Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '11

 
Kategori
Güncel
 

Demokrasisi Olmayan Cumhuriyet Ne Anlam İfade Eder?

Demokrasisi Olmayan Cumhuriyet Ne Anlam İfade Eder?
 

29 Ekim dolayısıyla geçtiğimiz haftayı kızımla birlikte, sürekli olarak Cumhuriyet’i konuşarak geçirdik. Ufaklık bol miktarda sorular soruyor Cumhuriyet’e ilişkin, bense bu soruları bildiğim kadarıyla cevaplandırmaya çalışıyorum. İlkokul dördüncü sınıftaki kızım ne kadar anlıyorsa işte…

Ufaklık Şerife Ana’yı sordu, ben de anlattım Şerife Ana’yı. Sen tut bir kağnı arabası resmi yap, başına Şerife Ana’yı temsilen yaşlı bir kadın resmi koy…  O kağnı arabasıyla cepheye cephane taşıyor o yaşlı kadın. Okulda birinci seçilmiş yaptığı resim. Bir teşekkür belgesi göndermişler. Gece geç saatlerde eve döndüğümde ufaklık bu teşekkür belgesini benim koltuğumun üzerine bırakmış. Teşekkür belgesini görünce sevinmedim dersem yalan olur.

Sonraki günlerde ufaklık Cumhuriyet’e ilişkin şiirler yazmaya başladı. Ne kadar övgü dolu cümle varsa şiirlerine mısra olarak koymuş ufaklık.  Her türlü özgürlüğün ve gelişmenin kaynağında cumhuriyet olgusunun yattığına dair kati düşünceler hakim şiirlerinde. Ufaklığın, arada bir başını ağrıtan yaklaşımlarda da bulunuyorum…

Mesela “İran’’ın da bir cumhuriyet rejimi olduğunu ve bu hususta öğretmeninin neler düşündüğünü sor bakalım” diyorum. Ufaklık sormuş ve öğretmen sadece gözlerini açıp öylece bizim kızın yüzüne bakmış. Öyle diyor ufaklık.

Cumhuriyet’in aslında tek başına çok da fazla bir anlam ifade etmediğini sanırım yüzyılımızın ilk çeyreğinde fazlasıyla anlamış bulunuyoruz. “Demokrasisi olmayan bir cumhuriyet padişahsız saltanattır” özdeyişi boşuna söylenmemiş.

Demokrasinin olmadığı bir cumhuriyette yapılan her türlü değişiklik isim değişikliğinden ibaret olur ki, en yalın örneğini Tekke ve zaviyelerin kapatılması ve cumhuriyet döneminde İlahiyat Fakülteleri ve İmam Hatip Liselerinin açılması olarak örnekleyebiliriz. Veya saltanatı kaldırıp 1923 ve 1938 arasında Mustafa Kemal’in cumhurbaşkanı olarak kalmasını da örneğimize koyabiliriz. Mustafa Kemal yaşamaya devam etseydi ülkenin en üst makamında görevini sürdürmeye devam edecekti. Yine Osmanlı döneminde Şeyhül İslamlığın kaldırılması ve yerine Diyanetin kurulmuş olmasını da isim değişikliği olarak nitelersek yanlış bir mantık yürütmemiş oluruz.

Aslında bizde kurulan cumhuriyetin en belirgin özelliği Osmanlı’nın bütün kurum ve kuruluşlarını yeni rejime isim değişikliği olarak takdim etmesidir. Bir tek çok partili rejimden tek partili rejime geçiş yaparak bir önceki rejimin kısmen demokratik olan özelliğini de bir anlamda yeni rejim törpülemiştir. Taa ki 1946 yılında çok partili rejime yeniden geçilene kadar… Çok partili rejime geçiş kavramı dahi yanlış kullanılmaktadır. 1946 yılında çok partili rejime geri dönüş yapılmıştır.

İngiltere ve İran örnekleri son derece çelişik ve kafa karıştırıcı örneklerdir aslında. İran Cumhuriyet rejimiyle idare edilirken İngiltere Monarşiyle idare edilir. Oysa teoride Cumhuriyetin daha demokratik bir rejim olduğunu öğrenmiştik. Aslında bizde de kısmen bir demokrasi vardı. Tek partili bir rejim dahi olsa göstermelik olarak serbest seçimler yapılıyordu. Çok da anlamı olmayan seçimlerdi. En nihayetinde belli bir sınıfın, bu sınıfa seçkinlerde diyebiliriz, yönetime egemen olduğu bir cumhuriyet bizimkisi. Zaten son yılların en netameli konularından birisi bu hadise oldu. Öyle ya kimin cumhuriyeti?

Artık şunu iyice anlamalıyız diye düşünüyorum. Demokrasisi sağlıklı işlemeyen bir cumhuriyet, anlamını yitirmiş bir rejimdir. Demokrasinin her kademesi tartışmalı olduktan sonra her yanımızdan cumhuriyet fışkırsa ne anlam ifade eder ki? Alın size İran, alın size İngiltere ve Belçika veya İsveç… Bu örnekler ne demek istediğimizi gayet iyi açıklamakta.

 

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..