Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '16

 
Kategori
İnançlar
 

Din inandırıcı olsa insanlar inanırdı; sorun insanların inanmaması değil dinin ikna edici olmaması

Din inandırıcı olsa insanlar inanırdı; sorun insanların inanmaması değil dinin ikna edici olmaması
 

Ben dinle hayatın olamayacağını düşünüyorum. Ama din öbür dünya içinse olabilir; çünkü orada hayatın nasıl olduğunu bilmiyoruz. Şimdi samimi olalım çoğumuz korku nedeniyle (Allah bizi cezalandırır diye) Müslüman’ız;  inanmak ve ibadet etmekteki amacımız cehennemde yanmamak.

Allahtan korktuğumuz için emirlerine uyuyoruz. Ama hesabı öldükten sonra. Bazıları da şöyle diyor “Ben öldükten sonra ne yaparlarsa yapsınlar…” Ya da bazıları “Bakalım doğru mu?” Bütün bunların temelinde korkuyla inandırılmak yatıyor.

Şüphesiz Allah her şeye kadir ama adam ölüyor sen adama “Merak etme ölmedin, ruhun yaşıyor, ahrete intikal ettin” diyorsun. İşte inanmak burada önemli. Çünkü göz görüyor, cesedin çürüyüp yok oluyor. İnsanlara ölümün son olmadığını, ahiret diye yeni ve sonsuz bir hayatın var olduğunu söylüyorsun. İnanmış için sorun yok; çünkü inanmak her ne olursa olsun kabul etmek. Ama şeksiz şüphesiz inanmak hem çok kolay hem de çok zor. Herkes bir olmuyor. Bazıları benim aklım var, beynim yüreğim var diyor. Bunlar devreye girdiği zaman inanmak zor; delil istiyor, emin olmak, ikna olmak. Hani gidip gelen de (ispat anlamında) olmadığı için tereddüt olabiliyor. Bu nedenle inananlar düşünmeden inanıyorlar. Düşünürsen zaten zor inanırsın.

Tam inanmamış kişiler de çizginin içinde değildirler. İçleri şüpheyle doludur. İçeri giremezler, bırakıp gidemezler de; oralarda dolanıp dururlar. Bu nedenle bilinçli değil körü körüne inanma tercih edilir.  Çocukları küçük yaşta yani uyanmadan dine sokma çabaları bunun içindir. Düşünmeye başlayan insanı din konusunda ikna etmek zordur.

Yani bugün ahrete inananların içinde bile gerçekten inanan çok azdır. Ama bu eksikliği tolore eden bir şey var: Hâşâ Allah yalan mı söyleyecek! Başlangıçta inanıp kabul eden, ibadet edip dine göre yaşayarak inancı kökleşen kimse normalde ikna olamayacağı şeylere bile ikna olur.  Çocuğunu kurban etmesi gerektiği söylense bile dinin ruhundaki etkisi ölçüsünde kabul edebilir.

Yani din bir kişiyi bağladıktan sonra artık onu inandırmaya ihtiyacı yoktur. Din bir yoldur ve bu yola gidenleri döndürmeye çalışmak hem mümkün değil hem de doğru değil. Keza yola çıkmaya çalışanları engellemek de. Ama zaten bu yoldan dönenler kendileri dönmektedirler. Çünkü dinin dışındaki hayatın ikna ediciliği daha fazladır; her şeyi görüyorsun, biliyorsun, elinin altında.

Din dünya ile değil ahiret ile ilgili gibi… Dinin dünya hayatıyla ilgili vurgusu çok az. Hatta dünya hayatını önemsemiyor gibi. Öyle olunca da ortada sadece günah ve sevap kalıyor. Günah ve sevap vurgusunda da ulemanın yanlış bir aktarımı var. Hayatta her şey günah sonu cehennem.  Sevap yok, cennet de hayal. Bütün bunlar dinin ikna ediciliğini azaltıyor. Adam diyor ki “Adım atsan günah, böyle şey olur mu” Din, cennet ön plana alınıp cennet vurgusuyla verilse insanlar daha kolay ikna olurlar. Adam nasılsa cennete gidemeyeceğim niye sevap işleyim diyor. Artı nasılsa her şey günah cehenneme gideceğim battı balık yan gider diyor.

Zaten hâşâ görünmeyen bir Allah, bilinmeyen bir ahiret hayatı, inişini gözleriyle görmedikleri bir kitap, beni Allah size Resul tayin etti diyerek peygamber olan bir peygamber… Hiçbir şeyi sorgulamadan tamamen ruhunuzla kalbinizle ancak inanabilirsiniz.  Dinin dayanağı bunlar olarak söyleniyor ama bence dinin asıl dayanağı/şahidi kâinat. Ben yaratılışın cevabını bulamadığım için Tanrıya inanıyorum. Zaten buna mecburum. Varlık ortadayken hiçlik olmaz.

Ve şöyle bir şey… Dine uymak kolay değil, çaba istiyor. Bazı dünyevi zevklerinizden vazgeçmeniz gerekiyor. İnsan ise aksine nefsine düşkün. Dine göre yaşamak zor geliyor. Dinden uzaklaşma bu nedenle oluyor deniliyor. Tabii ki doğruluk payı var. Ama hepsi böyle değil.  İnsanların çoğu dini inandırıcı bulmuyor. Yoksa aslında dini biliyoruz, haram ve yasaklar dışında dini kurallara uymak şartıyla her şey serbest. Yani esas neden hayatı yaşayamama olamaz. İnsanlar aslında hani kâinatın nasıl meydana geldiği sorusuna cevap veremedikleri için inanmak bu sorunun cevabını bulmak isterler de orada da bulamadılarsa…

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..