Devlet Memurları ile ilgili kanun değişikliğinin amacı ne?

Bildiğiniz gibi iktidar seçim dönemi yaklaştıkça, mağduru oynayamayacağını anlayınca, ana konumdaki yasalarda birbiri ardına değişiklikler yapmaya başladı.

Bildiğiniz gibi öncelik Medeni hukuk, Ceza hukuku ve Ticaret hukukundaydı. Oralar bir güzel halledildi. Hele ihale yasası, tamı tamına 16 kere değiştirildi! Sıra Anayasa’ya geldi. Anayasa’nın göstermelik 24 maddesinin yanına 2 tane iktidar için önemli madde koyup, kaldırılan parmaklarla kabul edilerek, referandum’a götürülmek üzere resmi gazetede yayınlandı. (Bu maddeler Anayasa Mahkemesinin yapısı ve üye sayısı ile HSYK’nın üye yapısı hakkındaki değişiklik içeren maddeler.) Anayasa değişikliği hakkında CHP’nin açtığı davayı Anayasa Mahkemesi şekil yönünden incelemeye değer buldu. AKP yetkilileri birbiri ardına açıklamalar yaparak, Anayasa Mahkemesini etki altına alma faaliyetlerine başladılar.

Önümüzdeki günlerde Anayasa değişiklik paketinin akıbeti belli olacak. Şimdi sıra 657 sayılı Memurin Muhekamatı Hakkındaki Kanun’un değiştirilmesine geldi. Öncelikle yapılması gereken değişikliklere bir bakalım, sonra kendi görüşümüzü de kısaca yazarız.

İşte memurun yeni yasası:

* Disiplin cezalarına itiraz mekanizmasında “üst amir” devre dışı bırakılacak. İtiraz, direkt olarak, sendika temsilcisinin de yer aldığı disiplin kuruluna yapılacak.

* Memurun yönetime karşı hata ve suçlarını ön planda tutan disiplin sistemi yerine, vatandaşa karşı hatalı uygulamalardaki yaptırımlar da etkinleştiriliyor. İş sahiplerine (vatandaşa) karşı kayıtsız ve ilgisiz kalanlara aylıktan kesme; kötü muamelede bulunan, söz veya hakaretle sataşan memurlara kademe ilerlemesinin durdurulması; vatandaşa fiili saldırıda bulunan memurlara da memuriyetten ihraç cezası getiriliyor.

* Memur il hudutlarına izin çıkabilecek. Yasaklanmış yayınları görev mahallinde bulundurabilecek.

* Sendikalı memurlara ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında olmak üzere yılda 4 defa toplu görüşme ikramiyesi verilecek. Böylece sendikalı memur yıllık 122 lira sendikalı ikramiyesi alacak.

* KİT personeli de sendika üyesi olabilecek. Sicil sistemi yürürlükten kaldırılıyor. Devlet memurları için artık gizli sicil raporu doldurulamayacak.

* Kamuda müsteşar, başkan, genel müdür gibi üst yönetici kadroların özel sektörden personel atanabilecek. Bu yöneticilerin özel sektörde geçen süreleri kamuda geçmiş sayılacak.

* Kadın memurlara, hamileliklerinin 24’üncü haftasından itibaren ve doğumdan sonraki 1 yıl süreyle, gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemeyecek.

* 3 gün olan babalık izni 10 güne çıkacak. Evlilik veya ölüm hallerinde verilen 5 günlük izin süresi 7 güne çıkarılacak.

* Kadın memurlar çocukların bakımı için 0-2 yaş döneminde, 24 aya kadar aylıksız izin alabilecek. Ayrıca annenin bu izni kullanamadığı durumlarda, memur baba da doğum sonrası 24 aya kadar izin alabilecek.

* Doğum esnasında veya doğumdan sonra annenin ölümü halinde, memur olan baba da anne için öngörülen süreler kadar ücretli ve ücretsiz izin kullanabilecek.

* Çocuk yardımındaki sınır kalkıyor.

* Devlet memurunun bakmakla yükümlü olduğu veya refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek olan yakınlarının ağır bir kaza geçirmesi veya önemli bir hastalığa yakalanmış olmaları halinde 3 aya kadar aylıklı refakat izni verilecek. Gerektiğinde bu izin 6 aya uzatılabilecek.

* Emekli olan memurlara yapılan harcırah 500 liradan 750 liraya çıkarılacak.

Evet, işte memurlar için düşünülen değişiklikler. Ancak bu maddelerin altındaki gizli düşünceyi anlamak için ilahi muhalif olmaya gerek var mı? Sendikalı memura ikramiye var, sendikasıza yok! Yandaşların yüksek meblağlarla devlet’e transferinin önü açılırken, ücretin ölçüsü hakkında bir bilgi yok. Gerçi şu anda fiilen uygulanan bir madde! (İnanmayanlar TRT’ye program yaptırılanlara baksınlar.)

Bu kadarcık kadı kızında da bulunur deyip, vatandaştan yana olan maddelerin uygulanma olasılığına bakacak olursak, sendikalı memurların disiplin cezası alması için sevk edildikleri Disiplin Kurulunda ceza almaları, sendika temsilcisi tarafından engellenmez mi? Veya rakip sendikalı bir memur, disiplin kurulundaki rakip sendika temsilcisi tarafından ceza alması yönünde baskı uygulanırsa?

Görünüşe göre seçimler yaklaşırken, herkesin ağzına bir parmak bal çalma telaşına düşen iktidarın, acele ile hazırladığı bu yasa tasarısında, kendine epey yongan yontmuşa benziyor.

Yönümüzü Hamas’a ve İran’ın şeriatçı yönetimlerine çevirmişken, Arabistan’ı ve Libya’yı nasıl unuttuk? Ya Suriye’nin Baas yönetimini? Dış politikadaki yenilgiyi kazanılmış zafer edasına sokanlar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin İran’a karşı aldığı yaptırım kararından sonra, ülkemiz için yeni sanal gündemlerin oluşturulmasını beklemek hiçte boş düşünce gibi gelmiyor.

Bu son oylamadan sonra, ABD’nin AKP’yi iyice gözden çıkarttığını düşünmek hiçte mantığa aykırı değil. AKP, ABD’ye rağmen yürütmeye çalıştığı dış politikalarında başarılı olabilir mi? Yoksa ABD karşıtı politikaların getireceği yaprak dökümünü, içerideki köklü ana kanunlarda değişiklik yaparak kapatabilir mi?