Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '09

 
Kategori
Siyaset
 

DTP kapatımı hayra denk geldi

DTP kapatımı hayra denk geldi
 

ninem


Demokratik ilkelerim gereği ben, terörü doğrudan kullanarak, ya da terörün kurumsal yandaşlığını resmen yaparak siyaset yapmadıkça bir partinin kapatılmasına karşıyım.

DTP her ne kadar PKK terör örgütünü kınamış değilse de, terörün her türlüsüne karşı olduğunu sıkça söylemiştir. Siyasi desteğinin çoğunu PKK yandaşlarından aldığını sanarak gönlünde bir PKK sevecenliği taşıyor olsa da, terör eylemlerine kurumsal bir katılımcı olduğu söylenemez. Ancak PKK terör örgütünü kendi deyimleriyle "devlet terörü" karşısında haklı gördüklerini de hiç saklamadılar. Parti toplantılarında PKK yandaşlarının örgütü övücü ve yüceltici çığırtılarını, açılan örgüt flama ve pankartlarını parti çalışması olarak üstlenmeseler de, bunları kınayıcı açıklamalardan da kaçındılar. Anayasa mahkemesi için bu tavrın somut kanıtları gene Anayasa'dan gelen hukuka uygun olarak kapatma nedeni olmaya yetti de arttı bile.

Kararı duyunca, "keşke ağır para cezası, hazine yardımını kesme, birkaç siyasi yasaklama uyarısı ile yetinilseydi" diye düşünmüştüm. Bunu hem ileri demokrasi arzumdan, hem de DTP'nin tıpkı AKP gibi mazlumları oynayarak oylarını artırma sakıncasından dolayı düşündüm.

Ancak şimdi kararı yeniden irdelediğimde, kapatmanın ülke huzuru, ve hatta demokrasimizin sağlıklı evrimi için hayırlı olacağını görebilmekteyim.

Bu karar son zamanlarda, özellikle de şu "Demokratik Açılım" sürecinde ateşi yükselen "kelleci" Türk ve Kürt milliyetçiliğini soğutmaya yarayabilir. Bazı kafalara, "Demokrasi öyle kafana eseni yapma özgürlüğü değildir" bilincinin tokmağını tıklamanın bence tam zamanıydı.

Türkçülük yaparak çoğunluk ırkçılığına kayabilecek tavırlar, ve Kürtçülük yaparak PKK hizmetine kayan bölücü tavırlar bu kararla birlikte ülkenin ve demokrasinin başı boş olmadığını hissedeceklerdir. Türkçüler, PKK'nın sözcüsü gibi davranan DTP'nin meclisteki havasının söndürüldüğü için devlete güven tazeleyerek "Cumhuriyet Vatanı'nı" hain bellediklerinden kurtarma görevlerini erteleyeceklerdir. Kürtçüler de karara duyacakları öfke anlamını yitirdikçe, bağımsızlık isteyerek ve terörü siyasi malzeme yaparak siyaset yapmalarının kendilerine bir fayda getirmeyeceğini daha iyi kavrayacaklardır.

DTP kapatılmasaydı kanımca daha da bir demokrasi küstahı kesilecekti. Bu da doğal olarak Türkçülük yapan "milliyetçi" kesim ile Kürtçülük yapan bir azınlık milliyetçiliği arasındaki tepkimeyi sıcak çatışmaya varasıya dek azdırabilecekti.

Şimdi herkes takkesini önüne atıp düşünmeli. Demokratik Açılım TC Devleti'ne dayatılan bir PKK ve ABD tasarımı olaydı, TC Anayasal Hukuku DTP'yi kapatmaya cesaret edebilir miydi? Yani Anayasa Mahkemesi, hukuken doğru olmasına rağmen, TC Devleti'nin onay verdiği bu toplumsal tasarımı bozabilecek olan kararı alabilir miydi? Bence alamazdı; çünkü TC Devletini bağlayan güç hayda hayda Anayasa Mahkemesi'ni de bağlayacaktı... Bu karar, TC'nin PKK örgütünü Kürtlerin temsilcisi olarak muhatap aldığı idddialarını da çürütmüştür. TC Devleti, sadece PKK'yi değil, sırf Kürtleri temsil ettiği iddiasında olan siyasi bir partiyi bile muhatap almayacağını göstermiş oldu. Bu mantık bağlamasından bakınca, Demokratik Açılım her ne kadar ilk adı "Kürt Açılımı" olsa da, bundan böyle herkes için açılacaktır...

