Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '14

 
Kategori
Öykü
 

Denizler ötesinde bıraktıklarım.....

Denizler ötesinde bıraktıklarım.....
 

Genç kadın bu yabancı ülkeye gelip yerleşeli bir kaç yıl olmuştu. Yıllar önce ülkesini terk edip denizler ötesi bu ülkeye yerleşme amacı sevdiği adamın peşinden gitmekti.

Karen'di genç kadının adı. Sevdiği, peşinden gelip, uğruna ülkesini terk ettiği genç ile arasında anlaşmazlıklar çıkınca yaptığı hatayı anladı. Ayrı dünyaların insanıydılar. Farklı kültürlerde büyümüşlerdi.

Uğruna ülke terk ettiren aşk bitince Karen oturup derin derin düşündü. Önünde iki seçenek vardı. Ya bütün anılarını bu denizler ötesi ülkede bırakıp doğduğu ülkeye dönecek ve yaşamına kaldığı yerden başlayacak, ya da bu ülkede kalıp bir zamanlar sevdiği erkeğin ülkesini daha iyi tanımaya çalışacaktı.

Karen zor olan ikinci yolu seçti. Sevdiği ile geçirdiği bir kaç yıl ona bu yeni ülkeyi tanıma, dilini az çok anlama fırsatı vermişti. Ayrıca sahip olduğu meslek dünyanın her yerinde geçerli olan bir meslektı.

Karen piyano öğretmeniydi. Ülkesinde bu konuda çok iyi eğitim görmüştü. Küçük çocuklara müzik eğitimi konusunda pedogojk formasyon almış ve bu konuda uzmanlaşmıştı.

Bu ülkede kalmaya karar verince uzmanlaştığı alanda çalışmayı seçti Karen. Önceleri bir kaç küçük çocuğa özel ders vermekle başlayan mesleki çalşıması, adının duyulması ile gelişmiş ve kısa sürede bir müzik okulunda daimi bir müzik öğretmenliğine dönüşmüştü.

Mesleğinde gösterdiği bu gelişim genç kadını iyice yüreklendirmiş ve bulunduğu ülkeye iyice yakınlaştırmıştı.

Artık o çeşitli yaşlarda bir çok öğrencisi olan ve bu çocuklar tarafından çok sevilen bir piyano öğretmeniydi. Mesleğini çok seven ve zevkle yapan Karen bu deneyim sırasında çocukjları da ne çok sevdiğini anlamıştı.

Her kadın gibi o da üretken yaşında vücudunda gelişen annelik duygusu sebebiyle çocuk özlemi içindeydi.İşte bu özlem, keman eğitimi konusunda duyduğu büyük aşkla birleşmiş ve onu küçük çocukların prensesi haline getirmişti.

Evet o şimdi küçük öğrencilerinin prensesiydi. Belki üstünde kabarık tuvaletleri, başında tacı, elinde asası yoktu derste. Ama gülen gözleri, her daim ağzından dökülen tatlı sözleri, herşeyden önce elindeki kemanı ile çocukların gözünde bir prensesen farksızdı.

Karen'İn çocuklar üzerindeki bu mucize etkisi kısa sürede yayılmış ve öğrencilerinin sayısı bir çığ gibi büyümüştü.

Bütün öğrencilerini çok seven, birbirinden hiç ayırmayan Karen'in iki tane farklı öğrencisi vardı. Biri 5 yaşında bir oğlan, diğeri 7 yaşında kız olan bu iki çocuk Karen için çok farklıydı.

Bu çocukların Karen için neden bu kadar farklı olduğunu öykümüzün bir sonraki bölümünde anlatalım isterseniz. 

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..