Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '20

 
Kategori
Kültürler
 

ÇİFTLİKBANK TOSUNU

 

Adı Tosun-cuk’a çıkan Mehmet Aydın’ın bulduğu bir dolandırıcılık modelinin son günlerdeki adı oldu. Biraz bilgisayarla işi olanların ama daha çok –çok kazanmak isteyenlerin son sığınağıydı. Yatırdığınız paraların beş ay içinde kar etmeye başlıyor, bir sene sonunda güzel para kazanıyorsunuz. Birçok insan güçlükle biriktirdiği paralarını hatta bankalardan kredi çekerek seve seve Mehmet Aydın’a yatırıyordu. Bakanlığın soruşturmasından ürküp birikmiş paralarla yurt dışına kaçınca tatlı rüyaların da sonu gelmiş oldu.

Sisteme yeni girenlerin paralarını eski para yatıranlara gelir diye dağıtmak bu işin özünü oluşturuyor. Problem sisteme yeni insan girmediğinde kendiliğinden tıkanıyor. Hafızanızı yokladığınızda bunun birçok örneğini hatırlayacaksınız. Titancılar gibi. Bir piramit düşünün alttakiler tepedekilere para taşıdığı sürece sorun yaşanmıyor. Ancak bir gün olay tıkandığı anda kıyamet de kopuyor. Biraz araştırınca bu olayların sekiz-on yıl ara ile ülkemizde yaşandığını tespit ettim. Birileri, belki de hep aynı kişiler olay biraz unutulunca yeni bir dolandırıcılık sistemiyle hemen gündeme gelip para toplamaya başlıyorlar. Ancak çalışmadan çok para kazanmak isteyen bu kadar çok insanımızın olması size de garip gelmiyor mu? Kendi özgür iradesiyle evini satıp tosuncuğa para yatıranların varlığı beni derinden üzüyor.

1980 ‘li yılların Bankerler olayını, 1990’larda 28 Şubatın o kara günlerinde çok yüksek faiz getirisi sunan İmar bank, Adabank, bilmem ne bankların nasıl bazı torpilli kişilerce hortumlandığını bilenler için bu aslında yeni bir olay değildi. Ateşe koşan sinekler gibi kazanayım derken kaybetmeye koşuyorlardı. Bu durumu anlayamayanlara ilk milli dolandırıcılarımızdan Sülün Osman’ın Ben hiç masum insanların parasını almadım, beni kandırmaya çalışanların paralarını aldım sözünü hatırlatırım. Çok, daha çok kazanmak isteyenler maalesef ellerindekini kaybedince yaygarayı koparıyor, devleti tedbir almadığı için suçluyorlar. Amaçları belli tabi, bu şekilde hiç olmazsa devlet kasasından anaparayı kurtarma telaşındalar. Çiftlik bankla ilgili bakanlık ilk soruşturmayı başlattığında bakanlık buna niye karışıyor diye bağıranlarda aynı insanlardı.

Bu kumarcı anlayış değil mi? Ailesinin rızkını elindeki karta yada zara yatıran kumarbazdan farkı nedir? Abi bir kazanırsam var ya? Peki, ama ya kaybedersen niye demiyorlar? Aramızda çalışmadan-emek sarf etmeden çok, aşırı çok kazanmak isteyenler oldukça bu filmi daha çok seyredeceğiz. Aklımda bu neden gelişmiş ülkelerde olmaz diye sorular dolaşıyor. Bilmem ki sizin buna bir cevabınız var mı?

 
Toplam blog
: 85
: 54
Kayıt tarihi
: 25.07.20
 
 

herkese iyi günler dilerim,Isparta doğumluyum,  emekli öğretmenim.TDF Dağcılık eğitimi aldım.Doğayı..