Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '12

 
Kategori
Siyaset
 

Pek muhterem tarihimiz

Pazar günü, Başbakan Erdoğan Muhteşem Yüzyıl dizisini lanetledi, filmi çekenleri, yayınlayan TV kanalını.. 'Tarihimiz böyle değil, Kanuni böyle değil, dizi de haremden çıkmayan Kanuni, 30 yılını at sırtında geçirdi' diye yakındı, yuhalattı, sanki görmüş gibi...

Olayın gerçekleştiği günün akşamı da yazdım bu konuda. Ama konu gittikçe dallandı budaklandı...

Başbakan, muhalefete sizin tarih bilginiz bu dizide ki gibi dedi.

Konuya dair bildiklerimi düşündüklerimi yazdım. Verdiğim linkten okuyabilirsiniz: http://mustfyildirim.wordpress.com/2012/11/26/tarihi-dizide-ki-gibi-sanirlarmis/

Başbakan'ın söyleminden sonra tek sesler korosu harekete geçti, tek bir ağızdan nefretlerini kusmaya, diziyi lanetlemeye ve tarihi göklere çıkarmaya başladılar.

Vekili, medyası, tarihçisi söz birliği etmişcesine, hep beraber aynı hızda, aynı tonda, aynı şiddette dizi hakkında, tarih hakkında konuşmaya başladılar.

Başbakan tayfası, yani vekilleri başbakanın söylemini, papağanlar gibi tekrar ettiler.
MHP'liler Kanuni'nin heykelini meclise dikmeyi önerdiler. (Garibanlar bu kadar akıl yürütebiliyor. Yazık!)

Medya diziyi eleştirmeye başladı birden, inansam başbakandan direktif aldılar diyeceğim. Ama bunların ki fikir fukaralığı, kraldan çok kralcılık...

Zeka seviyesi 90'ı aşmayan, boyuna patinaj yapan muhterem tarihçilerimiz çıktı.

Yavuz Bahadıroğlu, 'dizide ki tarih resmen Bizans tarihi' dedi. (Neandertalken 30 küsür tane romanını okumuştum, bu zatın)

Mustafa Armağan, 'Osmanlı soyundan gelen aile bu diziye hakaret davası açmalı' dedi. Akıl fukarası... Sanki bir ata onlar da var. Onların ataları memleketi babalarının malı gibi yönetirken suç değilde, bu mu suç?

Tarihçinin birisi de çıktı: 'Osmanlı şöyleydi böyleydi, Kanuni şöyle kahramandı, Süpermenle Batman arasında gidip gelen, 'gölgelerin gücü adına' diyen bir Himen olduğunu, dininde diyanetinde olduğunu, Osmanlı saray kadınlarının başına asla taç takmadıklarını, namuslu olduklarını' söyledi, ağzından sular akarak...(Pek namuslu saraylarına yüzlerce cariyeyi sanki ben koydum, Afrikalı zenci çocukları ben hadım ettirdim sanki, onları saraya da bekçi olarak ben diktim, Kanuni'nin oğlu Mustafa'yı da ben öldürdüm yağlı urganımla, Kanuni'nin haberi bile olmadı, değil mi?)

Yandaş medyanın temel taşı Fehmi Koru'dan da 'dizinin kaldırılması gerektiği' söylemini duydum.

Daha neler olmuştur, neler de benim duyduklarım bu kadar...

Son söz.

Bir filozofun özdeyişi ile bitirelim:

''Tarihi ile övünen toplumlar patatese benzer; işe yarar kısımları toprağın altında kalmıştır.''

Not: Yazıdaki bazı mizah ögeleri benim saçmaya çalıştığım tohumlardır.

Mustafa Yıldırım - 28-11-2012

 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..