Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '12

 
Kategori
Siyaset
 

CHP: “Armut piş ağzıma düş” diyor.

CHP: “Armut piş ağzıma düş” diyor.
 

Yeni tasarım...


CHP: 1999 Milletvekili seçimlerinde %8,71 oy alarak TBMM dışında kaldı. Hükümeti kurma görevi 9 Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından DSP (Demokratik Sol Parti) Genel Başkanı Bülent Ecevit’e verildi...

Ecevit, DSP, MHP (Milliyetçi Hareket Partisi) ve ANAP (Anavatan Partisi) ile 28 Mayıs 1999 tarihinde üçlü koalisyon hükümetini kurdu. Böylece Türk siyasi yaşamında 17. koalisyon hükümeti kurulmuş oldu.

CHP nin oyun dışında kalmasından sonra; MHP 21 yıl sonra hükümete girdi. 22 yıl aradan sonra bağımsız adaylar TBMM’yeseçildi.

Bu koalisyonun en önemli özelliği ise bir araya gelmesi tahmin bile edilmeyen DSP ile MHP’nin ilk kez bir koalisyon kurmasıdır.

Koalisyon Protokolünde;

“Milletimiz, bu tercihi ile siyasi hayatımıza istikrarsızlık, çatışma ve kutuplaşma yerine, hoşgörü, uzlaşma ve işbirliği ortamının hâkim olarak ülke sorunlarına istikrar içinde çözüm üretilmesini arzuladığını göstermiştir. Bu anlayıştan yola çıkan Demokratik Sol Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Anavatan Partisi, 57. Cumhuriyet Hükümeti’ni oluşturmak suretiyle, ülke sorunlarına çözüm üretme görev ve sorumluluğunu birlikte üstlenerek bir ‘uzlaşma ve atılım hükümeti’ olarak çalışmaya karar vermişlerdir denilmiştir.”

İcraatlar

AB'ye uyum sürecinde uyum paketlerinin ilk üçü çıkarılmıştır. Bu paket uyarınca idam cezasının kaldırılması ve o dönem gündemde olan PKK lideri Abdullah Öcalan'ında bu kanundan yararlanarak idam edilememesi uzun tartışmalara sebep olmuştur. Türk Medeni Kanunu yeniden ele alınmış ve çıkarılmıştır.

Tarım Bakanlığı'nca, Türk tarım ve hayvancılığı için bir dönüm noktası olarak gösterilen, biyoteknoloji alanında hayvancılığa büyük bir yol katettirecek olan “Embriyo transferi” çalışması Çukurova Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü tarafından başlatılmıştır.

Yine Tarım Bakanlığı'nca “Ulusal Çiftçi Kayıt Sistemi” kurulmuş ve tarımsal veritabanı oluşturulmuştur.

Bu hükümetin sonu ise 2001 Türkiye ekonomik krizi ve “kara Çarşamba” olarak da tarihe geçen Cumhuriyet tarihinin en büyük krizi sonunda gerçekleşmiştir. Hem hükümet, hem de bu hükümeti oluşturan partiler erken seçim kararı almak zorunda kalarak 3 Kasım 2002 seçimlerinde büyük bir hezimetle meclis dışında kaldılar.

(MHP-%8.35 ANAP-% 5.11 DSP-%1.22)

Koalisyon hükümetinin bu başarısızlığı; CHP nin 1999 seçimlerindeki başarısızlığını unutturmuş ve tekrar CHP ye meclis yolunu açmıştır. 2002 seçimlerine katılan 19 siyasi parti içinde %10 barajı aşan sadece iki parti olmuştur. Buna göre 1 AKP – %34,43 – 10.848.704 – 365 milletvekili 2 CHP – %19,41 – 6.114.843 – 177 milletvekili çıkararak TBMM de yerini almışlardır.

Aslında CHP, AKP oluşumunu hiç hesaba katmamıştı. (Gerçeği söylemek gerekirse ben bile bu dönemde oyumu %0,28 – (89.177) oy alan LDP ye vermiştim.) Koalisyon hükümetinin başarısızlığı CHP ye iktidar yolunu açacağını düşünenler AKP nin %34,43 oy alarak birinci parti seçilmesi ve tek başına iktidar olması karşısında şok oldular!

Oysa CHP; başarısız oldukları dönemin unutulduğunu (!) sanıp, halkın kendilerine iktidar görevi vereceklerine inanmışlardı. AKP de nereden çıkmıştı?

Bu şok yenilgiyi hiç bir zaman hazmedemeyen CHP; Yerel veya Genel seçim zamanları hep birinci parti olduğunu veya olacaklarını iddia ederek seçmenlerine umut vaat etmişlerdir. Ve hatta geçen sürede yapılan iki referandum’da da halkın büyük çoğunluğunu karşılarına almışlardır.

Bazen “Oy için her şey mübahtır” diyerek tabanına zıt gruplarla boy boy resimler çekilip halka mesaj vermeye çalışmış olsalar’da bunun göstermelik olduğu yalanı hep ortaya çıkmıştır. Karşılarında 10 yıldır çalışan güçlü bir parti vardır ve bu partiyi alt etmek için yaptıkları tek icraat hükümeti eleştirmekten öte bir şey değildir.

Bu süre içinde yalan yanlış o kadar çok bilgi paylaşıldı’ki hiçbirinde AKP hükümetine karşı dikiş tutturulamadı. Halkın büyük çoğunluğu doğru bildiği yolda aynı hükümetle "Devam" diyordu. Halkın bu kararından rahatsız olan partizanlar zaman zaman AKP yi bırakıp, AKP yi demokratik hakları ile iktidarda tutanlara karşı ağır tahrik ve hakaret suçları işlemeye başladılar!

İktidara oy vermiş insanlarımız büyük bir soğukkanlılıkla yenilgiyi hazmedemeyenlerin münferit saldırılarına kulak asmadılar ve onları kendi hallerine bıraktılar! İktidar partisini eleştirmek başka, iktidar partisini hazmedememek başka şeydir...

Halkın %50 si bir partiye gönül vermiş ise o partiyi alaşağı etmek için diğer %50 yi tek adreste toplamak ve üzerine + eklemek gerekir. Bu hiçte kolay değildir. Bunun için fal bakmak yetmez, karşı tarafın oylarını almak için çalışmak gerekir. Ne yazık ki bugün çalışmak deyince akla AKP geliyor. Ana muhalefet partisi ise “Armut piş ağzıma düş” demeye getiriyor...  

Not: Sayın Gürsel Tekin, “Bugün ( 26.11.2012)  aralarına MHP'den, AKP'den, BDP ve birçok partiden 700 kişinin katıldığını belirterek, "Türkiye'nin bütün yükü CHP 'nin sırtındadır. Bu yükü biliyoruz. AKP ile CHP arasındaki oy farkı sadece 9 puan. Biraz daha çaba sarf edersek bunun da üstesinden geleceğiz" demiş. Buna istinaden bu yazıyı yazma gereği duydum...

Çalışmak ibadettir çalışın beyler...

M.Talip Girgin

Kaynaklar:www.secim.tk+Vikipedi 

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..