Doğru ve eksiksiz fizyoterapi hizmeti

Çağımızda insana verilen değer, her yüzyıldan daha fazla. İnsan ömrü uzadıkça fiziksel problemler daha da artıyor. Engelliyi, yaşlıyı, yürüme güçlüğü çekeni eve ve yatağa bağlı kılan anlayış hızla değişiyor.

"Fizyoterapi-rehabilitasyon" kapsamına giren hastalık listesi uzadıkça uzuyor. Beli, boynu, omzu, dizi ağrıyan bir "fizyoterapist" e gitmeli derken; kalp ameliyatı sonrası, ya da solunum sıkıntısı çeken de ve bunlarla uğraşan da fizyoterapi hizmetlerini vazgeçilmez kabul ediyor. Hastanelerin, yoğun bakımların, kliniklerin, engelli ünitelerinin vazgeçilmez elemanı oluyor gün geçtikçe "fizyoterapist". Koruyucu hekimlikte de hastalanmadan vücudu düzgün kullanmayı öğretmek, ergonomi tekniklerini uygulamak, yani sorun ortaya çıkmadan önlem almak yine fizyoterapi-rehabilitasyonun kapsamına giriyor.

Fiziksel problemlerin halledilmesine yönelik her geçen gün yeni görüşler, yeni teknikler ortaya atılıyor. Bütün bu kavram kargaşasında "fizyoterapi-rehabilitasyon"a olan ilgi giderek artıyor. İlginin artması ve bu alandaki seçeneklerin çoğalmasına paralel ister-istemez bu işin suistimalini gündeme taşıyor. Güvenilir, eksiksiz ve reel fizyoterapi hizmeti almak için doğru adrese başvurmak önem kazanıyor.

Yaşın uzamasına paralel yeni problemlerin ortaya çıkması ve bu problemlerle uğraşma yöntemleri hızla gelişirken asıl amacın yaşam kalitesini arttırmak olduğunu gözden kaçırmamalı. Yani, yaşamı uzatmaktan ziyade uzayan yaşam sürecinde üretkenliğin devamını sağlamak, günlük aktivite, sosyal faaliyet ve hobilerin devamlılığını sağlamaktan bahsediyoruz.

Fizyoterapi ve fizyoterapi teknikleri geliştikçe, çeşitlendikçe branşlaşma bu alanda da kendini gösteriyor. Kimi engelliyle uğraşıyor, kimi ağrıyla, kimi sporcuyla, kimi de yaşlıyla, yani geriatriyle… bu konudaki uzman ve merkez sayısı giderek çoğalıyor. İhtiyaca ve talebe göre kendini geliştiren hastaneler ve merkezler, bu alandaki kaliteyi yükselterek hem hastalara daha iyi hizmet vermek, hem de hastanede kalış süresini kısaltarak ekonomik tasarruf sağlıyorlar. İşe ve günlük yaşama dönüşü hızlandıran rehabilitasyon hizmeti hastaların vazgeçilmez bir tedavi bütünleyicisi oluyor bir bakıma.

Genel popülasyonun giderek yaşlanması, onlara yönelik hizmetlerin yaygınlaşmasını ve bu bağlamda da rekabetin ortaya çıkmasına yol açıyor. Geriatrik rehabilitasyon hizmeti veren huzurevi, hastane ve merkezlerin sayısının artmasına rağmen talebin daha fazla olduğu göz ardı edilemez. Ekonomik koşulların ağırlaşması ve bu bağlamda bu merkezlerden hizmet almanın oldukça zorlaştığı düşünüldüğünde sosyal güvencelerin gündeme gelmesi ve bunlardan faydalanmanın zorunluluğu kaçınılmaz oluyor.

Ülkemiz koşullarında devlete bağlı huzurevleri ve hastaneler dışında bu hizmeti veren çeşitli vakıf ve özel kuruluşlar mevcut. Kökleri çok eskiye dayanan Darulaceze’in önemi göz ardı edilemez. Darüşşafaka Vakfı’nın bu alanda yaptığı yatırımlar dikkat çekici. Bunların yanı sıra ülkemizde Osmanlı’dan beri faaliyette olan azınlık vakıflarına bağlı hastaneler de bu alanda iddialı hizmet vermekte.

Rekabet şansını asıl yükselten şeyin uzman kalitesi ve sayısı olduğun vurgulamadan geçemeyeceğim. Çünkü elinizdeki araç-gereçlerin gösterişinden çok uzmanın verdiği hizmetin kalitesi ve hastaya doğru, eksiksiz ve gerçek tedaviyi uygulamasıyla farklılık kazanırsınız. Öne çıkması gereken unsur da bu olmalıdır. İnsanı öne çıkaran ve hastayı bir meta olarak görmeyen anlayış her zaman kazanır. Doğru yaklaşım tedavi ederken güleryüzlü hizmet, güven veren eller ve sorunları konuşarak, karşılıklı anlayış çerçevesinde çözmeye çalışmaktır. Merkezinizde insan ve insana yakışan şeyler olursa uygulamalarınız da o kadar etkin olur.