Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '14

 
Kategori
Güncel
 

Cumhurbaşkanı olmak için bir yabancı dil bilmek şart mı?

Cumhurbaşkanı olmak için bir yabancı dil bilmek şart mı?
 

Bir üçüncü olasılık var mI?


Koskoca ABD Başkanı Obama, hangi yabancı dili biliyor ki?

DÜN, BİZİM İÇİN BİR "TENEZZÜL MESELESİ" OLAN "YABANCI DİL ÖĞRENME" KONUSU, GÜNÜMÜZDE BİR "İTİBAR GÖRME" UNUSURU OLMUŞTUR.

Geçmişte, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı olmasını önlemek için neler yapıldığını hepimiz biliyoruz. O zamanki engellerin başında, "eşinin başörtülü" -- daha çarpıcı olsun diye "türbanlı" diyelim -- olması gösteriliyordu.

Şimdi ise, iki önemli engel ortaya atılmış durumdadır.. Bunlardan biri, "Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasın da, kim olursa olsun"; diğeri de, "Cumhurbaşkanı bir yabancı dil, mesela İngilizce bilmeli" engelidir.

Son günlerde, bunlara bir yenisi daha eklendi... O da, Erdoğan'ın okuduğu yüksek okulun 3 yıllık olmasıymış...

BU KONULARLA İLGİLİ OLARAK TARİHTEN ÖRNEKLER...

Önce yabancı dil konusu...

Osmanlı'nın üç kıtaya egemen olduğu dönemlerde, bu egemenliğine paralel olarak da "Türkçe" de --daha doğrusu, "Osmanlı Türkçesi" -- egemen ve geçerli bir dildi...

Bu üç kıtadan Osmanlı'ya temsilci gönderen yabancı ülkeler, gönderdikleri kişilerin "Türkçe" bilmesini şart koşarlardı; birçok etnik kökenli ve farklı dilleri konuşan insanlardan oluşan Osmanlı Devleti de, yabancı ülkelere gönderdiği görevlilerin Türkçe bilmelerini isterdi...

Osmanlı yöneticileri için, bir yabancı dil bilmek ve bu dili öğrenmek bir "tenezzül" meselesi idi...

Ne zaman Osmanlı, durakladı ve sonra da gerilemeye başladı; buna paralel olarak, işler tersine döndü ve Türkçe de, bu üç kıtadaki egemenliği kaybetti.

Osmanlı'nın yabancı dil konusundaki "tenezzül" meselesi, II. Mahmut'un 1827 yılında, kuvvetli muhalefete rağmen, öğrenim için Paris'e 3 öğrenci göndermesi ve 1833 yılında Babıali bir "tercüme odası" kurulmasıyla delindi. Böylece, Osmanlı için bir "tenezzül sorunu" olan "yabancı dil öğrenimi" kurumlaşmıştır(1)

Bundan böyle, yabancı dil bilmek bir "tenezzül" meselesi olmaktan çıkmış ve tam tersine bir "itibar görme" aşamasına gelmiştir...

Görüldüğü gibi, yabancı dil konusu, günümüzde de devlet yönetiminde bir eksiklik olarak görülmektedir.

Liderlik, yönetim bilgisi, devlet tecrübesi önemli değil; yeter ki "yabancı dil" bilinsin(!?)

x   x   x

NOT : Bu dil konusunda, ben de dertliyim. Doçentlik için bilimsel yayınlarım yeterli olmasına ve iyi derecede de İngilizce bilmeme rağmen, gerekli olan "dil sınavını" kazanamadığım için, "akademik kariyerim" Doktora seviyesinde kilitlenip kaldı.(x)

x   x   x 

Şimdi de, Erdğan'ın Cumhurbaşkanı "olmasın da kim olursa olsun" arzusu...

Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasını önlemek için kimilerince ortaya atılan ve yukarıda da söz ettiğim iki "engel", bana neyi hatırlattı  biliyor musunuz?

