Dilimiz elden gidiyor mu?

Hemen her gün televizyonlarımızda, toplantılarda, sohbetlerde " Türkçe' nin elden gittiği, dilimizin yok olmak üzere olduğu " gibi yakınmalar duyarız. Gerçekten dilimiz yok mu oluyor?

Günümüzde, birazcık abartıyla, dünyanın hemen her bölgesinde bir Türkçe konuşuru bulabilir miyiz? Evet.
Avrupa ve Asya Kıtalarının hemen her bölgesinde yoğunluklu olarak Türkçe konuşulmakta mıdır? Evet.
Ülkemizde hangi ideolojik görüş, hangi siyasal düşünceye sahip olursanız olunuz, Türkçenin düzgün kullanımıyla ilgili bir kaygınız var ve bu konuda çaba gösteriyor musunuz? Evet.
Ülkemizde herkesin severek okuduğu ünlü bir yazar olabilmeniz için ilk koşul dili zekice, güzel bir örgüyle kullanmanız gerektiği gerçeği midir? Evet.
Dilin yeni nesillere daha iyi öğretilmesi konusunda aydınlarımızın kaygıları var mı? Çoğunun evet.
Dil kirliliğini görebilme konusunda insanlarımızın duyarlılığı var mı? Evet. Düzeltmek için yeterli güçleri yok.
Sözlüğümüzde yüz bin kelimemiz var mı? Evet.
Bu evetlerin sayısını çoğaltabilir miyiz? Bence evet.

Öyleyse Türkçenin elden gittiği falan yok. Türkçe, tarihinin en zengin dönemini yaşıyor. Türkçe var olduğundan beri en çok konuşuruna günümüzde sahip. Devletimizin gücüyle Türkçemizin gücünü mukayese edersek, dilimizin çok ilerde olduğunu görürüz.

Peki her şey mi güllük gülistanlık. Elbette hayır. Ciddi bir kirliliğin olduğunu büyük şehirlerimizin caddelerinde kafamızı kaldırdığımız anda görürüz. Bunun sebepleri nedir? Ülkemizin yeterince güçlü olmayışı, teknolojiyi bizim üretmememiz. Yabancıya ilginin fazla oluşu. İnsanların duyarlılığının yeterli olmayışı gibi.

Kirliliğin önüne nasıl geçeceğiz? Türkçe' yi " moda " haline getirmeliyiz. Dili güzel kullananlar ciddi şekilde ödüllendirilmeli. Yöneticilerimiz ( Atatürk gibi ) dil konusunda duyarlı olmalı. En önemlisi genç nesillerde son yıllarda artan okuma alışkanlığını daha yukarı çekme çabalarımız olmalı. Böylece zengin dilimizi toplumumuzun gereği gibi kullanması konusunda önemli adımlar atmış olacağız.