Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Deniz fenerleri

Deniz fenerleri
 

Deniz fenerleri, oldum olası gizemlidir. Anıldıklarında, tebessüm ettirirler. Onlara,''Gizli'' bir hayranlık duyarız... Beğenimiz; O'nun denize duyduğu ''İlahi'' aşk'tır. Ve bu aşka biz, saygı gösteririz...

Deniz fenerlerini, bir sevgiliye de benzetebiliriz. Geceli, gündüzlü, fırtınalı, kasırgalı, şimşekli her ortamda ''Aşkını'' yaşar sereserpe... Hep aşıktır... Hep sevecendir... Sevgilisi olan denizden bıkmaz. Ufkundan gelip geçen gemiler kadar sever denizi. Mavilikler, içinin aynasıdır. Orda kendini görür deniz feneri... Rüyaları bile, hülyaları bile, bakışları bile mavidir... Masmavi... Rengini, sevgilisi ''Deniz'' vermiştir ona...

Deniz fenerleri...Her birinin sevgilisi, müşterektir: ''Engin denizler!''

Denizle, fenerin günün her saatinde seviştiklerini bilir miydiniz ? Hem de sere serpe! Sesli sesli!... Deniz, canı çektiği zamanlar, rüzgarın kulağına fısıldar. Sekiz oktavlıktır sesi. Pavarotti bile başedemez!...

Denizle elele veren rüzgar, ufak ufak, sonra da iri iri dalgalarla başlarlar. Hırçınlıklar giderek artar, uğultulu sesler ortalığı kaplar. Deniz yatağından sökülürcesine ayağa kalkar, dizleri üzerinde kayalıklara ak köpüklerle yaslanır ilkten, sonra da büyük bir kükreme ile deniz fenerinin başının üstünden aşar... Bu kükreyiş, bu çılgınlıkta bir yokoluş vardır. Bu bir erişmedir. Bu bir boşalış, bir orgazm'dır.

Sonra?... Deniz sakinleşir. Ay ışığına sarılarak deniz fenerinin ayakları dibinde, hazdan yumulu gözlerle yakamozlanır. Oynak oynak ışıklanır... Bu haller, taaaa İskenderiye Feneri kuruldu kulalı böyle devam edegelmiştir hep!...

Ülkemizde 427 fener var. Deniz ülkesiyiz, gemimiz yok!... Fener üretkeni değiliz. Osmanlıdan kalma ile idare ediyoruz. Teknoloji, cebimizde, yakamızda... Ama, fenerlerimize bu alemde yer yok!...

Ne diyorduk? Taraflar, gizemli aşklarla donatılıdırlar. Onun için de aldıkları her nefeste tatlı bir sır, cazibe vardır. Aşkları gizem küpüdür. Her eksilişte, yeniden dolarlar. Sevgi küpleri hep doludur. Parçalansa, parçaları bir araya gelemezler. Gelseler de eskisi gibi olamazlar. Yazboz'a dönerler bir ihtimal. Ama, daima bir yerlerinden ''Pot'' verirler...

Evet! Ne diyorduk? Deniz fenerleri...Onlar, bizim de sevgililerimiz!...Sevin onları...Sık sık ziyaret edin onları...

Eğer aşıksanız, Eğer yüreğiniz sevgisizliğin burgusunda kıvranıyorsa, gidin ona...Mavi mavi bakışı ile...Bulut bulut sevdalı başı ile dinleyecektir sizi...Ak yelkenli tekneler gibi, size de yol gösterecektir...

Eğer, çarelerinizi yitirdiğiniz an. Bir seher vakti, süt beyaz nefesiyle sisleniyorsa deniz. Ağaran gün ışığı ile rüzgar, içinde sevdiğinizin tütsüsü olan bir sabah duası getiriyorsa pencereye ve henüz uyanmamışsan, iliklerine dolan bu sıcaklıkla hafiflemişsen eğer bunun sırrını sor o deniz fenerinden...

Mavi mavi bakışlarıyle, bulut bulut sevdalı başi ile dınleyecek sizi, yol gösterecektir...

Geceleri bir bulut görsen, bir parça ağlamış. Bulutlar da ağlar hani!...Çisil çisil yağan yağmurda, bir şarkı duyuyorsan uzaklardan. Ve ruhundan bir tel kopuyorsa ''Çıt'' diye, uzaklara dalan yüreğinle, sislere bulanan gözlerinle ağlıyorsan, sebebini git so o deniz fenerinden

Mavi mavi bakışlarıyle, bulut bulut sevdalı başı ile sizi dinleyecek ve bir yol gösterecektir...

O benim meleğim...O benim rüyam diyorsan...Sevgimsin, özlemlerde anılan...Şiirimsin, hecelerde varolan...Çiçeğimsin, kalbimde solmayan...Yağmurumsun, içimde damlayan. Kandilimsin, kendiliğinden yanan. Arzumsun, buram buran tüten...Rüzgarımsın, başımda esen... diyorsan...Ve...Düşlerinde bile çimenler yeşilliğini koruyorsa...Sakın ola ki, deniz fenerinin yanına gitme!...

O'nu, ağlatırsın !...

O, bu kadar sevilmedi çünkü...O zaman sen, sırılsıklam aşıksın. Yeter ki umutlar, hep ''Yeşil'' kalsın!...

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..