Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '07

 
Kategori
Kitap
 

Çıplaklık ve utanç uygarlaşma sürecinin miti

Çıplaklık ve utanç uygarlaşma sürecinin miti
 

Dört beş yaşlarındaydım. Annem, kadınlar hamamına götürmüştü beni. İlk kez orada insanları çıplak gördüm. Herkes çok rahattı, doğaldı. Birkaç sene sonra misafirliğe gittiğimizde hamamdaki kadınlardan birinin kızının eteğinin boyu kısa diye azarlandığına tanık olmuş, şaşırmış buna bir anlam verememiştim; hamamda da aynı kadınlar vardı salonda da. Hiç erkek yoktu ben hariç. Nasıl oluyor da hamamda ayıp olmayan, evin salonunda ayıp oluyordu? Tabii ki yıllar bana bu sorunun cevabını verdi, hatta çok iyi öğretti.

Çıplaklıkla utanmak arasındaki ilişkiyi hep sorguladım, verilen cevapların çoğu beni tatmin etmedi. Bu ilişkinin diğer çağlarda nasıl olduğunu hep merak ettim. Yıllar sonra bu sorularımın çoğuna cevap veren bir kitapla karşılaştım: ÇIPLAKLIK VE UTANÇ- UYGARLAŞMA SÜRECİNİN MİTİ, Hans Peter Duerr yazmış, Tarhan Onur çevirmiş, Dost Kitabevi 1999'da yayımlamış. İşte size bu kitaptan bahsetmek istiyorum.

Bazen bir kitap okursunuz, çok etkilenirsiniz. Başkalarına anlatmak istersiniz, anlatacak uygun sözcükler bulamazsınız. Sanki kuracağınız cümlelerdeki sözcükler yemek tariflerindeki bir kaşık yağ, bir tutam nane gibi gelir, yemek tarifine uygun bir yemek pişirememekten korkarsınız. Bu kitap da benim için öyle. Hani bir film olsa , özetleyeyim olayı; ama öyle değil.

Ben bu kitabı iki yıl önce okumuştum, bugün kütüphanemi karıştırırken gözüme çarptı. Bu kitabı okuduğum günleri bir düşündüm, şunu hissettim: çıplaklığından utanan bir çocuğun etnografya müzesine götürülüşü ve orada çağlar boyunca çıplaklık sergisinin gezdirilişi sırasında yaşadığı hazlar, korkular, keşifler, kaçışlar, özgüven, kaygı....

Kitapta öyle ilginç bilgiler var ki mesela Orta Çağ'da bazı hamamlarda küvetten çok, yatak varmış, yani hamamlar aynı zamanda genelevmiş.

19.yüzyılda İngiltere'nin birçok köyünde günah olduğu gerekçesiyle bedenin her yeri yıkandığı halde cinsel organlara su değdirilmezmiş.

Eski Yunan'da sporcular sünnet derisinin geriye kaymasını önlemek amacıyla penis başının üzerine çekilen derinin ucunu bir sosis ucu gibi görünecek şekilde bağlarlarmış.

Geç Orta Çağ'da erkek ve kadının yatağa çıplak girmesi günah kabul edildiğinden evlilik görevlerini hiç soyunmadan yerine getirebilmek için cinsel organın tam hizasında bir deliği olan kalın ağır bir gecelik giyerlermiş.

15. yüzyılda Avrupa' da krallar hem oturakta oturup hacet gideriyor hem de devlet meselelerini görüşüyorlarmış.

Cinsel iktidarsızlıkla suçlanan erkekleri , yargıç iddianın doğru olup olmadığını anlamak için mahkeme salonunda fahişelerle birlikte olmaya zorlayıp bilirkişi tespiti yaptırıyormuş.

Kitap o dönemleri yansıtan gravürlerle resimlerle süslendiğinden görsel bir şölen sunuyor size
sadece o resim ve gravürlere bakarak bir kitap da siz yazabilirsiniz.

Bu kitaptan şöyle bir sonuca vardım ki çıplaklık ve utanç her çağda var.Her çağda çıplaklık yasaklanmış, özgür bırakılmış.Hele kitabın ikinci cildi MAHREMİYET- UYGARLAŞMA SÜRECİNİN MİTİ-II daha ilginç bilgiler veriyor .Hem aydınlatıyor hem kafamızda yeni soru işaretleri oluşturuyor. Bu ciltte beni en çok etkileyen bilgi şuydu: Çin'de önceden kadınları muayene ederken doktorla kadın başka bir odada dururmuş, iki oda arasında küçük bir pencere varmış; doktor, elindeki bez bebeği hastanın kocasına gösterip karısının rahatsızlığının neresinde olduğunu sorarmış, koca da bebek üzerinden ağrıyan yeri gösterirmiş.

Bu kitabın sizleri keyifli bir yolculuğa çıkaracağını düşünüyorum. Belki de bin yıl sonra günümüzü anlatan böyle bir kitap yazılır. Onlar da bizim gibi şaşırır.

 
Toplam blog
: 114
: 1620
Kayıt tarihi
: 01.08.07
 
 

1964'te Ankara'da doğdum. Meslek lisesinin elektrik bölümünü bitirip fabrikada ve şantiyede çalıştım..