Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '12

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Demokrasi şölenine gölge düştü...

Demokrasi şölenine gölge düştü...
 

Bahardan çalınmış bir Ankara gününde CHP kurultayını izlemek için yola koyulduk. Saat 12’ye gelirken Ulus Metro durağından Gençlik Parkının içerisinden geçerek Ankara Arenanın yolunu tuttuk. Salonda yer bulamayıp dönen yurttaşların arasından nefes almakta güçlük çekerek kendimizi salona zor attık. Milliyet Blog yazarlarına yer ayrılmadığı için ayakta sahneyi görecek şekilde zar zor giriş kapılarından yer kapmayı başardık.

 

Kurultayı izlemek için salona girerken kamuoyuna mal olan soruların yanıtını arıyorduk. Delegeler gerekli katılımı sağlamışlar mı, Baykal kurultaya katılacak mı, yeterli çoğunluk sağlanacak mı gibi sorular aklımızı kurcalarken Baykal ve Sav yandaşlarının yeterli çoğunluk sağlanamadığına dair iddiası delegelerin arasında dillendiriliyordu.

 

Delegelere ayrılan bölüme bakınca iddiaların temelsiz olduğu görülüyordu ama söz konusu olan CHP olunca iki kere düşünüp karar vermek gerekiyordu.

 

Kılıçdaroğlu konuşmasına başladığı sırada sahnenin önünde oluşan arbedenin çok geçmeden Mersin Mv. İsa Gök’ün “Açılış için yeterli sayı yok” iddiasından kaynaklandığı anlaşıldı. Salonu dolduran partililerin tepkileri yükselirken bir taraftanda Kılıçdaroğlu konuşmasını sürdürüyordu.

 

Basının yoğun ilgi gösterdiği kısa süren arbedede İsa Gök salon dışına çıkarıldı. Kılıçdaroğlu konuşmasına devam etti.

 

Baykal/Sav ekibi “bizansta oyun bitmez” dercesine ellerindeki her olanağı kullandılar. Aralarında CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, eski Ankara İl Başkanı Ali Yıldızlı’nın da bulunduğu 4 delege imzasıyla Divan Başkanlığına bir önerge verildi.
Önergede, tüzük kurultayının açılabilmesi için kurultay delegelerin hazirun cetvelindeki imzalarının yeterli olmadığı, delegelerin tam sayısının üçte ikisinin imzası gerektiği savunuldu.

 

Divan Başkanı Adnan Keskin  salonda yeter sayının olduğunu, 948 delegenin imza attığını ilan ederek verilen önergeyi reddetti.

 

Kurultay devam ederken Ulus’ta bulunan Atalay Otelinde Sav ve yandaşlarının toplandığına dair haberler kulislerde dolaştı.

 

Kurultay’da  MB okurları için nabız tuttuk. Görkemli bir katılımın olduğu kurultayda  İsa Gök’ün itirazları ve salon dışına çıkarılması  medyanın ilgi odağıydı. İlan edildiği gibi “demokrasi şöleni” olarak gerçekleşmesi gereken kurultay kendilerini CHP’nin sahibi görenlerle Kılıçdaroğlu liderliğinde yenilenerek iktidara yürümek isteyenlerin mücadelesi olarak belleklerde yerini aldı.

 

Konuştuğumuz delegeler eskiden yapılanların demokratik olmadığını söylerken bugün yapılanlarında demokratik olmadığını iddia ediyorlardı. İlçelerde, illerde delege seçimlerde oy kullanamadığını iddia eden partililer azınlıkta olsa eleştirilerini dile getirmekten sakınmıyorlardı.

 

CHP ilginç bir parti. Yıllardır bir biçimde partiye emek verenlerde dışlandıklarına dair bir düşünce kolayca sökülüp atılamayacak biçimde yerleşmiş. Görülen o ki, ilkeler etrafında birleşmek yerine birilerinin adamı olarak partide var olmayı seçmiş olan eski yapı Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’de bir biçimde tasfiye ediliyor.

