Dünya “soykırım” diyorsa siz de deyin; birilerinin hatasından niye biz sorumlu olalım ki

Kendisi kendisini savunamayan vakalar kafadan haksız olarak nitelenmeli. “Ermeni Soykırımı” iddiasının altı boş olsa bütün dünya neden bize karşı birleşsin ki. Demek ki iddia edenlerin ellerinde kuvvetli deliller var. Erivan  “Türkler dedemizi öldürdü” diyecekler elin Alman’ı, Rus’u, İngiliz’i de hemen inanacak öyle mi? Demek ki var bir şeyler.

İnkâr politikalarıyla bir yere varılamaz. Bir kısım çevrelerin dolduruşuna gelerek milliyetçi söylemlerle olayın üzeri kapatılamaz. Ülkemiz bugün zor durumda, bütün dünya karşımızda. Bu ne demektir biliyor musunuz? Yarın bu ülkeler Türkiye ile ticareti kesebilirler. Türkiye BM’den çıkarılabilir. Ülkemin geleceğini Enver Paşaların beş kuruş etmeyen onuruyla değişemem!

“Hiç kimse, hiçbir şey umurumuzda değil” demeyin, her şey herkes umurumuzda; efelik çağları geride kaldı. Ülkenin başındaki kişiyi dinlerken dehşete düştüm. Rahmetli Alparslan Türkeş’in “ Bozkurtlarım…” diye başlayan söylemine benziyor.

Bütün dünya bizi katillerin torunu olarak görüyor. Boş ver Papa’yı falan; bu niye böyle demiş, şu şunu söylemiş, soykırım vardı, yoktu, katliam, ihanet… Hem sonra birilerinin yaptığı hatadan 100 yıl sonra niye biz sorumlu olalım ki… İşte Kerim Korkut’un 08 Aralık 2010 tarihli bu konuda söyledikleri “Ermeniler Türkiye’den tazminat istiyor. Niye? Yüzyıl önce dedelerimiz güya onların dedelerini öldürmüşler. E git dedemden iste! Ben mi öldürdüm dedeni? Dünyaları kaybettik anasını satayım ya! Ermeni meselesi, Ermeni meselesi. Ekonomimiz bu yüzden battı. Keşke verseydik istediklerini. Yaşayan elli yüz kişiye üç beş kuruş kan parası. Sadakamız olsun. Ama adam istemeyi bilmiyor ki. Doğu Anadolu’yu onlara verecekmişiz. Rahmetli Nene Hatun kabrinde hortlar da gece gırtlağımıza yapışır valla billa! Bir de özür dileme var. Ben dilesem olur mu? Temsilciniz güzel bir hatunsa az biraz Frenklik karışmıştır kanımıza; elini de öperiz icabında. Savaş bu kardeşim. Kimi öldü, kimi öldürdü. Vahşetin hesabı olur mu? Benim dedemse de bilerek, kasten, gereksiz yere canavarca duygularla senin dedeni öldürdüyse buradan söylüyorum işte “Allah belasını versin!” Daha ne yapayım? Fransa’nın ortasına soykırım anıtı diktiriyorsun. Amerikan Senatosu’na kanun koyduruyorsun. Avrupa ülkelerini ücretsiz avukat tutuyorsun. Ermenileri çok seviyorum. Keşke bir Ermeni kızıyla evlenseydim. Ama yani hiç kusura bakma Sayın Haltediyon Gıcıkyan eğer kapılar açıldıktan sonra da soykırım anıtını kaldırmazsan kapıyı öyle bir kapatırım ki bir daha yedi sülalen açamaz”

İşin şakası bir yana Türkiye gerçekten zor durumda. Hani bu da önemli değil görünen o ki haklı da değiliz. Cumhurbaşkanı arşivlerimizi açtık diyor. Katliamı sen yapmışsın, senin arşivin geçerli olur mu? Osmanlı “1,5 milyon Ermeni’yi kestik işte belgeleri” mi diyecek? Bu konuda Erivan’ın arşivleri bile bize göre daha geçerli. Artık bu noktadan sonra denilecek ne var ki “Atalarımız yemiş bir halt, temizlemesi bize düştü”

Ama elbette bizi kurtaracak durumlar da var “Olmuş kardeşim, elimden ne gelir” diyeceğiz. Ben yapmadım ya! Atalarımızın yaptığını biz mi yapmış sayılıyoruz? Soykırım var dersek atalarımızı suçlamış hatta inkâr mı etmiş oluyoruz? Bu işi yetkili yetkisiz birileri yaptı.  Tüm Osmanlıyı, yani atalarımızı suçlayamayız.

Soykırımı kabul ettiğimiz zaman sonucu ne olur? Ne olursa olur bundan daha kötü olmaz. Erivan’ın amacı bu davayı kazanıp atalarının ruhunu huzura erdirmek mi yoksa menfaat mi? Zira Ermeni çevrelerce toprak talebi sık sık gündeme getiriliyor.

Biz Osmanlı’nın borçlarını ödedik, hatalarının bedelini de öderiz. Bir millet bu nedenle mağdur duruma düşmüşse bu mağduriyet nasıl giderilir bilmiyorum. Gerekirse tazminat verilir. Biz 2 milyon Suriyeliye kapılarını açmış bir milletiz. Bu zor zamanımızda 6 milyar dolar harcadık. Benzer bir yardımı soykırım mağdurlarına yapabiliriz.