Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '07

 
Kategori
Eğitim
 

Cuhurbaşkanı bile öğretmenden sonra gelir

Cuhurbaşkanı bile öğretmenden sonra gelir
 

Yazı devriminden sonra (1928)Atatürk’ün kara tahta önündeki resmi görülünce O’na “Başöğretmen” denilmeye başlanmıştı.

Kurtuluş Savaşından hemen sonra , bir İstanbul gezisinde kendisine şöyle bir sual soruldu.

-Yurdu kurtardınız şimdi ne yapmak isterdiniz?

Hiç duraksamadan şu cevabı vermişti

-Milli Eğitim Bakanı olmak, Türk Kültürünü yükseltmeye çalışmak, en büyük amacımdır.

Ondan sonra Atatürk nerede görünse, mutlaka orada bir okula girer, öğretmen ve öğrencilerle konuşurdu.

Bir gün Atatürk’ün yolu köy okuluna düştü.Tek sınıflı okulda genç bir öğretmen öğrencilere ders veriyordu.Atatürk sınıfa girince, öğretmen kürsüsünü terk etti.

-Atatürk son derece kibar bir el işareti ile:

-Hayır öğretmenim, yerinizde oturunuz ve dersinize devam ediniz, dedi.Eğer izin verirseniz , biz de sizden faydalanmak isteriz.Sınıfa girdiği zaman , Cumhurbaşkanı bile öğretmenden sonra gelir

Büyük Zafer'den az sonra, henüz Cumhuriyet kurulmadan Kütahya'da, "irfan ordusu" diye nitelendirdiği öğretmenlere hitaben söylediği şu sözler, bu kutsal mesleğin mensuplarına verdiği büyük değeri gösteriyordu:

"...Toplumumuzu hakikat hedefine, mutluluk hedefine ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır: Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, öteki milletin geleceğini yoğuran irfan ordusu...

Asker ordusu, vatanı yok etmeğe gelen düşmanı, vatanın harim-i ismetinde (yabancıların giremiyeceği temiz ve kutsal vatan topraklarında) boğup mahvetti. Yalnız, işimiz bu orduya sahip olmakla bitmiş, gayemiz yalnız bu ordunun başarısıyla gerçekleşmiş değildir. Bir millet savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçları ancak irfan ordusu ile ayakta durabilir. Bu ikinci ordu olmadan, birinci ordunun hizmetleri ve kazandıkları yok olur".

Prof. Dr. Turhan FEYZİOĞLU
Atatürk Araştırma Merkezi Üyesi

İşte lider, işte rehber.Teşekkür ederiz Başöğretmenim!

Saygınlık maaşla değildir demiş sayın bakanımız.Doğrudur ancak, sizin öncelikle o mesleğe verdiğiniz değerle çok ilgilidir. Atatürk’ün bile olmak istediği bir bakanlığın koltuğunda oturuyorsunuz. Onun öğretmene verdiği değere ve yaklaşıma bir de sizin öğretmene yaklaşımına bakınız.

Öğretmenin toplumda saygınlığının olabilmesi için elde ettiği gelir elbetteki önemlidir ancak öncelikle Atatürk’ün öğretmene ve eğitime verdiği değeri istiyoruz

Size göre öğretmen iki gün çalışır beş gün yatar

Öğretmenin aldığı para ile toplumdaki saygınlığı arasında da doğrudan bir ilgi olduğunu unutmayınız

Siz öğretmenin aldığı üç kuruş maaşı bile çok görür ve onu toplumda rencide ederseniz, toplum öğretmene nasıl saygı duysun..Öğretmen dersten sonra pazara çıkıp iç çamaşırı satarak ;limon, patates, soğan satarak mı saygınlık kazanacak.Yada dersten sonra öğrenci servislerinde dolmuş şoförlüğü yaparak mı saygın olacak.

Bu meslekler de kutsal mesleklerdir ve toplumsal yaşamın gereklerindendir. Elbetteki birileri de bu işleri yapacak. Ancak, öğretmenin öğrencinin gözünde bir imajı , bir saygınlığının olması gerekir.

”İnsanlar kıyafetleri ile ağırlanır, bilgileri ile uğurlanır” demiş atalarımız.Bunlar çok önemli ve önemsenmesi gereken değerlerimizdir. Eğer siz öğretmenin imajını verdiğiniz maaşla yerle bir eder ve beyanlarınızla onu zedelerseniz, onu pazarda çalışmaya mahkum ederseniz, öğrencisinin ve toplumun öğretmene ve eğitimciye saygınlığını yıkmış olursunuz.

Sayın bakanlarımız ve değerli vekillerimiz! eğer saygınlık, para ve eldeki imkanlarla değilse şayet, o mersedes marka araçların koltuklarına değil normal araçlara binsinler.

Bilmem hangi marka elbise, çorap, kravat vs değil pazardan giyinsinler.Halkın arasında koruma orduları ile dolaşmasınlar.

Gidip Atatürk’ün taş bina meclisinde çalışsınlar, Atatürk’ün ruhunu taşısınlar.Saygınlık ceylan derili koltuklara oturarak elde edilmiyor.”İmama helal, cemaate haram” felsefesi ile hareket etmesinler.

Atatürk’ün meclisindeki milletvekilleri günlerce sadece bulgur pilavı yiyerek bağırsaklarının artık işleyemez hale geldiğini, doğru düzgün ısınamadıklarını, bir çoğu hasta haliyle memleketin bekası için var güçleri ile çalıştıklarını unutmasınlar.Açsınlar zabıtları okusunlar, yemek listelerini incelesinler.

İçim buruk bir öğretmenler günü kutluyorum.

Başöğretmenimizin, şehit ve gazi öğretmenlerimizin, her şeye rağmen onuruyla çalışan tüm meslektaşlarımızın öğretmenler günü tekrardan kutlu olsun

 
Toplam blog
: 49
: 1026
Kayıt tarihi
: 04.11.07
 
 

On beş yıllık eğitimciyim. Halen bir devlet kurumunda öğretmenlik yapıyorum. Dünyanın en zor ama en ..