Dizi dizi diziler

Diziler ne zaman hayatımızın içine bu kadar girdiler anlamıyorum. Konaklar, yalılar, köşkler vb.. Türk insanının gerçeğinden uzak yaşamların sunulduğu diziler. Duygu sömürüsünün had safhada olduğu, hastane sahnelerinin vazgeçilmez olduğu, bol kurşunlu, bol kavgalı diziler..

Neden izleniyor? Kimler bu dizileri izliyor da biz TV kanallarında başka bir şey izleyemez hale geldik acaba? Ya da birbirimizle sohbet edemez hale geldik. Araştırmak için çok uzağa gitmeye gerek yok. Ben de araştırmaya yakınlarımdan başladım. Anneanneme sordum. Anneannem acıklı sahneleri çok sevdiğini çünkü kendisinin de zamanında çok acı çektiğini söyledi. Ben de acı çeken bir insanın nasıl olup ta acı şeyler izlemek istediğini anlayamadığımı söyledim. Ama anneannem okuma yazma bilmeyen, romatizma ağrılarından dolayı fazla dışarı çıkamayan 78 yaşında bir kadın. Bu kadının kendini oyalamak için yapacağı ilk şey televizyonu açmak oluyor. Peki ne var TV'de ? Diziler var. Kadın programları var. Kendini oyalamak için kitap okuyamaz, bulmaca çözemez, gazete okuyamaz otobüse binip gezmeye gidemez. Peki ne yapacak? TV'ye mahkum olacak. TV'de ona sunulan gerçekdışı yaşamları izleyecek. Kendi yaşadıklarıyla bu dizi arasında bağ kurmaya çalışacak. Karakterleri suçlayacak hatta bazen acıyacak onlara.. Ve oyalanacak vakit geçecek. O belki bir dereceye kadar haklı, peki eğitim düzeyi yüksek genç kesim? Bu kadar gerçek dışı olayların yaşandığı, bazı oyuncuların çok yapmacık ve kötü oyunculuk sergiledikleri sürekli hastalık, yaralanma, kurşunlanma gibi sahnelerle insanların içlerini karartan, aldatma ve entrikanın kol gezdiği çok çok basit ve birbirini tekrar eden konuların olduğu bu dizileri ne için seyrederler acaba?

Bu dizileri izlemiyorum ama çok konuşulduğu için ve eleştiri yapabilmek için hepsini birer kere izledim . Konu o kadar basit ki olanı biteni hemen kavradım. Bu diziler maalesef özgün de değil. Birbirlerini çok fazla kopya ediyorlar.

Örnek: Gümüş dizisinde başrol oyuncusu Mehmet bıçaklandı hastaneye düştü, Yabancı damat dizisinde başrol oyuncularından biri olan Nazlı hasta ve hastanede, Binbir gece dizisindeki başrol oyuncularından biri olan Onur 5 kurşun yedi ( öldürmeyen Allah öldürmüyor işte) o da hastanede. Sıla adlı dizide Narin'in kocası öldü. Geniş Zamanlar’da başkan bıçaklanıp hastaneye düştü. Bu kadar da olmaz ki. Güya insanlar TV'nin karşısına biraz rahatlamak için geçiyorlar ama bu diziler değil rahatlatmak insanları umutsuzluğa karamsarlığa itiyor. İnsanın içine fenalık geliyor izlerken. Zaten geçim derdi, trafik, siyaset vb. nedenlerle strese girmiş halkımızı biraz daha strese sokuyorlar. Amaç nedir bilemiyorum.

Dizilerin çoğu konaklarda, köşklerde yalılarda geçiyor. Allah aşkına Türkiye'de kaç kişi buralarda oturuyor? Buradaki insanlar gibi yaşıyor? Neden bu diziler ile halkımız uyutulmaya çalışılıyor? Ve nitekim uyutuluyor.

Bir de cinli perili dizilerimiz var. Çocuklarımızı iyice gerçek dışına sevk eden ve sihirle bir şeyler yapılabileceğine inandıran diziler.

