Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '07

 
Kategori
İnançlar
 

Dini doğru mu anlıyoruz?(4)

Dini doğru mu anlıyoruz?(4)
 

Dinlerin amacı açıkça belli olsa da,
din konusuna şüpheci bakanlar her
dine olduğu gibi islama da, eleştiriler
getirebilirler. Dikkat çekici ve üzerinde
düşünülmesi gereken ciddi detaylara
değil de, daha çok şüphe ve tereddüt
uyandırıcı kısımları öne çıkararak islamı,
insanların gözünden düşürmeye çalışırlar.
Onu bir bütün olarak ele almak istemezler.
Çünkü böyle yaptıkları zaman ulaşmak
istedikleri neticeyi elde edemeyeceklerdir.

Kur'anın, ilahi kaynakla irtibatı olmadığını
zaten, geçmiş zamanların bazı insanları
iddia edegelmişlerdir. Yani bu ve benzeri
iddialar yeni değildir. Hep olmuştur ve
olacaktır da...

Şimdi de bazı kimseler aynı iddiayı tekrarlamaktadırlar. Fakat bunu yaparken; hadis ve Kur'an metinleri aynı kişinin sözü ise neden, Kur'an metnindeki akıcılık, hadis metinlerinde yoktur sorusunu hiç akıllarına getirmezler. Bu kaynaklardan biri veya her ikisi başka bir şahıs tarafından yazılmış veya söylenmişse bu insan; ortaya çıkan başarının meyvelerini niye Hz. Muhammed'e bırakmıştır? Sıfırdan devlet reisliğine yükselen bir şahsiyetin arkasındaki kişinin, bu kadar ketum ve sabırlı olabileceğine kim inanır? İnsanoğlu, istediği her şeye eleştiri getirebilecek açık noktalar bulabilir.

Hz. Peygamber döneminde bir şahıs, eline çürümüş kemik parçasını alarak eliyle ufalamış ve: " bu çürümüş kemiklere kim can verecek " demiştir. Kur'an bunu : "(O) kendi yaratılışını unuttu da bize bir misal getirdi. 'Bu çürümüş kemiklere kim can verecek?' dedi " (Yasin 78) şeklinde anlatır. Sonra da ilave eder: " Söyle ona, daha önce kendisine kim hayat verdiyse, (bu çürümüş kemiklere de) o (can verecektir)" (Yasin 79)

Gerçekten de; ne ateistlerin, ne evrimcilerin, ne de bilimsel çevrelerin kesinlikle çözemediği şey hayatın başlangıcıdır. Hareketin ve düşüncenin öznesi olan hayatın nerede ve nasıl başladığı, sıradan moleküllerin hangi etkilerle "canlılık" kazandığı bilinememektedir. Çünkü aynı maddeler laboratuarda; hangi biçimde, hangi şartlarda ve hangi şekillerde biraraya getirilirlerse getirilsinler canlanmamaktadırlar. Öldükten sonra çürüyüp toprağa karışacağımızı zaten, inanan, inanmayan herkes bilmektedir. Bunu bilmek için herhangi bir çabaya veya allame olmaya ihtiyaç yoktur. Zaten bu, dünyamızda gözlemlenebilmektedir.

Fakat insanda, et ve kemikten daha başka bir şey; yani hayatın, diriliğin özü kabul edilen "şey" yani "ruh" var mıdır? Varsa, ölünce buna ne olmaktadır. Tamam... yeni ölünün hücreleri hala canlıdır ama niçin eskisi gibi nefes alamamakta ve hareket edememektedir? Ben bu sorulara verilen ve kimseyi tatmin etmeyen maddeci cevapların, "bir büyüklük hevesi" olduğuna inanıyorum. Bu konuda Kur'an:" Kendilerine gelmiş kesin bir delil olmaksızın, Allah'ın ayetleri hakkında münakaşa edenler var ya, hiç şüphe yok ki, onların kalplerinde, asla yetişemeyecekleri bir büyüklük hevesinden başka bir şey yoktur. Sen Allah'a sığın. Kuşkusuz O, işiten ve görendir." (Mümin 56 ) buyurmaktadır.

Hayatın başlangıcı ve öldükten sonra dirilme, şüphesiz laboratuar deneyleriyle ispatlanacak ya da yalanlanacak nitelikte olgular değildir. Biyolojik varlığımızın dışında, ruh denilen "şeye" sahip olduğumuzun veya olmadığmızın bir takım sınamalarla anlaşılması imkansızdır. O zaman geriye inanıp inanmamak kalıyor. Kur'an da zaten, mesele bu noktaya geldiğinde nihai cevabını veriyor: " Şüphesiz biz ona (insana doğru) yolu gösterdik. İster şükredici olsun ister nankör."( İnsan 3) " Ve de ki: Hak, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin." ( Kehf 29) İşte yol ayırımı buradan başlamaktadır. Artık bundan sonra herkesin iradesi kendi elindedir. Dileyen inanır, dileyen inanmaz.

Son.

Not:Buraya aktarılmış görüş ve değerlendirmeler tamamen şahsıma aittir. Herkes onaylamakta da eleştirmekte de serbesttir. Kimse bu görüşleri paylaşmak zorunda değildir.

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..