Demirtaş’tan hendek direnişinde teröristlere övgü,haklı desteğe davet

Türkiye’nin partisi olma yalanı ile milleti kandırmaya çalışan 7 Haziranda yüzde 13 oy ve 80 vekil ile meclise giren maskesinin düşmesine rağmen 1 Kasım seçimlerinde burun farkı ile barajı aşarak 59 vekil çıkaran HDP’nin eşbaşkanı Selahattin Demirtaş Kandil ve terör örgütü ile bağlarını koparmadığı gibi ısrarla sözcülüğünü yapmaya da devam ediyor.

20 Temmuz’dan sonra artan terör eylemleri üzerine bölgede kara ve sınır dışında hava operasyonlarına başlayan TSK’nın kararlı mücadelesi karşısında her geçen gün büyük güç kaybeden terör örgütü. Çözüm süreci döneminde Nusaybin, Cizre ve Silopi gibi yerleşim merkezlerine sakladığı silah ve mühimmatlar, yerel yönetimlere ait iş makineleri yardımıyla açtığı hendekler, kurduğu barikatlar ile devlete karşı geçtiği sözde direnişte halkı canlı kalkan olarak kullanma alçaklığını göstermekten çekinmediler.

Cizre, Silopi ve Sur’da aralarında Kobani’den gelen teröristlerinde bulunduğu teröristlerden büyük bir bölümü imha edilirken geride kalanların bir kısmı fırsat buldukça ilçeden ayrılan halkın arasına karışarak kaçmaya çalışıyorlar.

Karabatak gibi bir kaybolup bir ortaya çıkan HDP Eş başkanı Selahattin Demirtaş her çıkışında PKK’lı teröristleri ve yandaşlarını kışkırtma görevini sürdürüyor. “Olay, hendek-barikat olayı değildir. Halkla birlikte direnişi büyüteceğiz. On binlerce yiğit kahraman direniyor. Halk her yerde direniyor, direnecek de. Bu direnişi ortaya koyan herkese partim adına teşekkürlerimi sunuyorum.” Bunu söyleyen Türkiye’nin partisi olduğunu iddia eden bir parti lideri!.

Türkiye, ülkesinin askerini, polisini, sivil vatandaşını alçakça pusularla şehit eden, sokaklarda, evlerinde, kadın, çocuk demeden vatandaşlarını canlı kalkan yapan sözde haklarını savunduğu insanların güvenliğini tehlikeye atan teröristlerden “yiğit, kahraman” diye bahseden bir siyasi parti lideri bu güne kadar görmemişti.

HDP’nin, sözde Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi, bölge meselelerine Meclis çatısı altında çözüm arayan bir parti olmadığı, PKK/KCK yapılanmasının siyasetteki temsilcisi olduğunu ve terörden beslenerek siyaset yapmaya çalıştığını defalarca yazmıştım.  Zaten HDP eş başkanları ve vekilleri her fırsatta verdikleri beyanlarla bunu gizlemiyorlar yakın zamanda; HDP eş genel başkanı Figen Yüksekdağ’ın  “Biz sırtımızı Rojava’ya, Kobani’ye, PYD’ye, YPG-YPJ’ye dayıyoruz” ve HDP Hakkâri milletvekili(!) Abdullah Zeydan’ın bir televizyon programında “PKK sizi tükürüğü ile boğar” gibi söylemler bunların sadece bir kaçı.

Demirtaş, halkı kışkırtmak ve yangının üstüne ateşle gitmekten geri durmuyor;

Demirtaş şimdi de Nusaybin, Cizre, Silopi ve Sur’da yaşanan çatışmalarda halkı isyana dâhil etme çabası içerisinde. Bu Demirtaş’ın ilk marifeti değil. Muhtemelen Cumhuriyetin savcıları ve meclis dokunulmazlığının kaldırılması için gereğini yapmadığı müddetçe de son olmayacak.

2014’de IŞİD'in Kobani'ye ilerlemesine karşılık YPG militanlarının Türkiye sınırları üzerinden silah nakli yapmasına izin vermeyen Türk Hükümetine tepki olarak Demirtaş, halkı protesto eylemlerine davet etmiş çıkan olaylarda 35 vatandaşımız hayatını kaybetmişti.

5 Haziran 2015 tarihinde HDP Diyarbakır'daki seçim mitinginde meydana gelen bombalı saldırıda 5 kişi öldü, 400'ün üzerinde kişi de yaralanması.

2015 Suruç saldırısı, 20 Temmuz Şanlıurfa ilinin Suruç ilçesinde düzenlenen bombalı intihar saldırıda 34 kişi öldü, 100'den fazla kişi yaralanması.

Ve son olarak 10 Ekim 2015'te Ankara Garı kavşağında düzenlenen Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ölümcül bombalı intihar saldırısında107 kişinin hayatını kaybettiği, 500 kişinin yaralandığı olaylar hepsinde sahnede Demirtaş var. Bunların hiçbirinin tesadüf olmasa gerek.

Her olay sonrası yurt dışına giderek ortadan kaybolan, dönüşünde meydanlara her çıkışında yeni bir olay yaşanmasına ve masum insanların hayatını kaybetmesine neden olan Demirtaş. Bu çıkışında da yine eline aldı mikrofonu, terörden bıkan uzun zamandır çatışmaların arasında evlerinden başını dışarı çıkaramadan, korku ve endişe içerisinde teröre lanet eden halkı ve terör yandaşlarını hendek direnişine sahip çıkmaya ve dua etmeye çağırıyor. Metropollerde ve çatışma bölgelerinde sokağa çıkma yasağını protesto için yandaşlarını sokağa dökmeye çalışıyor.

HDP ve öncesinde kurulan partilerin her biri bölge halkı ve sorunları sadece malzeme olarak kullanan, Kandil tarafından kurdurulan ve emirlerini İmralı ve Kandil’den alan partiler olup, otuz yıldır bölge halkına, şiddet, korku, zulüm, ölüm ve yoksulluk getirmekten başka br şey verememişler. Buna rağmen hala utanmadan sıkılmadan şu soğuk kış mevsiminde halkın can ve mal korkusu içerisinde olduğu zamanda halkı terör örgütünün sözde direnişine destek vermeye çağırmaktan/tehdit etmekten çekinmemekteler. Ancak bölge halkı artık bunlara kanmıyor. Ve bu terör lanetinden kurtulmak için teröre karşı devletinin yanında yer alıyor.

İbrahim Halil SİPAHİ

22.12.2015/Adana

twitter.com/ihalilsipahi