Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '08

 
Kategori
Güncel
 

Dönüşü olmayan yol

Dönüşü olmayan yol
 

-Ne mi değişecek?
-Hiçbir şey.
-Hamaset nutukları, alın yazısı gibi.
-Yüksek perdeden laf savurmalar devam edecek.
-Ve bir süre sonra unutulacak savrulan laflar.
-Taa ki bir sonraki ölümlere kadar.

-Asarız!
-Keseriz!
-Dağıtırız!
-Hepsi havada uçuşan, içi boş, ajidatif kelimeler.

-Sonuç.
-Koskocaman bir hiç.
-Ölen öldüğü ile kalmıştır.
-Ailelerin ocağına ateş düşmüştür.
-Ailelerin yüreği yangın yerine dönmüştür.
-Yoktur daha ötesi.

-Ne bekliyoruz ki?
-Terör olgusunun top yekün silinip gideceğini mi?
-Gülerim ben bu lafa.
-İstemesem de gülerim.
-Hem de katıla katıla.
-Nasıl bitecek terör?
-Nasıl önüne geçilecek terör olgusunun?
-Çok dinledik içi boş lafları.
-Ve çözüm üretmek adına ileri sürülenlerin tamamının bu güne kadar fiyasko ile sonuçlandığına tanık olduk.
-Hiçbir şey çözümlenmedi.
-Ve yıllardır ala bildiğine insanlar öldü.
-Öldürüldü.
-Dağ taş bombalandı.
-Dağın taşın altı üstüne getirildi.
-Sonuç değişti mi?
-Değişmedi.
-Değişmedi sonuç, lakin sonucun değişmemesi gibi söylemlerde değişmedi.
-Politikalar da değişmedi.
-Olan gariban vatandaşa oldu.
-Gariban olmayan vatandaşın böyle bir derdi olmadı.

-Sorumuz bellidir.
-Neden insanlar dağa çıkmıştır?
-Neden insanlar devlete isyan bayrağı açmıştır?
-Keyiften mi yoksa?
-Hakkâride bir dönem 18-28 yaş arasında beş binin üzerinde genç insan işsizdi.
-İşsizliğin ne demek olduğunu işsiz olmayan anlamaz.
-Çalışan insana ve işsizlik çekmemiş insana, işsizliğin ne anlama geldiğini anlatmak, sanırım dünyanın en zor şeylerinden birisi olsa gerek.

-İşsizlik!
-Sanırım insanın başına gelebilecek en büyük felaketlerdendir.
-Ezilmektir.
-Kişiliğini kaybetmektir.
-Yüzünü yerden kaldıramamaktır.
-İçinin erimesidir.
-Ve en kötüsü de bir çay dahi içememektir.

-Yurdun dört bir yanı işsizler ordusu ile dolu.
-Kahvehaneler hınca hınç.
-Üniversite mezunlarının bile iş bulamadığı günümüz Türkiye’si.
-Aslında bir dramın iç yüzüdür işsizler ordusunun varlığı.
-Ve buna ilaveten, yurdun bir köşesinde, kimlik sorunu yaşayan milyonlarca insan.
-Dünyanın hiçbir coğrafyasında yaşanmamış derin bir iç göç bunalımı.
-Nüfusun ters yüz oluşu.
-Hepsine bire bir tanıklık ettik son otuz yıldır.
-Acı ile.
-Evet.
-Acı bir tanıklıktı bizimki.
-Ve bize öğretilen “devlet böyyüktür” kurgusu.
-O devlet ki halkını bir türlü memnun edemedi.
-Ama halkından şevkat ve ilgi bekledi.
-Kimdi şevkati ve ilgiyi gösterecek olan?
-Doğru ya.
-Şevkat ve ilgiyi göstermesi gereken kim?
-Ama devlet hep halkından bekledi.
-Ve biz de öğrendiklerimizden hareketle hep şunu sorduk.
-Neden bu ülke insanları devlete isyan bayrağı açmıyor?
-Öğrendiklerimiz ve okuduklarımız böyle bir soruyu sormamıza neden oluyordu.
-Soruyorduk.
-Halkın isyan bayrağı açmamasını da doğrusu garipsiyorduk.
-Belki de ideolojimizin zayıflığındandı?
-Ne bileyim.
-İdeolojimiz iflas mı etmişti?
-Sosyoloji bilimi teranenden bir bilim dalı mıydı?
-Doğrusu çok da bir şey anladığımızı sanmıyorum.

-Şimdi ise isyan bayrağı açmış birileri.
-Ve sorguluyoruz.
-Kaç kişi açmış isyan bayrağını?
-Sayıları kaç?
-5 bin mi?
-10 bin mi?
-15 bin mi?
-Veya 20 bin diyelim.
-Ne ifade eder ki?
-Evet, ne ifade eder 20 bin kişinin devlete isyan etmesi?
-Hiç bir şey.
-Bence devlet sevinmeli.
-Bunca çarpık bir devlet yapılanmasının sonucunda, toplam nüfus içerisinde lafı bile olmayacak bir sayı, isyan için dağa çıkmış.
-Bangladeş seviyesindeki bir ülkeyiz.
-Lakin burnumuzdan kıl aldırmıyoruz.
-Yaşam standardının yerlerde gezdiği bir ülkeyiz.
-Lakin terör olmasın diye olmadık taklalar atıyoruz.
-“Bu halimizle, şükredelim bu kadar ölümlere” diyesi geliyor insanın.
-Ama olmuyor işte.
-İnsan bir daha dünyaya gelmiyor.
-Ölüm.
-Her şeyin sonu.
-Gerisi boş.
-Ve henüz yirmili yaşlarında insanlar.
-Ölüyor.
-Gözlerimizin önünde.
-Ama şu farkı bir türlü göremedik.
-Asker.
-Askerliğini yapacak.
-Ailesinin yanına dönecek.
-Ya dağa çıkanlar.
-İşte burası muamma.
-Geriye dönüşleri yok.
-Devlete isyanın geriye dönüşü yok.
-Bu önemli bir fark yaratıyor.
-Dağa çıkmak, eşittir ölüme gitmektir.
-Bir yıl mı?
-Yoksa on yıl mı?
-Zaman yok.
-Sınır yok.
-Hedef ölmek.
-Ölümü göze alanla uğraşmak kolay mıdır?

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..