 

Neredeyse son 19 yıldır CHP’de politika yapan Baykal/Sav ekibinin gözle görülür bir başarı elde edememişken Kılıçdaroğlu liderliğindeki değişime ayak diretmeleri, şölen halinde geçmesi gereken kurultayı İ.GÖK ile karıştırmaları anlaşılır değil. Galiba eski yapının toplumda egemen olan umutsuzluktan haberleri yok. Onlar adeta koltuklarına yapışıp ebedi muhalefet olarak kalmayı kendilerince başarı sayıyorlar.

 

 

Tartışmalar sürecek kuşkusuz. Adnan Keskin’in açıklamalarına bakılırsa kurultayın toplanmasında bir problem yok. 948 Delege imza verdiğine göre Baykal ve Sav ekibinin bizans oyunları tutmadı.

 

Beni en çok şaşırtan Haluk Koç’un Baykal ve Sav’ın başını çektiği muhalif(!) lere destek veren açıklamaları oldu. Oysa Koç bir zamanlar CHP’de Baykal’a karşı aday olarak çıkmış, başkan adayı olmasına rağmen konuşma olanağı bile yakalayamamıştı.

 

Kendilerine sosyal demokrat diyen politika esnafının pragmatist yaklaşımlarının, ayak oyunlarının tükenmediğine yeniden tanık olduk.

 

Ülkenin içinde bulunduğu koşullar dikkate alındığında farklılıklarını/hırslarını öne çıkaracağına, ortak paydalar etrafında toparlanıp topluma umut olması gereken CHP’nin kurultayında yapılan tüzük değişikliklerinden çok eski ile yeninin mücadelesine tanık olduk. Kılıçdaroğlu liderliğinde CHP prangalarından kurtulup yerel seçimlerde iktidar olmayı hedeflerken birileri/Baykal/Sav CHP içerisinde iktidar olmayı yeğlediler. Kamuoyuna yansıyan hoş olmayan fotoğraf eminim CHP’ye oy veren partilileri üzdü. Salı günü grup konuşmasında Başbakan Erdoğan’ın konuşmasını duyar gibiyim;” Bir kurultay yapmayı bile beceremediler, hani demokrasi vardı, Milletvekilini yaka paça salondan dışarı attılar! “Vs.vs.

 

Demokrasilerde güçlü muhalefetin olması her zaman halkın lehinedir. İktidar, muhalefetin soluğunu ensesinde hissederse sadece kendi partililerini/oy verenlerini değil toplumun genelini düşünerek politika/icraat yaparlar.

 

Yayımlanmamış kitaplarından ötürü insanların tutuklandığı, muhalif olanların torba davalar ile susturulduğu, muhalif vicdan sahibi gazetecilerin işlerinden olduğu bir ortamda CHP’nin dışa dönük mücadele yürütmesi gerekirken kendi iç hesaplaşmaları ile zaman tüketmesinin anlaşılır bir tarafı yok.

 

Arenaya gelen 46 Bin katılımcı evlerine dönerken herhalde geleceğe dair umutlarla tazelenip dönmeyi umuyordu. Oysa klasik parti içi çekişmeye tanık oldular. Kamuoyunda kurultaylar partisi olarak tartışılmaz bir yer edinen CHP’nin iç hesaplaşmalarını tüketerek topluma umut olması, yurttaşın demokrasiye olan güvenini büyütmesi gerekirken, sıcacık bahardan çalınmış bir Ankara gününde düş kırıklığı yarattı.

 

Kılıçdaroğlu’nun yaşanan arbede sırasında;“Bu kurultayda hiç kimsenin ama hiç kimsenin kurultayın huzurunu bozmaya hakkı yoktur. Yetkisi yoktur. Tüzük dediler, işte tüzük. Seçim diyorsanız onu da yapacağız. Bir şeye inanıyorum. Gücünü halktan almayan hiçbir şey başarılı olamaz.” sözleri aslında yaşananları özetliyordu.

 

Pazartesi günü muhaliflerin istemi üzerine yine kurultay toplanacak. Divan Başkanı Adnan Keskin delegelerin katılım sağlamaları için çağrı yaptı.

Kılıçdaroğlu“Sevgili Delege arkadaşım. Partimizin 17.Olağanüstü Kurultayı 27 Şubat Pazartesi günü saat 10.00’da Ahmet Taner Kışlalı Salonu’nda toplanacaktır. Bütün delege arkadaşlarımı Kurultay Salonu’na bekliyorum” diye mesaj gönderdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..