- Kategori
- Gündelik Yaşam
İnsanlar bir yere giderken neden uğurlanır ya da bir yerden gelince neden karşılanır?
Ne olduğunu biliyorum da anlamıyorum? Siz uğurlamasanız uğurladığınız gidemiyor mu? Yani kendisi yolu bilmiyor mu? Ona yolu gösteriyorsunuz diyeceğim ama hani beraber de gitmiyorsunuz. Kapıya kadar, otubüs, durak, havaalanı…
Neden kılavuzluk olamaz… Sonuçta sevdiklerimizi uğurluyoruz, dünya hali gidip dönmemek var. Ama noluyor yani, gidişlerini güvenceye mi alıyoruz; bizden ayrıldıktan sonra Allah’a emanet.
Bir faydası yok, öylesine bir hassasiyet gibi “Bak oğlum kızım. Biz buradayız. Yanındayız” Madem öyle evde öpüp sarılalım, kapıda ayrılalım. Valizi, torbası, cebinde parası? Rahmetli babam benimle neredeyse gideceğim yere kadar gelir “Beraber gidelim istersen” deyince dönerdi.
Bak karşılamayı anlarım… Öldü mü kaldı mı, insan merak eder. “Telefonda konuşuyorsun ya…” Ya başkasıysa, montajsa, tapeyse! Ölü mü diri mi görcen. Gerçi ölse ne yapacan, Azrail’in elinden geri mi alacan!
Çocukken bize bir şey almıştır diye koşa koşa babamızın önüne giderdik. Almazdı yine giderdik. Bir gün gitmedik, o gün almış! Gelirse gelsin beş eşşeğinen kebadan (Kâbe’den) mi geliyo derlerdi.
Önemli kişiler hem uğurlanır hem karşılanır. Hatta önemine göre törenle. Giden uğurlanır; çünkü gidip dönmemek var. Sanki kalanınki garanti, gelip bulmamak var, onu uğurlayalım, geldiğimiz yolun yarısı kadar geri gelip o da bizi uğurlasın.