Dost yok

Üzülerek söylüyorum. Biz, millet olmanın özelliklerini, giderek yitiriyoruz. Bağlarımız, giderek zayıflıyor ve çürüyor, daha doğrusu, ÇÜRÜTÜLÜYOR. Bizi, kendilerine benzetmeye çalışanlar, bunu neredeyse başarma konumuna geldiler. Önce aile bağlarımız çürüdü, çürütüldü. Şimdi, millet olmamızın bağları, çürütülüyor. Bir birimizi sevmez, sevemez olduk.

Dün, bir şampiyonlar ligi maçı oynandı. BEŞİKTAŞ, dünyanın en güçlü takımlarından olduğu söylenen, M. UNITED takımı ile, İnönü stadında karşılaştı. İngilizler, Beşiktaş taraftarından, özellikle çarşı gurubundan, oldukça etkilenmişler ve korkmuşlar ki; önce onlarla uğraşmanın yollarını aramışlar. UEFA yetkilileri, Çarşının, ünlü (A) harfi, anarşizmi çağrıştırıyor diye, çarşının hazırladığı pankartları indirmiş. Kendi ülkelerindeki anarşi ile başa çıkamayanlar, Çarşının (A) harfine takmışlar. Bu gün, basında çıkan bu habere, yapılan yorumlara bakıyıorum, bundan, Fener Bahçeli ve Galata Saraylı taraftarlar da, oldukça mutlu olmuşlar. Demek ki, ÇARŞI, onlarıda fazlasıyla etkilemiş. Çarşının besteleri ve sloganları olmasa, cikcikler ve cimcimelerin, maçlarda gıkı çıkmayacak. Mehter marşına ve Dağ başını duman almış, marşına kalacaklar.

Maça gelince. Türkiyenin en iyiysi, dünyanın en iyisi ile, başa baş mücadele etti. Şanssız bir gol yedik ve Maçı 1-0 yenik bitirdik. Müslümanların, en hayırlı gecesinde, Kadir gecesinde, Tanrı bile İngilizlerden yanaydı. Vefakar, Beşiktaş taraftarının dışında, tüm Türkiye, sanki İngilizlerden yanaydı. 8- 10 gol yememizi bekleyenler, bunun için dua edenler, ağızlarının suyunu akıtanlar bile vardı. Eskiden, "Türkün, Türkten başka dostu yoktur" derlerdi. Şimdi o da kalmamış.

Türklerin hiç dostu kalmamış. Hem dışarda, hem içerde. Uluslar arası ilişkilerde, bizimle beraber olan, tek ülke gösteremezsiniz. Arnavutu, Bosnalısı, Boşnakı, Gürcüsü, Arabı, İngilizi, Fransızı, Almanı, Avusturyalısı, Anzakı, Dazlakı, hepsi bize düşman. Hepsinin bize karşı, geçmişten kalmış bir kuyruk acısı var. Kimi Osmanlıya, kimi ayağında çarığı, elinde tüfeği bile olmayan, üç, beş, Türke boyun eğmişlerdi. Biz onları, zamanında mazlum duruma düşürmüştük. Tarihin, hiç bir devrinde, Türkler, mazlum duruma düşmediler. Şimdi Tüm Avrupa bunun peşinde. İçeride de taraftarları var. Büyük Atatürk, gençliğe hitabesinde, bu duruma işaret ederek, büyüklüğünü bir kez daha göstermiş oluyor. Ama, o gençlik, şimdilerde kendi kalesine gol atmakla meşgul. Olan biten ile ilgilenen yok. Herkes, kesesinin derdine düşmüş veya düşürülmüş. Milletimiz, sadakaya alıştırılıyor. İş yok. Ramazan çadırları, dağıtılan makarna, bulgur, bir paket margarin, üç, beş torba kömür, sessizliği koruyor.

Avrupalı şaşırsa, vizeyi kaldırıp, kapılarını açsa, nüfusumuzun%70 i, dışarıya akacak. Yırtık çarık, paslı tüfekle şehit olanlar, boşuna şehit olmuş olacaklar.