Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Doğduğun Yer mi, Doyduğun Yer mi?

Doğduğun Yer mi, Doyduğun Yer mi?
 

Çorum Saat Kulesi


Bir haftalık ayrılıktan sonra yeniden merhaba. Geçen cumartesi ailecek doğduğum yere doğru yola çıktık. Yıllar sonra 6 kardeşin tamamı biraraya gelmek için sözleştik. En son kez 5 numaranın düğününde, 1995'te birlikteydik. İzinleri ayarlayıp biraraya gelmek çok zor, kalabalık ve devlet memuru olunca. Ayrıca çocukların dersleri-kursları, okulları da cabası

Neyse kısa süreli oldu, ama hareketli geçti bu ziyaret. En güzeli de, ilk kez gördüğümüz, bir yaşındaki taa Muş'tan teşrif eden minik yiğen idi. Herkesin ilgi odağı oydu. Türkiye'nin dört bir yanına dağılmış bir aile benimkisi. Halalar, teyzeler epeyce kalabalık, ama herkesin kendi sorunları dolayısıyla biraraya gelip oturup konuşmak neredeyse olanaksızi

Gece yola çıktığımızdan yollar sakindi. "Yol ve yolculuk" fobisi ve yola çıkmak beni oldukça geriyor, sanki geriye dönemeyecekmişim, gibi hissediyorum ve her şeyle çaktırmadan vedalaşıyorum. Dönüp dönüp bakıyorum; belki son görüşümdür, diye hemen her şeye. Yola çıktıktan sonrası kolay. Sabah 10 gibi Ankara'daydık, "Gri " şehirde. Büyük şehirler bana göre, hatta bize göre değil. Çocuklar bile hiç heveslenmiyorlar. Ben görmeyeli mantar gibi gökdelenler yükselmiş. Yollarda trafik tıkış tıkış. Çorum yolları da biraz modernleşmiş ve genişlemiş. Nedense herkesteki memleket hasreti bende pek yok. Ben doğduğu değil, doyduğu yeri sevenlerdenim. 14 yılım orada geçti, 25 yılım burada. Anne-baba olmasa belki hiç uğramayacağım. Çorum, aynı Çorum, yatırımlar belli mahallelerde yapılmış. Denizli sıcak, derken Çorum da küresel ısınmadan nasibini almış. Önceki yıllarda yaz aylarında bile akşamları ceketsiz dolaşılmazdı.

Muhabbetlerimiz genelde hava durumu ve siyasi durumla ilgiliydi. Bizim ailedeki seçmenlerde de bir "globalleşme"gözlemledim ve şaşırdım. Birkaç parti nasiplenmiş bizim aileden. Oysa ki annemi bile tembihlemiştim. Aynen CHP' nin otobüsleri ile taşınıp AKP'ye oy veren seçmenler gibi. Neyse kömür ya da yiyecek yardımı almadan oy vermiş garip anam, bedavacı. O kadar fırça yemesine rağmen tekbaşına bir direndi ki, bir savundu ki, görmeliydiniz.

Kutlamak gerek, gerçekten iyi çalışmışlar ve örgütlenmişler. Daha da kimseye diyecek bir lafım yok bundan böyle...

Dönüşte Ankara'ya uğradık. İlk gün sular kesik, yüzümüzü elimizi yıkayacak su bulabildik tedbirli gelinimiz sayesinde. Ertesi gün elektrikler kesildi. Bir de gazetede bir haber: "Mümkünse anne-babalarınıza ziyarete gidin, bir-iki ay Ankara'dan uzaklaşın, "demiş Büyükşehir Belediye Başkanı ve çalışanlarına izin vermiş. ( Haber doğruysa ) Oh ne ala memleket, sürekli tatil yapan bir millet!..

Dönüş yolu bir hayli sıkıntılıydı. Başkanın sözünü dinleyen tatilciler anne-baba yerine, Ege sahillerini tercih etmişler sanırım, yollar 06 plakalı araçlardan geçilmiyordu. Başkanın kulaklarını çınlattık, bizim arabayı sürekli sollarken sıfıraltılılar.

Bir an önce yuvamıza dönme arzusuyla tutuşan bizim minik aile, maalesef  "özel lezzet durakları" kategorisinde anlatabileceğim bir yerde mola veremedi. Bu yüzden ballandıra balladıra yemeklerini anlatıp, ağzınızı sulandıramayacağım, kusura bakmayın! Sağ salim sıcak Denizli'ye ve sıcak yuvamıza döndük.

Blogları okudum, mesajları ve yorumları. Ama elim soğumuş bir haftada, yazı yazmak için kendimi bir hayli zorladım. Sanal dünyaya bir hafta ara verdim. Bu arada aklıma gelmişken belirteyim, gerçek alemin de sanal alemden bir farkı yok. İnsanların akılları ve ayakları bir karış havada. Tüyleşmiş insanlar, uçuyorlar.

Burada paylaştıklarımız daha bir gerçek sanki. Bilmem katılır mısınız bu sözlerime?

En güzel günler sizin olsun! Sevgilerimle..

Resim alıntıdır:
www.corum.bel.tr/images/photoalbum/corum.jpg

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..