Musa Arslan'ın onur intiharı ve ülkemizdeki sorumluların pişkinliği!

Bir trajik haber, ülke gündeminin yoğunluğunda kaynayıp gitmiş.

Bu trajedi, aynı zamanda bir ders niteliği de taşımakta!

Rastlantı sonucu Cumhuriyet'in 3. sayfasında gördüm haberi. Alıntılayabilmek için başka kaynak da aradım, Ulusal Basın'da çok az yer bulmuş bu haber.


***

'Harakiri' Japonlara özgü bir intihar biçimidir.

Zaman zaman haberlerde işitiriz; 'şu olaydan kendini sorumlu tutan falan yetkili harakiri yaptı' diye. Bu yetkili/sorumlu bakan da olabiliyor, belediye başkanı da...

Gerçekten de Japonya'da, kendisini ülkesine ve yurttaşlarına karşı sorumlu hisseden makam sahipleri, ülkesinin ya da yurttaşının çok önemli bir maddi kaybında veya can kayıplarında kendilerini sorumlu hissedip, 'harakiri' yaparlar. Bu eylem biçimi, bir insanın yaşamının sonu olsa da, takdir gören bir tercih olarak algılanmakta.

Sonu ölüm de olsa 'harakiri', dünya kamuoyunda da onurlu bir davranış olarak kabul görmekte.

***

Aliağa'nın Kapıkaya köyü ile Manisa'nın Karaahmetli köylerinden Yeni Şakran beldesinde bulunan Yeni Şakran İlköğretim Okulu ile Mustafa Güngör Çolakoğlu Lisesi'ne öğrenci taşıyan servis aracı bir yıl önce, köprüden dere yatağına uçmuş, kazada 4 öğrenci ölürken 24 öğrenci ve sürücü ile bir veli de ağır yaralanmıştı.(*)

Kurtulanlardan öğrenci Musa Arslan bu olayı bir türlü unutamıyor. Hatta, olaydan sorumlu tutuyor kendisini hep!


Okuduğum haber kaynakları Musa'nın, "Ben artık okumayacağım. Yaşadığımız trafik kazasını ve olayda hayatını kaybeden arkadaşlarımı unutamıyorum. Keşke servise yokuşun önünde binmeseydim. Arkadaşlarım benim yüzümden öldüler. Arabaya bindiğimde servis şoförü bana 'Burada niye duruyorsun 100 metre aşağıda düzlükte beklesene. Bak seni alayım diye durduk, fren patladı. Çocuklar hepiniz Allah'a dua edin' demişti. O'nun lafını da hiç unutamıyorum. Keşke aşağıya kadar yürüseydim" dediğini yazıyorlar.

"Ben artık okumayacağım" diyerek koyun gütmeye başlayan Musa Arslan, geçirdikleri kazanın yıldönümünde, çobanlık yaptığı ağılın tavanına kendini asarak intihar etmiş.

'Arkadaşlarına duyduğu özlem ve vicdan azabı', onun bu dönüşü olmayan yolu seçmesine neden olmuş!

Hem onur... hem vicdan azabı!..

Ve çocuk yaşta trajik son.

***

Deprem, sel felaketleri, hızlısı yavaşı; tren kazaları, terör... Ülkemiz ne çok acılar çekti bu doğal ve doğal olmayan afetlerden!

Hiçbir sorumlu çıkıp da, 'ben hatalıyım', ya da 'görevimi gerektiği gibi yapmadım/yapamadım, ben sorumluyum' diyerek bırakın intiharı... istifa bile etmediler.

Ama istifadeyi erdem saydılar!!!

Musa'nın onur intiharı bu durumda çok daha büyük anlam ifade ediyor.

Onu intihara sürükleyen duygular, acaba Türk Ulusu'na birçok acılar yaşatmış olanlarda da var mıdır?



(*) : http://www.skytv.com.tr/arkadaslarinin-olum-yildonumunde-intihar-etti.html