakanmış, bizim Bakan gezdiriyormuş onu. Ne yalan söyliycem ya?
Komser-( Yav hakkaten doğruysa?) Hüdayi, çabuk yanıma gel! Esas duruşa geç, kıpırdama sakın yakarlar vallaha.
(İkisi esas duruşa geçerek selam dururlar. Remzi aracın tekerleklerini kelepçeden kurtarıp komserin yanına yaklaşır:
- Biz kaçalım mı komserim?
-(dişlerinin arasından usulca)- Git oğluum, çabuk çekil yanımdan!
Komser ve Hüdai kıpırdamadan beklerken, Japon Bakanın aracında şu konuşmalar geçer:
Türk yetkili- Sayın Bakan, görüyor musunuz efendim? Halkımızla Devlet nasıl kucaklaşmıştır, vatandaşın arızalı aracına polis derhal müdahale etmiş, vatandaşın yola devamını sağlamıştır. Daha bu en basit bir örnektir. İleride daha ne kaynaşmışlık örnekleri göreceksiniz efendim!
Japon Bakan-( Bizim Ülkede, hatalı park eden aracı çekmeye teşebbüstür bunun adı. Ama burda değişik demek ki.. Dönünce bizimkilere anlatmalı bunu..) Evet, doğrusu çok etkilendim sayın yetkili..

 
Toplam blog
: 95
: 736
Kayıt tarihi
: 08.03.07
 
 

Emekli öğretmenim, 52 yıllık hayatımdan amatör mizah, bağlama, sürrealist resimler, yitikler, sev..