Dünya batıyor mu?

Fiziki, veya siyasi veya askeri (savaş) olarak batmaktan bahsetmiyorum, ekonomik batmadan bahsediyorum.  Her sabah gazetelerde profesör yorumu dinlemekten gına geldi. Profesörler hadi neyse ne de spikoşlar profesörden daha bilgili daha profesör sanki. Anlatıyor anlatıyor anlatıyor, zaten söyleyecek bişey kalmadıktan sonra da, “öyle değil mi hocam, siz ne düşünüyorsunuz” diyor. Buradaki maksadı soru sormak değil, biz kerizmiyiz anlıyoruz, esas maksadı bu konuda ne kadar bilgili olduğunu, ne kadar iyi hazırlandığını, ev ödevini ne kadar iyi yaptığını göstermek. Biz de  evirilip çevirilip tekrar tekrar  söylenen şeyleri dinlemek zorunda kalıyoruz.

Söylenenleri doğru anlamışsak ABD zaten batmış, Avrupa da ölmüş ağlayanı yok. Eeee dünyanın geri kalanının da bundan etkilenmemesi mümkün değil, eninde sonunda onlar da batacak. Durum bu kadar vahim mi? Evet bu kadar vahim. Benim esas anlamadığım şey şu. Bütün bunlar bir günde olmadı ki. İstesen de dünyayı bir günde bu kadar kötü hale getiremezsin. Bir günde de olmadı, bir ayda da olmadı, hatta bir yılda da olmadı.

Peki dünyanın en akıllı, en zeki, en iyi okullarda okumuş, en zorlu sınavlarından, mülakatlarından geçmiş insanlar yönetmiyormu  Amerikayı da Avrupayı da. Oraların Merkez Bankası Başkanlar, FED Başkanları, Hazine Bakanları, Maliye Bakanları, koca koca devlet bankaların ve özel bankalarının başkanları dünyanın en bilgili, en vasıflı, en zeki insanları değil mi. Aylık maaşları 50,000, 100,000 hatta 500,000 dolar olan belki bir milyon dolar olan insanlar yönetmiyormu bütün bu müesseseleri. Ve o kadar kontrol, denetim, denetim şirketleri, sermaye piyasası kurulları vs vs vs bunlar hepsi  kış uykusuna mi yatmışlardı da işlerin bu kadar kötü hale gelmesine müsaade ettiler. Hiç kimse mi uyanmadı, hiç kimse mi uyarmadı, hiç kimse mi bir mahkeme de bir dava açmadı. Tuhaf, tuhaf, tuhaf. Gerçekten tuhaf. Gerçekten anlamıyorum. Demek ki  güvendiğimiz dağlara kar yağıyormuş da haberimiz yokmuş.

Sadece onların dağlarına kar yağmakla kalsa iyi, “bana ne” der geçer giderim. Ama bu işin ucu eninde sonunda bize de değecek.. Bizlerin analarımızın vücutlarının belli kısımlarına da kar yağabilir, hatta yağacağı bence kesin. Dünya batıyor ve biz çıkıyoruz. Bu mümkün değil.

Peki batmak ne demek? Nasıl batılır? Biz bunu daha evvel gördüüüük. Mesela dolar 4 lira olur. Mesela kuduz aşısı bulamazsınız. Mesela röntgen filmi bulamazsınız. Mesela Tokyo Büyükelçinizin maaşını ödeyemezsiniz? Mesela kiralık evini boşaltıp kayınvalidesiyle beraber oturmak zorunda kalan çiftlerin sayısı çığ gibi artar. Mesela köyüne dönen ailelerin sayısı çığ gibi artar. Tinercilerin, kapkaççıların sayısı çığ gibi artar, kontrol edemez hale gelirsiniz; vs vs vs. Fuhuş çığ gibi artar.. Allah göstermesin ama batmak böyle olur.

Allahtan bütün dünya da,  ABD de, AB de, Türkiye de, Çin de, Rusya da aylardan beri, hatta yıllardan beri bunun üzerinde duruyor, düşünüyor, çözüm arıyor. Şeyini yutmuş kaz gibi düşünüyor, neredeyse saçını başını yolacak, kafasını çatlatacak. Düşünüyor, düşünüyor da bir çözüm de bulamıyor.

Bütün bu durumlara neden geldik, nasıl geldik. İnsanların para hırsı, kazanma hırsı, harcama hırsı yüzünden geldik. Olmayan paraları, henüz kazanmadığımız paraları harcaya harcaya geldik. Dünyayı yönetenler  de maalesef bu sistemin bir parçası oldular. Allah encamımızı hayreylesin.