Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '10

 
Kategori
Futbol
 

Deds Di Fütbol

Deds Di Fütbol
 

“Deds di Fütbol. Vat ken ay du. Samting hepınd, evriting iz samting hepınd.” Fatih Terim Fenerbahçe’nin başında olsa (allah korusun, şakası bile kabus gibi) Manisa maçından sonra muhtemelen bu açıklamayı yapardı.

Futbolun adaleti olmadığı, topun yuvarlak olduğu dün akşam Manisa-Fenerbahçe maçında bir kez daha ortaya çıktı. Öyle bir ilk yarı izledik ki daha maçın 20. dakikasında skorun 0-5 olması gerekirdi. Manisa’nın yumuşak ve rahat oynatmasının da etkisi ile Fenerbahçe şiir gibi bir ilk 44 dakika izletti bizlere. O 44 dakika boyunca sayısız gol fırsatı, çeşitli varyasyonlar, müthiş paslaşmalarla sanki Barcelona’nın bazen oynadığı gibi tempo, baskı, yaratıcılık izledik. 44 dakika boyunca Manisanın bırak atağını orta sahayı geçtiğine pek şahit olmadık.

44. dakikada siz deyin lakayıtlıktan, ben diyeyim vurdumduymazlıktan, Deniz ve Bilica’nın yerlerini boşaltma hatasına Volkan’ın bizim gibi seyretmesiyle durum 1-1 olduğunda, bırakın 2.yarıyı, ilk yarının uzatmalarla birlikte kalan 2 dakikasında bile Fenerbahçe’nin öne geçecek golü bulabileceğini düşündürüyordu gidişat.

2.yarıda çok da fazla değişen bir şey olmadı oyunda. Yine tek kale, yine Fenerbahçe’nin sağlı, sollu, ortalı atakları fakat bir türlü düşmeyen Manisa kalesi. Dakikalar ilerledikçe hepimiz golün gelip gelmeyeceğinin değil, golün hangi dakikada geleceğinin tahminlerini yapıyorduk.

Ama olmadı işte.. Diyarbakır maçındaki senaryonun bir benzeri cereyan etti. Tek kale oynanan maç, her türlü varyasyona rağmen topun 3 direk arasına girmemesi, defansın son dakikalarda iyice boşaltılması ile rakibin kontraataktan (yine Volkan’ın bizim gibi seyretmesi söz konusu) gol bulması ve arkasından son dakikada gelen teselli golü.

Sezonun en çok olumlu pas yapıldığı, kaleye en çok şutun çekildiği ve bence bu sezonun en iyi performansının ortaya konulduğu bu karşılaşmanın sadece 1 puanla kapatılması futbolun cilvesinden başka bir şey değildir.

Cristian’ın attığı golün derslerde eğitim niteliğinde gösterilebilecek bir hazırlanışı vardı. Alex’in orada topa vuracakmış gibi yapıp 2 defans oyuncusunu oyundan düşürmesi ustaya yakışan ve gözlerimizin pasını alan bir hareketti.

Dün akşam Manisa maçında Fenerbahçe sezonun ikinci yarısında her maç olduğu gibi yine çok güzel oynadı ama bu kadar basit gol yememesi gerekir bu takımın. Denizli, Sivas, Diyarbakır ve Manisa maçlarında yenen goller hep rakibin pozisyonu bile yok iken ya uzaktan şut ile geldi, ya da defans oyuncularının yerlerini kaybetmesi ile oluştu. Bu maçlarda yenilen gollerde Volkan’ın hareketsiz kalması da ileriki maçlar için tehlike arz etmektedir. Bilica ve Lugano ikilisinin beraber oynamadığı maçlarda olmayanın yerini doldurmakla görevli yedeklerin yetersizliği nedeni ile rakibe verilen beklenmeyen pozisyonlarda Volkan’ın da maalesef yetersiz kalıyor olması düşündürücüdür.

Fenerbahçe’nin 21 şutla rakip kaleyi yokladığı bu maçta rakip kaleciler fazla gole izin vermez iken, kalesine gelen 3-4 şuttan üzerine gelmemiş olan 2’sini ağlarından çıkarmak bir kaleci için ayıptan öte bir şeydir.

Ayrıca Semih’in kaleye sırtını dönük oynuyor olması nedeni ve Fenerbahçe’nin ortadan geliştirdiği ataklarda rakip defansın arkasına sarkacak koşuları yapamıyor olması, sıkışan oyunlarda zaman zaman rakip defansın ilave bir oyuncusu gibi etki yapmaktadır. Bu nedenden dolayı Alex’in ara paslarını öncesinde hissedip çok iyi hareket edebilen Guiza’nın yokluğu da gol kısırlığına etki etmiştir.

Dün akşamki oyunda Cristian, Emre ve Mehmet Topuz sahada ön plana çıkan isimler olarak göze batarken, Deniz, Volkan ve Semih Fenerbahçe’nin sahadaki düşük performans gösteren oyuncularıydı. Alex, Gökhan, Özer ve Santos’un ise pas trafiğindeki performansları oldukça iyiydi. Bilica ise maalesef bu maçta partnerinin kurbanı oldu. Gökhan Ünal ve Vederson değişiklikleri son dakikalarda geldiği için bu değişikliklerle ilgili olarak fazla bir yorum yapmanın gereği yok diye düşünüyorum. Hakem maç genelinde çok iyi bir yönetim gösterdi, karşılaşmanın 7 dakika uzatılması kaleci İlker sakatlandığında 3-4 dakika geçtiği için gayet normaldi.

Fatih Hoca’nın ifadesi ile bu maçın genel özeti şöyle olurdu heralde ;

“van poyint mooo”...

(Dün akşam Efes’i darmadağın eden basketçilerimizi başta Ömer Onan olmak üzere tebrik ederim. Demek ki Fenerbahçe’yi yenebilmek Cathine’siz pek mümkün olmuyormuş...)

Saygılarımla,

Muhittin KAYAKIRAN

mkayakiran@borusan.com

 
Toplam blog
: 72
: 623
Kayıt tarihi
: 12.11.09
 
 

1974 Adana Doğumluyum. İTÜ Makina 1996 mezunuyum. Hobilerim arasında film seyretmek, müzik dinlem..