Saltanatın kaldırılmasından sonra, Meclis içinde ve dışında, Atatürk'e karşı açık bir cephe oluşmaya başladı. Özellikle İstanbul'un tutucu basını bu konuda geniş ve etkili yayınlar yapıyordu.  Bütün bu karşıtlığın amacı, Atatürk'ün gücünü ortadan kaldırmak ve devrimlerin devamını önlemekti.

2 Aralık 1922 yılında, Atatürk'e, gücüne ve devrimlere muhalif üç milletvekili, TBMM'ne Seçim Kanunu'nun değiştirilmesiyle ilgili bir önerge verdiler. Bu önergeye göre, Milletvekili olabilmek için, "Türkiye'nin bugünkü sınırları içindeki yerlerden birinde doğmak veya seçim bölgesi içinde sürekli oturmak gerekir. Göç edeneler ise, belirli bir yerde beş yıl sürekli olarak oturduktan sonra nilletvekili seçilebilirler"(2)

Bu önerge. belli ki, yalnızca Atatürk'ün milletvekili olmasını önlemek için verilmişti...Atatürk, bu önerge üzerine yaptığı çok sert bir konuşmada şu çarpıcı ifadeyi kullanmıştır: "Ne yazık ki, doğduğum yer, bugünkü sınırlarımız dışında kaldı. Eğer beş yıl sürekli olarak bir seçim bölgesinde oturamadıysam, bu vatana yaptığım görevler dolayısıyladır.(Atatürk cepheden cepheye koşarken, bırakın bir yerde 5 yıl kalmayı; bir yıl bile kalamamıştır. cd)... Eğer ben, bir yerde beş yıl oturmak zorunda kalsaydım, Allah esirgesin, bu önergeye imza koymuş efendilerin bile yurtları sınır dışında kalabilirdi"(3)

Gördünüz mü engellemeyi?

Cumhurbaşkanlığı, Anayasamız göre(Md.101) "Kırk yaşını doldurmuş ve yükseköğrenim görmüş, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip her Türk vatandaşı" için anayasal bir haktır. Bu niteliklere sahip bir Cumhurbaşkanı adayı için, "ben onu sevmiyorum, o olmasın da kim olursa olsun ya da o yabancı dil bilmiyor" gibi  engellemeler ve bu konuda kamuoyunu yönlendirmek, hiç de demokratik bir tavır değildir...

Bloğumun başlığını bir kez daha tekrarlayayım : Koskoca ABD Başkanı Obama, acaba hangi yabancı dili biliyordu?

Google'a baktım. Babası Kenyalı, annesi Teksaslı, kendisi de Hawaii'nin Honolulu kentinde doğmuş. Bu nedenle, İngilizcesinin yanında, belki babasından dolayı biraz, Kenya'da konuşulan "Suvahili" dilini ve Hawaii'de doğduğu için de "Hawaii'ce bilir...Ama bunlar, yerel dillerdir ve uluslararası bir özelliği yoktur.

Ama, Obama, Amerika gibi koskoca bir ülkenin Başkanıdır... 

Öyle değil mi?

SONUÇ :

Bu bloğumu okuyanlar, benim Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan'ı tercih ettiğim anlamını çıkarmalarını istemem. benim buradaki tavrım, anayasanın kişilere verdiği bir seçilme hakkının engellenmesini eleştirmektir.

Bloğumu, "yandaş" tabir edilen bir medya grubuna ait bir gazetenin ünlü bir köşe yazarından alıntı yaptığım bir fıkra ile sonlandırmak istiyorum.

Kedilerden biri, karşısındaki kediye "Hav, hav !" diye seslenmiş...Diğer kedi, "Hav, hav !" diyen kediye, "Neden bütün kediler gibi 'miyav, miyav !' demiyorsun" diyerek çıkışmış. "Hav, hav !" diyen kedi de, "Bu zamanlarda herkes bir yabancı dil biliyor" diye cevap vermiş.

Nasıl buldunuz?

cdenizkent

________________  :

(1) Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu, s.85

(x) cdenizkent, "Neden Doçent olamadım", Milliyet.com.tr, kategori: Eğitim, 5 Şubat 2010

(2) Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Türk Devrimi'nin temelleri ve Gelişimi, s.112

(3) Ahmet Mumcu, A.g.y.

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..