İkinci Bahar, Şehnaz Tango, Perihan Abla, Yedi Numara, Şaşı felek Çıkmazı Yeditepe İstanbul En Son Babalar Duyar’ın ilk versiyonu vb. hala unutamadığım dizilerdir. Neden böyle kaliteli diziler yapılmıyor acaba? İzlenmez mi? Peki bu yapılanlar izlenmedi mi zamanında?

Hep gecekondu ve varoşlarda yaşayan insanların bu kalitesiz yapımları seyrettikleri için böyle diziler bol miktarda var deniliyor. Ben buna inanmıyorum. İnsanlara kalitesiz diziler sunarsanız onlar da kalitesiz yapımları izleyeceklerdir. Başka alternatif yok ki. Ne izlesin insanlar?

Beğenmeyen izlemesin diyenler var. O zaman insanların seçenekleri gerçekten azalıyor. Hatta hemen hemen hiç seçenek kalmıyor diyebilirim. Çünkü her gün dizi var kanallarda. Hatta ikişer tane. Açık oturum, belgesel, bilgi yarışması yok. Eskiden siyaset meydanı vardı. Ama şimdi o da yok. Olan programlar da izlenmesinler diye gecenin en geç saatinde yayınlanır. İzlemeyelim öğrenmeyelim, kimsenin hiç bir şeyden haberi olmasın. Uyuşturucu dizilerle halkımızı uyuşturalım. Türk halkı sorgulamasın, sormasın değil mi? Uyusun.

Eskiden güzel yabancı filmler olurdu. Şimdi onlar da yok. Vurdulu kırdılı filmler var bol miktarda.

Peki eskiden televizyon yokken insanlar nasıl vakit geçirirlerdi? Komşuluk vardı sohbet vardı. Televizyon insanları birbirinden ayırdı. Hatta aileleri birbirinden ayırdı. Artık bir evde 2-3 televizyonu olan bile var. Herkesin ayrı bir dizisi var. Aile sohbetleri paylaşımlar ortadan kalktı. Herkes odasına çekiliyor. Dizisini izliyor yatıp uyuyor. Aile içi sohbet çok az olduğu için herkes birbirinin yaşadıklarından, duygularından habersiz. İletişim yok denecek kadar az. Bir çok aile çocuklarının yaşadığı problemlerin farkında bile değiller. Birde bu çocuk nasıl bu hale geldi diye sorarlar . İlgisizlikten olabilir mi acaba?

Benim ne seyrettiğimi sorarsanız ben Avrupa Yakası’nı izliyorum. Ekranlardaki tek sıra dışı komedi dizisi o çünkü. Zekice yazılmış bir oyunu izlemekten zevk alıyorum. Arada bir güzel film yakalayabilirsem film izliyorum. Geniş zamanları da denk gelirse izliyorum. İki aile de fena değil. Ama sürekli aman kaçırmayayım dediğim bir dizi yok. 10 bölüm sonra bile izleseniz bir yerinden yakalıyorsunuz.

Televizyon kanallarında artık kaliteli yapımlar istiyoruz. Güzel filmler izlemek istiyoruz. Siyaset Meydanını geri istiyoruz. Değişik güzel belgeseller istiyoruz. Bilgi yarışmaları istiyoruz. Kaliteli diziler istiyoruz. Kadın programları adı altında yayınlanan ama kadınlara hiçbir şey vermeyen programları istemiyoruz. Artık manken görmek istemiyoruz. Mantar gibi türeyen saçma sapan yarışma programlarını istemiyoruz. Kimin kimle beraber olduğunu bilmek istemiyoruz. Çünkü açıkçası umurumuzda değil. TV’deki kirlenmeye bir son verilmesini istiyoruz.

Biz kimmiyiz ? Biz evinde reyting cihazı olmayan, kaliteli programlara hasret kalmış vatandaşlarız.

İyi günler..