Çiçek festivali

Geçtiğimiz hafta sonu Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesinin rotasında Bayındır ilçesi vardı. Hem yüzlerce çeşit çiçek ve ağacı görmek, hem de Bayındırdaki tarihi yapıları izlemek sıcak, güneşli bir Pazar gününü daha da keyifli kılan güzellikler olarak gezimizi renklendirdi. 

Torbalı’dan sonra Bayındır yönüne saptığınızda yolun iki tarafında görebildikleriniz çoğunlukla zeytinlikler ve seralar. Bayındır’a ulaşmadan gözlerimiz seralardaki yüzlerce çeşit, renk renk çiçeklerle ilk ziyafeti çekmişti zaten. İnsanın doğasında var herhalde, dağı, ovayı, yaylayı görünce birden içiniz ferahlıyor, yüzünüzün ifadesi değişiyor farkına varmadan. 

Bu yıl 22-25 Nisan tarihleri arasında on dördüncüsü düzenlenen ve uluslar arası niteliğe kavuşturulması hedeflenen festival nedeniyle ilçenin nüfusunun günlük on bin dolayında arttığını öğrendik.23 Nisan ve güzel havanın etkisiyle belki bundan da fazla insanın çoluk çocuk akın ettiği festival alanında onlarca çiçek standını gezerken, mimozadan begonyaya, erguvandan gelin duvağına, sedirden hurma ağacına yüzlerce çiçek ve ağaç çeşitlerini zevkle izlerken zamanı nasıl geçirdiğimizi anlayamadık. 

Çiçekçiliğin geçmişinin Osmanlı İmparatorluğu zamanına kadar dayandığı söylense de yıllarca ilçenin ekonomisi ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılığa dayalı kalmış. Bir çok Ege kentinde olduğu gibi zeytincilik ve meyve-sebze üretimiyle geçim sağlanırken, çiçek üretimi ev bahçelerinde küçük ölçekte yapılarak semt pazarlarında satılırken 1980’li yıllardan itibaren çiçekçilik başlı başına bir geçim kaynağı olmaya başlamış. Bir sektör haline gelen çiçekçilik yaklaşık iki bin kişiye iş olanağı sağlarken, yıllık 60 milyon TL dolayında bir satış hacmine ulaşmayı başarmış. Yatırım programına alınan Çiçekçilik Organize Sanayi Bölgesinin kurulması ve faaliyete geçmesi durumunda istihdam ve satış rakamlarının daha da artacağı beklenmekte. 

Festival kapsamında yurdun değişik yörelerinden el emeklerini sergilemek üzere gelen sanatçılar, sanat sokağında fulardan kuklaya, cam ürünlerinden ebruya geniş bir yelpazede yeteneklerini ve ürünlerini sergileyerek ilginizi gerçekten çekmeyi başarıyorlar.Böylece bir bakıyorsunuz o sokak da ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiği yerlerden biri oluvermiş. 

Öğretmen evinin bahçesinde, gündüz kesilmek bilmeyen rüzgarın eşliğinde yediğimiz yemeklerden sonra, kahveleri de içince tarihi yerleri gezmeye hazır hissettik kendimizi. Milattan Önce 3000 yıllarında Hitit'lerin, Milattan Önce 700 yıllarında Friglerin ve Lidyalıların, Milattan sonra 900 yıllarında Bizanslıların, 1084 yılından sonra Selçukluların ve 1425 yılından sonra da Osmanlıların egemen olduğu ilçede, Bizans döneminde yerleşimin bulunduğu ancak Selçukluların gelişiyle 24 Oğuz Boyundan biri olan Bayındır Türkmen Boyu'nun kendi adıyla yeni bir yerleşim yeri oluşturduğu tarih kayıtlarında yer alıyor. Evliya Çelebi’nin de Seyahatnamesi'nde Bayındır'dan "Paşa Hası" olarak söz ettiği bilinmekte. Tapu kayıtlarına göre Bayındır, şehzadeliği döneminde II. Selim’e verilmiş, kendisi Padişah olunca da damatlarından Sadık Paşa'ya 80 akçelik bir has olarak bağışlamış. Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar ilçede çoğunluğu Türk olmak üzere Boşnak, Rum, Ermeni ve Yahudiler çoğu yerde olduğu gibi birlikte yaşamışlar. 

1534 yılında yaptırılan Hacı Sinan Camii ve Külliyesi, Eskici Dede Türbesi, Telcioğlu Camii, restorasyonu tamamlanan Eski Tekel Hanı ilçe merkezinde gezilecek yerler arasında yer alıyor. Restorasyon çalışmaları sonrasında Kültür Merkezi olarak hizmet vermesi planlanan Ermeni Kilisesi, Kent Müzesi olarak açılması planlanan ve Papaz Evi olarak anılan bina, halen restorasyon çalışmaları süren ve Butik Otel olarak değerlendirileceği belirtilen Eski Hükümet Konağı tamamlandığında büyük bir olasılıkla bir sonraki Bayındır ziyaretimizin zamanı gelmiş olacak. 

Dönüş zamanı geldiğinde tatlı bir yorgunlukla ayrıldık ilçeden. Yol boyunca, çeşitli illere götürecekleri çiçekleri yüklemek için bekleyen, seraların önlerine dizilmiş olan kamyonlar çiçekçiliğin Bayındır için ne kadar önemli boyutta olduğunu bir kez daha göstermiş oldu bizlere. 

Bahçeniz olsun olmasın, çiçek satın alacak olun ya da olmayın, bir kez görmekte yarar var bu bölgeyi de. Yolunuzun üzerindeki temiz, güzel çay bahçelerinde mola verebilme fırsatı da varken.