Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '06

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Çocuk parkı orası, kültablası değil

Çocuk parkı orası, kültablası değil
 

Bugün, kızımı sitemizin parkına götürdüm. Kovalarımızı, tırmıklarımızı aldık, özel olarak çevrelenmiş kum sahasına oturduk birlikte. Sakindi park, huzurla oynamaya başladık. Daha doğrusu başlayacaktık. Kum sahasının görüntüsü tıpkı desenli bir kahverengi kumaşı andırıyordu. Desenin de rengi belliydi. İzmarit sarısı. Haydi, alıştık da kum sahasının kenarındaki bankların önünün izmaritle dolmasına, çocukların oyun alanında ne işi var onca izmaritin? Bebeğim oyununa başladı ve ben de izmarit toplamaya. Tabii bir de bira kapakları. Sanki sözleşmişler gibi dikmişler tırtırlarını tepeye, kimileri de kıvrılmış artık sinirle mi bilinmez; en sivri yerleriyle oradalar. Yahu dedim kendi kendime; acaba bizim site geceleri burayı meyhane olarak mı kullanıyor? Bu marifetlerin sahibi sitemizin sakinleri değildir galiba. O kadar medeniyetsiz kişiler oturuyor mudur acaba orada, bilemiyorum gerçi. Altın semer meselesini de gözönünde bulundurursak cümleyi şöyle değiştirmem gerekir. En azından çocuğu o parkta oynayan kişilerden biri değildir herhalde.

Düşünsenize bir kere, ya batsa eline o sivri metaller çocukların? Aşının korumayacağı tutsa, bir hastalık kapsa, enfeksiyon kapsa? Kanasa, acısa,ağlasa yavrum hiç yok yere...Sürekli rahatsız edip durdum çocuğu, kalk bak altında da var, aman ona dokunma, bu çok tehlikeli, vs. Hem benim huzurum kaçtı, hem de çocuğumun. Ne ben kendimi verebildim oyuna, ne de o keyif aldı yanında bulunmadığım için, bulunsam da hep dürtüklediğim için orasını burasını.

Lütfen bayanlar, baylar. Biraz daha hassas düşünmeye çağırıyorum sizleri. Ki bu bahsettiğim park, sitenin duvarlarıyla çevrelenmiş bir park. Açık alanlardakilerin hali daha da beter.

Geçenlerde gittik yine bir parka. Şehrin göbeğinde, çok hoş bir parktı. Üç tane çocuk vardı. İkisi sekiz dokuz yaşlarında, biri biraz daha büyük onlardan. Ellerinde sigaralar, üstleri çıplak, süs havuzuna atlayıp duruyorlar. Biri vardı hele, öyle bir nefes çekişi var ki sigaradan, değme tiryakiye bile yakışmayan. Tabii ki beklediğim üzere oraya buraya atılan üzmaritler sonunda. Şimdi ben sekiz yaşında bir çocuğun sigara içtiğine mi yanayım, o çocuğun yanan izmaritini çimenlere attığına mı yanayım, bilemedim. Hele kimi kimden korumaya çalışıyorum şu an, onu hiç bilemedim.

 
Toplam blog
: 132
: 2482
Kayıt tarihi
: 24.09.06
 
 

Dünyayı, yaşamayı ama adam gibi yaşamayı, arkadaşlığı, dostluğu ve en önemlisi çocuğumu, müziğimi..