Diyanet İşleri Başkanı üzdü...

Görsel internetten alınmıştır.

Habertürk TV’de bir programa katılan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, son günlerde kendisine tahsis edilen makam aracı ile ilgili soruları cevaplıyordu, dikkatimi çekti.

Aracın zırhlı olmadığını, vakıf parasıyla alınmadığını, kendisinin talebi üzerine tahsis edildiğini, milletin vergileriyle alındığını belirtti.

Bu arabaya henüz binmediğini ve ibreti âlem için iade edeceğini, bu yanlış olduğundan değil, bir kurumun ve kurumun başındaki kişiyi itibarsızlaştırmak için bir algı operasyonu oluşturulmaya çalışıldığı için artık o aracın kendisi için bir mezara dönüştüğünü ve iade edeceğini, başındaki sarığın leke kabul etmeyeceğini söyledi özetle ifade etmek gerekirse.

Doğrudur, ihtiyaç halinde devlet kurumlarına araç tahsis eder. Bunlar hizmet aracı olabildiği gibi kurumun başındaki görevlilere makam aracı olarak da tahsis edilebilir.

Devlet Kurumlarında can siperane görev yapan görevlilerimiz elbette imkânlar ölçüsünde en iyiyi ve en güzeli hak ediyorlar. Gönül ister ki hepsi zırhlı olsun, hepsi son model konfora sahip olsun, yakışır, haklarıdır… Amaaaa…!

Milletin çoğunluğunun aş ve iş kaygısı varken kimse kusura bakmasın da, devlet görevlilerinin lüks araçlara binmek gibi lüksü olamaz, olmamalı.

Vatandaş ahırdan bozma evlerde yaşarken hatta bazıları sokakta yaşarken devlet görevlileri saraylarda yaşayamaz, yaşamamalı.

Vatandaştan toplanan vergilerle vatandaşa hizmet götürülmeli, iş kapıları açılmalı.

Vatandaşın sağlığı, mutluluğu, huzuru ve güvenliği sağlanmalı.

Tüm bunlar yapıldıktan sonra hala çok paramız varsa, ister altın kaplama saraylar, altın kaplama araçlar tahsis edilsin kimin gözüne batar ki?

Keşke Diyanet İşleri Başkanımız bu iadeyi algı operasyonuna bağlayarak değil de, mütevazılığından geri çevirseydi. Din kardeşlerimiz açken ben böyle lüks araca binemem deseydi, keşke… Üzdü… 05 Mayıs 2015

NAHİDE ÇELEBİ, gülsen tunçkal, Abdülkadir Güler ve 3 diğer kişi bu blog'u önerdi.

Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

kategoriden rastgele blog getir

Yorumlar (10)

Sevgili Ayşegül Kardeşim! Bal tutan parmağını yalayamaz, bu kadar aç perişan insan varken lükse araçlara binmek dinimizce de caiz değil.İslamda bir söz vardır: "komşun açken sen tok gezme"Selam ve sevgiler.NAHİDE ÇELEBİ

NAHİDE ÇELEBİ

08.05.2015 11:09

Cevap :: Bazıları artık açlık üzerinden besleniyor Nahide Hanımcığım. Aç sayısı çoğaldıkça, oy sayıları da aynı oranda artıyor. Bu nasıl bir iştir anlamak mümkün değil ama din faktörü önemli bir rol oynuyor bunda. Selamlar, mutlu kalın... 08.05.2015 21:54

Evet, iade etme gerekçesi üzdü! En azından sizin düşündüğünüzü düşünebilirdi... Bir de kafaya takılan soru: Peki, Sayın Başkan, o araca siz binmediğinize göre, 8 aydır kim biniyor? Kimse binmediyse ki öyle anlaşılıyor, bu araç niçin alındı? İade için neden bu kadar süre beklediniz? Öte yandan, Ayşegül Hanım, vurguladığınız gibi; fukaralık, halkın içinde bulunduğu sıkıntılar kimsenin umurunda değil! Selâmlar...

İsmail Hakkı CENGİZ

08.05.2015 8:00

Cevap :: Tepkileri ölçmek için bekletilmiş olabilir mi? Tepkiler dinse belki binilecekti. Dinmeyince iade kararı almak zorunluluğu hissedilmiş olmalı. Halkı, aç insanları kimsenin düşündüğü yok. Rabbena, hep bana...Selamlar, mutlu kalın... 08.05.2015 21:57

Mersedes bu... Sırattan bile geçer valla:-)

yeşilsoğan

07.05.2015 21:28

Cevap :: Şoförü de var özel mi özel...:) Araba Mersedes, şoför de özel olunca sırattan da geçer mi? Geçer...Geçeeerrr...:) Teşekkürler Yeşilsoğan...Selamlar, mutlu kalın... 08.05.2015 22:07

Diyanet Başkanımız Sayın Mehmet Görmez daha önce bu arabayı almasaydı, sade bir araba alsaydı daha iyi olmaz mıydı? Konuşmasında biraz sitem var...Hristiyan dünyasının KOCA PAPA Türkiye'ye geldiğinde sade bir arabaya binmeyi tercih etmişti...İslam dininde tasarruf yok mu? Hatta fazla israf haram değil mi? Bunu ben değil din hocalarımız söylüyor...Yine de geçte olsa arabanın geri verilmesi takdire değerdir...Sayın Mehmet Görmez'e saygılar sunuyorum...

Abdülkadir Güler

06.05.2015 23:00

Cevap :: İsrafın her türlüsü haram elbette. Biz öyle öğrendik. Oysa yapılanlar israfın alası. Bir de hak olarak görülüyor tüm bunlar. Sanki dünyanın en zengin ülkesiymişiz gibi. Yazık, çok yazık...Selamlar, mutlu kalın... 07.05.2015 22:13