Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '08

 
Kategori
Eğitim
 

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi niçin var?

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi niçin var?
 

Oğlum 4. sınıfta, bugün odasını toplarken yarım sayfalık bir fotokopi buldum. Başlık “Dualar”, altında da;

İftar duası

Evden çıkarken okunacak dua

Tuvalete giriş duası

Tuvaletten çıkarken okunacak dua

Sofra duası başlıkları, karşılarında da Arapçaları yer alıyor.

Oğlum bunu diğer ödev fotokopileriyle birlikte bıraktığı için uzun zamandır evde olduğu halde haberimiz olmamış. Eşimle birbirimize bakıp bu saçma sapan şeylerin neden çocuğumuza bir öğretmen tarafından verildiğini sorduk. Eşim yarın okula gidip, idarecilerle konuşacak. Bunun bir soruşturma konusu da olması mümkün. İnternetten M. E. B.’in sitesinden indirdiğim 4. sınıflar Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi müfredatı da elimizde delil. Ben öğretmenim, bu kâğıdın müfredat dışından olduğunu fark edebilirim. Ya diğer veliler? Birçoğu öğretmene duyulan güven sonucu çocuklarına bu duaları ezberletmemişler midir? 10 yaşındaki çocuklara hurafe sayılabilecek duaları öğretmenin mantığı nedir? Kaç Müslüman tuvalete girerken ve çıkarken dua okuyor? Böyle bir şey İslam dininde var mı?

Bir öğretmenin görevi öğrenciye kendi düşüncesini, kendi yaşam tarzını değil, eline verilen müfredatı öğretmektir. Bazen ben de müfredat dışına çıkıyorum. Bu ders Matematik, Fen ve Tek., Sosyal Bilgiler ya da Türkçe olduğunda müfredat dışına çıkan öğretmen en fazla bir üst sınıfın konularını verir. Fakat 4.-8. sınıflar arası bütün müfredatı incelediğim halde üst sınıfa ait bir konuda da bu dualara rastlamış değilim. Benim dini bilgilerim çok azdır. Yaşamımı da dini kurallara göre yaşamıyorum. Çocuğuma da dürüst olmayı, erdemli olmayı, yardımsever olmayı vb, insani değerleri öğretirken dinin korkutmasını kullanmıyorum. Doğduğundan beri hiçbir konuda onu korkutarak bir şey yaptırmadım. Günah olduğu için değil, bir insana yakışmadığı için bazı hareketlerin doğru olmadığını öğretiyorum. O benim oğlum ve bu benim doğrum, hiçbir öğretmen bu doğruyu değiştiremez. Çocuğum 18 yaşına geldiğinde kendi kararlarını verecek, yaşamını şekillendirecektir. O zaman de vereceği kararlara saygı duyarım.

İşte müfredattan yaptığım alıntılar:

“Örgün eğitim kurumlarımızda din öğretimi, bir bilgi verme vasıtası olmakla beraber, aynı zamanda insanın bilgi elde etme yollarını ve aklını kullanma kabiliyetini geliştiren bir süreç olmalıdır. Bu noktada karşımıza din öğretiminin önemli bir amacı çıkmaktadır: “Yetişmekte olan nesle din hakkında doğru bilgi vermek ve öğrencileri bilinçlendirmektir.” Kendilerine sunulan alternatifleri inceleyebilmeleri için öğrencilerin bakış açılarının geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Öğrenciler körü körüne uygulayıcı olmamalıdır. Onlar, bilginin hangi amaçla, kim için, nasıl bir dünyada kullanılabileceğini sorgulayacak biçimde yetiştirilmelidir. Öğrencilerin, özellikle inanç ve hayat konusundaki tercihlerini özgür olarak yapabilmeleri din öğretiminin esas amacıdır; bilinçli dindarlık da budur. Bu amaçlara uygun olarak din öğretimi, öğrencinin kendi akıl yürütme gücünü kullanarak varlıklar içindeki konumunu belirlemesine katkıda bulunur. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni bunu hangi yolla yapacaktır?

Dinî metinleri ezberleterek mi? İlmihâl bilgilerini belleterek mi? Araştırma yaptırarak mı? Soru sorarak mı? İşte bunlar, “Nasıl bir din öğretimi?” sorusu konusunda öğretme öğrenme sürecindeki yaklaşımımızı belirlemektedir.”

“ “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Öğretim Programları” geliştirilirken, ders kitapları yazılırken veya öğrencilerle din alanında iletişime geçerken göz önüne alacağımız hususlara işaret etmektedir. Din öğretimi ile ilgili yaklaşımımız da genel olarak öğrencinin bilincinin gelişmesini sağlayacak şartları oluşturmak ve öğrenciye, hayatın problemlerini çözebilmesinde yardımcı olacak yolları göstermek” şeklinde formüle edilebilir. “

“Program uygulanırken laiklik ilkesi daima göz önünde bulundurulacaktır. Din, vicdan, düşünce ve ifade özgürlüğü zedelenmeyecektir.”

“Öğrencilere programda öngörülen dua ve surelerin dışında konuların içinde geçen ayet ve hadisler ezberletilme yoluna gidilmeyecektir.”

4. sınıf müfredatında yer alan üç tane ezberletilen dua var. Bunlar: 1. ünitede Sübhaneke duası, 2. ünitede Fatiha suresi ve 3. ünitede Kevser suresi.

Öğretmen sınıfın kapısını kapattıktan sonra önce vicdanı sonra öğrencilerle birliktedir. Sınıfın içinde ne söylenir, ne yapılır bilemeyiz. Öğrenciler durumdan şüpheye düşüp aileleri ile paylaşmadıkça haberdar olamayız. 10 yaşında bir çocuk din konusunda ne bilip, ne bilmemesi gerektiğini bilemez. Biz anne baba olarak cumhuriyete bağlı, laik bir evlat yetiştirme çabasındayız. Evladımızın dinleri tanıması, ana hatlarıyla kendi dininin gereklerini bilmesi konusunda sorunumuz yok. Ama Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi altında müfredat dışı bir eğitim veriliyor, bu öğretmen de denetlenmiyorsa ki, ben de bir öğretmen olarak denetlenmediğinden eminim, o zaman bilime dayalı işlenmeyen dersler zorunlu olmaktan, hatta eğitim-öğretim programından çıkarılsın. Ben tuvalete girerken çıkarken Arapça dualar okunması gerektiğine inanan bir çocuk yetiştirmek istemiyorum…

Okulla yapılan görüşmeyi ve sonuçları, yazımı güncelleyerek sizinle paylaşacağım…

İdarecilerin bir yaptırımı olmaması dolayısıyla, 1 Nisan 2008 İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne şikayet dilekçesini verdik. Sonucu hep birlikte göreceğiz. Tek temennim söz konusu öğretmenin bu yıl emekli olması...

Bugün 10 Nisan. Soruşturma başlatmak için eşimi Milli Eğitim Müdürlüğü'ne çağırıp, ifadesini aldılar. 10 günde bu kadar oldu. Bakalım devamını bekliyoruz.

Bugün 4 Temmuz. Milli Eğitim Müdürlüğü'nden resmi bir evrak geldi. Şikayetiniz üzerine gerekli inceleme yapılmıştır yazıyordu. Ancak ne yapıldı, ne ceza verildi? Bunlarla ilgili bir bilgi yok...

 
Toplam blog
: 111
: 5210
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

1997 yılında öğretmenliğe başlamış bir mühendisim. Bir oğlum var. Çocukları ve yaşamı seviyorum. ..