Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '08

 
Kategori
Eğitim
 

Bebeğiniz ve siz...

Bebeğiniz ve siz...
 

Gençlerimiz. Dünün bebişleri, bu günün erişkinleri, yarının anne-babaları. Onlara, bilerek veya bilmeyerek, isteyerek yada istemeyerek yaşattıklarımız ve sağladığımız olanaklar yarınlarını nasıl etkileyecek düşündük mü hiç?

Oğlumun doktoru rahmetli Hasan Sarı bir gün şöyle bir laf etmişti. "7 yaşına kadar kahvaltıda vereceğin 1 çay kaşiğı tereyağından başka katı yağ yedirmez, sıvı yağ ile beslersen ilerde kalp ve damar hastalıklarına tutulma riski minimuma iner. Ayrıca kemik suyuna çorbalar, beyin, tavuk ciğeri,
koyun eti yedirme" demişti. Ve yedirmedim. Son derece sağlıklı bir çocuk oldu. Herkezle de bu öngörüyü paylaştım bu güne değin. 60 yıl öncesi, o devrin ünlü ailelerinin çocuklarını en fazla 2 yaşına kadar , valeler eşliğinde büyüten dadı Bedriye hanım, "Gece 12 den sonra çocuk beslenmez. Anne sütü dahi verilmez. Çocuk kundak yapılmaz." demişti. Doğduğu günden itibaren gece 12 den sonra beslemedim. İlk günler acıktıkça rezene çayı verdim geceleri. Bebeğim 7 gün sonra o refleksi unuttu ve mışıl mışıl sabah 6 ya kadar uyudu. Ve o düzenini hiç bozmadı. Siz gece birşey yediğiniz zaman rahatsız olmaz mısınız?

Bebekler ağladığı zaman onları sakinleştirecek en güzel yol kulağına kısık bir sesle şarkı söylemektir. Sakin bir ortamda çok fazla kucağınıza almadan yattığı yerde sevginizi paylaşacağınız , Tv seyrettirmek yerine klasik müzik dinleteceğiniz bir bebek hayatınızı kolaylaştıracak.

Bebekler yürümeye başladığı andan itibaren herşeyi ellemek isterler. Objeleri tanımak onların en doğal hakkıdır. CISS sözcüğünü kullanmak nafile bir çabadır. Ona tanıma fırsatını verelim. İstediği şeyi eline verin ve ne olduğunu anlatın. Ses tonunuz ve gözlerinizde ki ifade onu rahatlatmalıdır. Bir daha el sürmeyecek sürse bile bakıp yerine koyacaktır. Çocuk diyerek teşekkür ve lütfeni, gerektiğinde özür dilemeyi unutmayalım. Önemsenip, değer verildiğini algılayacak ve o onda şartlı refleks oluşturacaktır.

Çocukların önüne bir sürü oyuncak koyup oynamasını bekleriz. Halbu ki onun ilgi alanına sadece yaşına uygun oyuncaklar girecek, diğerlerine elini bile sürmeyecektir. Çocuklara oyuncak aldığınızda onunla birlikte oynayın. Erkekse söküp takmayı, kızsa giydirip çıkartmayı sizden öğrensin. Zaman içerisinde oyuncakları ile onu yalnız bırakın. Rehberliğiniz sayesinde, kendi kendine oyun oynamayı öğrenmiştir artık. Ve saatlerce kendi dünyasında mutlu olacaktır. Yine empati kuralım. Eşiniz size bir araba hediye etti ve sürücü belgeniz yok. Öğrenene kadar kabustur. Sonrası ise büyük bir keyif. Rehberlik eden biri olmazsa kapının önünde duran araba sizin için bir anlam ifade eder mi?

1-1, 5 yaşına gelmiş bir bebek söylediklerinizi anlar. Çalışan anneler çocuğuyla birlikte fazla zaman geçiremediği için kendini hep suçlu hisseder ve o suçluluk duygusuyla da hatalar yapar. Evden çıkarken yada yuvaya bıraktığınızda mutlaka onu çok sevdiğinizi söyleyin. Akşama görüşürüz yada akşam seni gelip alacağım diyin. Ama asla sana mama yada oyuncak getireceğim gibi vaadlerde bulunmayın. Onun sizden tek bir beklentisi var . Sevgi. Eline gofret tutuşturup koltuğa oturtup, karşısınada çizgi film açtığınız çocuğunuz sizi daha çok sevmeyecektir. Hatta gün boyu duyduğu özlemini gideremediği için daha hırçın olacaktır. Hediye yerine sevginizi verin. Mutfakta, odada, salonda yanınıza alıp onunla sohbet edin. Yaşına bakmadan gününün nasıl geçtiğini sorun. Bir gün kapıyı açtığında, küçücük yaşına rağmen size " Günün nasıl geçti " diye mutlaka soracaktır. Geçirilen zamanın kalitesi önemli olan , süresi değil.

Çocuklarımızı ağlayarak bir şey isteme huyundan vazgeçirebiliriz istersek. O na açık yüreklilikle , kararlı ama yumuşak bir ses tonuyla ağlayarak isteyeceği hiç bir şeyi almayacağımızı söylemeliyiz.
Yolda bu söyleşiyi unutur ve o davranışı sergilerse hatırlatalım, ısrarla ağlıyorsa yanından uzaklaşın. Ağlamanın ses tonunun çığlığa dönüşmesi sizi rahatsız etmesin. Tavrınızda ki kararlılığı ve doğallığı bozmayın. Bir süre sonra susacak ve yanınıza gelecektir. Konuyu hatırlatmadan sevgiyle elinden tutun. Tekrarlamayacaktır.

Tüm bu yazdıklarımı doğduğu andan itibaren ve otorite boşluğu yaratmadan uygularsanız sonuç mükemmel oluyor. Anne baba çocuğun eğitiminde aynı paralelde hareket etmeli. Büyüklerin nezaretinde büyüyen çocukların şımarık olması kaçınılmaz. Büyüklerimizle de aynen çocuklarımızla konuştuğumuz gibi sevgiyle, onları suçlamadan ve alçak bir ses tonuyla konuşur izah edersek bizi anlayacak, destekleyeceklerdir.

İletişimin temel kuralı empati. Yaş, cinsiyet hiç önemli değil. Sabırlı olabilmek için sevgiyi bilmemiz gerekiyor. Karşımızda ki insanları anlamaya çalıştıkça anlaşılır olabiliriz. Aynada yansıyan yüzünüz mutlu ise bu sizin eserinizdir. Çocuklarımız gibi..

Sevgiyle kalın.

 
Toplam blog
: 347
: 1365
Kayıt tarihi
: 31.10.07
 
 

İstanbul 25 Temmuz : /… İşletme tahsil ettim. Özel ilgi alanım olduğu için 2 yıl Psikoloji okudum..