Demokratik Açılım'ı Kürtlere ayrıcalık hakları gibi gören DTP, süreci bulandıran siyasi partiler safından ayıklandığı için hükümetin bu süreci ilerletmesi daha kolay yönetilebilir olacaktır. Ben CHP'nin bundan sonra sürece daha ılımlı ve hatta bazen yapıcı eleştirilerle yaklaşacağı kanısındayım. Çünkü CHP, MHP ile eşleşen siyasi bir yaklaşımı uzun süre parti kimliği gibi taşımanın kendisine yaramayacağını anlayabilecek kadar siyasi deneyime sahip bir partidir...

DTP davasının uzamasına bozuluyordum; ancak şimdi iyi ki uzamış diyorum. Karar bence en fayda verebileceği zamana denk geldi. Bilerek yapılmadı tabi, fakat kendiliğinden öyle oldu; çünkü sorumsuz siyaset, Türk-Kürt ayrımcılığını keskinleştirmeye başlamıştı.

İleri demokratik isteklerimizin yanında, tüm yurttaşların kimlik hassasiyetlerini de dikkate alan sorumlu siyaset geleneği yerleşmedikçe, Anayasa'daki kapatma hukukunu hepten silsek bile bu parti kapatma davalarını toplumsal gündemden düşüremeyiz... Çünkü Anayasa talep etmese bile, Türkiye'de yurttaş çoğunluğu daha epey bir zaman, doğrudan veya dolaylı yoldan terör eylemlerine bulaşmadığı halde terör sevicisi ve ayrılıkçı olan partileri demokrasinin sevimsiz bir yanı olarak sineye çekebilecek kadar korkusuz demokrat olamayacaktır...

"Siyasi partileri millet kapatır" deyişi kulağa ve akla hoş geliyor da, bazı durumlar vardır ki milletin karar vermesi beklenirken çok geç kalınmış olunabilir. Bu yüzden de siyasi partiler kanunu ile Anayasa Mahkemesi'ne parti kapatma yetkisi verilmesi demokrasiyi koruma ve kollama görevinden sayılmalıdır. Yapılması gereken şey, bu kapatma kıstaslarının net, anlaşılır ve somut nedenlere dayanır olmasıdır. Öyle ki, Anayasa Mahkemesi'nin hüküm kararı da "siyasi" nitelemesiyle suçlanamaz olmalıdır.

Artık olan olmuştur. Yüksek Mahkeme hükmüne uymaktan başka demokratik bir yol yoktur. Ancak bu noktada Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül siyasi yasak cezası almış olan Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk ile birlikte tüm DTP milletvekillerini bir çaya davet ederek, onları mecliste kalmaya ve PKK'dan bağımsız bir siyasi özgüvenle seçmenlerinin demokratik hak ve taleplerini elde etmeyi amaçlayan siyasi-sosyal-ekonomik çözümler üretmeye çağırmalıdır. Böyle bir arzunun Cumhurbaşkanı tarafından dillendirilmesi "demokrat millet" adına şık bir tavır olacaktır. Ve tabi ki, uzun zamandır şimşekler çakan siyasi havanın da yumuşamasına katkı yapacaktır. Çünkü devleti ve milleti birlikte temsil eden Cumhurbaşkanlığı'nın bu kabulü DTP milletvekillerinin ve dolayısıyla da Kürtlerin dışlanmışlık duygusunu az da olsa giderecektir; ayrıca diğer siyasetçiler ve medya da DTP milletvekillerine karşı eleştirilerinde, en azından Cumhurbaşkanı'nı ezip geçmeyecek kadar insaflı olmaya gayret gösterebilirler.

Muharrem Soyek

 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..